Haber: Melissa Feza Katlar

Her yıl okulların açılması, engelli çocuklar ve aileleri için karşılaşılan zorlu süreçleri tekrar gündeme taşıyor. Son zamanlarda, bu konuda hem velilerden hem de öğretmenlerden gelen şikayetler dikkat çekiyor. Engelli Bakım, Rehabilitasyon ve İletişim Uzmanı Adem Kuyumcu, bu sürecin en büyük sorunlarından birinin akran zorbalığı olduğunu vurguluyor. Engelli çocukların yaşadığı zorbalık sorununu ele almak ve çözüm bulmak, toplumun tüm kesimlerinin iş birliği yapması ve bilinçlenmesi gereken bir konudur. Adem Kuyumcu ve Psikolojik Danışman Halil Yavaş ile yaptığımız röportajda akran zorbalığının ne olduğunu, engelli çocuklar üzerindeki etkilerini ve başa çıkma yollarını ele aldık.

Engelli Çocuklara Yönelik Akran Zorbalığının Farklı Yönleri

Psikolojik Danışman Halil Yavaş, engelli çocuklara yönelik akran zorbalığının ne olduğu ve hangi biçimlerde ortaya çıkabileceği konusunda şu görüşleri paylaşıyor:

"Özel gereksinimli çocuklar, bedensel yetersizlikten dil ve konuşma güçlüğüne, zihinsel yetersizlikten öğrenme güçlüğüne kadar farklı engel türlerine sahip olabilirler. Bu nedenle, akran zorbalığı da çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir. Örneğin, bedensel yetersizliği olan çocuklar spor faaliyetlerine katılmaktan alıkonulabilir ve sosyal izolasyon ve ayrımcılığa uğrayabilirler. Zihinsel yetersizliği olan öğrenciler, derslerde kendi hızlarında ilerlerken arkadaşları tarafından dalga geçilebilirler. Ayrıca, konuşma güçlüğü, işitme yetersizliği veya görme yetersizliği olan çocuklar daha çok sözel zorbalık davranışlarına maruz kalabilirler."

Zorbalığın Psikolojik Etkileri: Uyku Problemleri, Alt Islatma, Depresyon ve Akademik Başarısızlık

Peki, bu tür zorbalığın engelli çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri neler?

Yavaş, akran zorbalığının engelli çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerini şu şekilde açıklıyor:

“Zorbalığa uğrayan çocuklar, okulu sevmeme ve okuldan nefret etme eğilimine girebilirler. Bu, okula gitmeme isteğiyle sonuçlanabilir ve çocuklar bedensel şikayetler gösterebilirler. Bu şikayetler fiziksel olabileceği gibi, aynı zamanda somatik tepkilerin de bir sonucu olabilir. Zorbalığa uğrayan çocuklarda uyku problemleri, alt ıslatma, depresyon, akademik başarısızlık, yeme bozuklukları gibi sorunlar da görülebilir. Arkadaşları tarafından dışlandıklarında ve oyunlara dahil edilmediklerinde sosyal kaygıları artabilir ve benlik saygısı azalabilir. Bu çocuklar, ileride sosyal ortamlara girmekten çekinebilirler, sosyal yaşama daha az katılabilirler ve yaşam doyumları düşebilir.”

Çocuklarınızın Özel Durumlarını Anlayın ve Okul Başarısını Destekleyin

Halil Yavaş,bu sorunlarla başa çıkmak için ailelere, öğretmenlere ve diğer yetişkinlere yönelik öneriler de sunuyor:

Yavaş, ailelere çocuklarının özel durumunu iyi tanımalarını ve bu durumun gerektirdiği ihtiyaçları anlamalarını öneriyor. “Aynı zamanda, çocukların okul yaşamındaki problemlerini anlamaya çalışmalı, onlara destek olmalı, öğretmenler ve psikolojik danışmanlarla iş birliği yapmalılar. Ayrıca, çocuklarına örnek olabilecek başarılı insanların hikayelerini paylaşarak cesaretlendirmeli ve rol modeller sunmalılar.” diyor.

Öğretmenlere ise, öğrencilerini iyi tanımaları ve bireysel farklılıklara saygı göstermeleri gerektiğini söylüyor. “Öğretmenler, özel gereksinimli öğrencilere yönelik öğretim yöntemlerini tercih etmeliler. Sınıf içinde ayrımcılığı ve dışlanmayı önlemek adına etkili stratejiler kullanmalılar. Ayrıca, okul psikolojik danışmanları da sınıflarda özel gereksinimli öğrencilere yönelik farkındalık geliştirici çalışmalar yaparak sürece destek olmalılar.” diyor.

Benlik Saygısı Yüksek Olanlar, Zorbaca Davranışlara Karşı Kendini İfade Edebilir ve Hayır Diyebilirler”

Engelli çocukların kendilerini koruma ve destek alma konusunda nasıl güçlendirilebileceğini de vurguluyor:

" Akran zorbalığına maruz kalan özel gereksinimli öğrenciler, kendini korumada akranlarına göre daha çok zorlanmaktadır. Bu sebeple akran zorbalığı ile mücadele edebilmesi için birtakım beceriler kazandırılmalıdır. Destek alabileceği kişileri bilmesi ve yardım isteme becerilerinin geliştirilmesi ilk olarak gereklidir. Yapılan zorbaca davranışlar karşısında kendini ifade etmesi ve hayır diyebilmesi için benlik saygısı yüksek olmalıdır. Özel gereksinimli öğrencilerin sosyal iletişim becerilerinin yüksek olması halinde, akranları tarafından sosyal kabulleri kolaylaşmaktadır. Bu öğrencilerin ayrımcılığa uğrama düzeyi düşmekte ve etkinliklere alınmama durumları azalmaktadır. Bu becerileri kazanmasında öğretmenleri ve ailesi destek olmalıdır.”

Çocuklara Engellilik Kavramını Anlatırken İzlenmesi Gereken Yollar

Adem Kuyumcu, ailelerin çocuklarına engellilik kavramını anlatmaları ve farklı zihinsel gelişim gösteren akranlarını anlayışla karşılamalarını ifade etmeleri konusunda önemli tavsiyelerde bulunuyor. Kuyumcu, " Normal gelişen çocuklarla engelli veya farklı zihinsel gelişim gösteren çocuklar arasında doğru iletişimi sağlamak için, engellilik kavramını somut ve gerçekçi bir şekilde açıklamanın gerekliliğine dikkat çekiyor. Çocukların merak etmeleri ve soru sormalarının doğal bir durum olduğunu belirten Kuyumcu, "Öyle yaratıldı, öyle doğdu" gibi basit açıklamaların yetersiz olduğunu vurguluyor. Onun yerine, engelliliğin ne olduğunu anlayışla ve doğru bir şekilde aktarmanın önemine değiniyor. Engelliliğin korkunç, kötü veya acınası bir durum olmadığını ve engelli bireylere saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Kuyumcu, yanlış bilgi vermemek adına bu konuda hassas olunması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca, çocuklara engelli veya farklı zihinsel gelişim gösteren akranlarının durumunu açıklarken, somut örnekler vermenin faydalı olabileceğini öneriyor. Örneğin, "Arkadaşının gözleri doğuştan veya sonradan yaşadığı bir sebeple görmüyor" veya "beynindeki bazı farklı gelişimler nedeniyle senin gibi düşünmüyor" gibi ifadeler kullanmanın anlayış ve empati geliştirmede yardımcı olabileceğini belirtiyor.