Bedri Adanır

Sur ilçesindeki çatışmalar ve ortaya çıkardığı maddi-manevi yıkım, bugünlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın festival programının 9. ayağı olan Sur Kültür Yolu Festivali ile bir kez daha gündeme geldi. Festivalin konser gibi etkinlikleri HÜDA-PAR ve Saadet Partisi tepkileri sonrası iptal edilirken festival kapsamındaki diğer etkinlikler 14 Ekim 2023 tarihinde başladı.

Festival kısmen iptal

Hür Dava Partisi’nin (HÜDA-PAR) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Turgut, İsrail-Hamas savaşı nedeniyle 14-22 Ekim tarihleri arasında gerçekleşmesi planlanan festival için “akıl tutulması” diyerek iptal edilmesini ve bütçesinin Filistin halkına gönderilmesini talep etmişti:

“Buradan sesleniyoruz! Halkımızın cebinden çıkan milyonlarca liraya mal olacak bu festivaller derhal iptal edilmelidir. Bu etkinliklere ayrılan bütçenin açlık, susuzluk ve yokluk yaşayan kardeş Filistin (Gazze) halkına gönderilmesi gerekmektedir.”

Festivalin iptalini isteyen bir diğer siyasi parti ise Saadet Partisi: Partinin Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin de benzer gerekçelerle festivalin iptalini istemişti.

Sur’da Ne oldu?

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde, 2 Aralık 2015 - 10 Mart 2016 tarihleri arasında “özyönetim” talebiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı güvenlik güçleri ile PKK, YDG-H ve YPS mensupları arasında yaşanan çatışmalar sonucunda, Sur ilçesindeki Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahallelerinde büyük bir yıkım gerçekleşmiş ve yaklaşık 20 bin insan ilçeden göç etmek zorunda kalmıştı.

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu kentte büyük bir travmaya yol açan çatışmalar devam ederken “Sur’u Toledo yapacağız,” demişti.  Binlerce insan evinden olurken Toplu Konut İdaresi (TOKİ) acele kamulaştırma kararlarıyla toplu konut inşasına başlamıştı.  

“Yıkım çatışmalardan sonra da devam etti”

Konuyla ilgili çeşitli vesilelerle açıklamalarda bulunan Diyarbakır Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Herdem Doğrul, Sur’daki yıkımın büyük bölümünün çatışmalardan sonra gerçekleştiğine ve bunun uydu fotoğraflarıyla tespit edildiğine dikkat çekiyor:

“Bu yıkımların sebebinin çatışma olmadığı bizim daha önce hazırladığımız raporlarda çok açık şekilde görülüyor. Yıkım çatışma süreçleri bittikten sonra da devam etti. Burada bilinçli bir şekilde hafızaya bir saldırı var. Sur içinin bir hafıza mekânı olma gerçekliği var. Oradaki toplumsal yapının bir hafızası var. Büyük bir oranda daha önce köyleri yakılmış, köylerinden göç etmek zorunda kalmış insanların yerleştiği bir alan. Onların orada geliştirdiği kolektif bir yapı var. Üç, dört nesildir devam eden çocukluk anıları var. Çok daha öncesinde ise Ermeni toplumunun hafızası var. Bunların tamamı aslında yok edilmek istendi. Bu hafızayı yok etmenin en temel araçlarından bir tanesi de mekânı yok etmek. Yani mekân hafıza konusunda önemli bir temsiliyet sağlıyor.”

Sur’u turizme açma çabaları

Mimar Herdem Doğrul, binlerce insanın evlerinden edilip işsiz kalması, yüzlerce insanın ölmesi pahasına devam edilen “Sur’u Toledo yapacağız!” planının tutmadığı görüşünde:

“Turizm şirketlerinin günde onlarca tur düzenlenmesine ve büyük bir tanıtım çalışması yapılmasına rağmen karşılık bulmuyor.  O beklenen rant, beklenen pazarlama sağlanamıyor. Ne yapıyorlar, bu sefer tekrar yüzünü yerele dönüyor. Yereli oraya çekmenin bir yolu olarak da bu festivalleri düzenliyor. İnşa etmeye çalıştığı yeni mekânı ve hafızayı bu festivaller yoluyla meşrulaştırmaya çalışıyor. Bizim nazarımızda da bu, Sur içinden göç eden 30 bin insanın hafızasına büyük bir saygısızlıktır.”

UNESCO: Sur tehlike altında

Bunun yanı sıra, yine Diyarbakır Mimarlar Odası, birkaç ay önce yayınladığı raporunda Sur ilçesindeki Hevsel Bahçeleri’nin önemli bir tarım alanıyken zamanla endüstriyel tarıma geçilmesiyle UNESCO’nun dünya kültür mirası olma özelliğini yitirdiğini ve bunun üzerine UNESCO Dünya Miras Komitesi’nin Sur’u  ‘Tehlike Altındaki Dünya Miras Listesi’ne almayı tartışmaya açtığı bir rapor yayınladığına vurgu yapılıyor