Haber: Sıddık Güler

24 Nisan 1915 yılında başta bölge olmak üzere Türkiye’nin birçok kentinde Ermeniler tehcire maruz kaldı. Olayların üzerinde 108 yıl geçmesine rağmen halen birçok kentte Ermeniler geçmişin izlerini arıyor. Geçmişte Ermenilerin yaşadığı kentlerden biri de Muş’un Varto ilçesi. Birçok tarihi yapının bulunduğu ilçe, yıllar sonra Ermeni bir grup tarafından ziyaret edildi. İlçeye bağlı Eryurdu (Xaşxaş) köyüne gelen Ermeniler, başta o dönemden kalan mezarlar olmak üzere tarihi alanları ziyaret ederek, geçmişe dair iz aradılar. Ermenilerin köylülerle buluşması ise duygulu anlar yaşattı.


Dedelerinin yaşadığı topraklara ziyaret 

Yıllar sonrada olsa dedelerinin yaşadığı toprakları ziyaret etmek istediklerini dile getiren Ermeniler, köylülerin misafirperverliğinden dolayı teşekkür etti. Dedelerinin yıllar önce bu köyden göç ettiğini dile getiren grupta yer alan Ema, "Dedemin yaşadığı toprakları kardeşlerim ve bir grup arkadaşımla gelip ziyaret ettik," dedi.  

İniye Pil Çeşmesi'ne ziyaret 

Dedesinden duyduğu ve köy meydanında bulunan İniye Pil Çeşmesi'ni de ziyaret eden Ema'nın, çeşme başında sık sık 'İniye Pil' demesi dikkat çekti. Dedelerinden küçükte olsa bir iz aradıklarını belirten Ema, ancak bütün aramalarına rağmen köyde bir iz bulamadıklarını dile getirdi. 
Ema, “Ziyaret sırasında köy halkının çok samimi bir tavrıyla karşılaştık. Köylüler çok samimi ve içtendiler. Bundan sonra da düzenli geleceğiz. Buranın her taşında toprağında dedelerimizin izleri var," dedi.

Ne olmuştu?

Tehcir Kanunu veya resmî adıyla Sevk ve İskân Kanunu 27 Mayıs 1915'te Osmanlı Hükûmeti tarafından I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusu ile karşı karşıya gelebilecek iç unsurların savaş bölgelerinden uzak yerlere devlet eliyle gönderilmesi için çıkarılan göç kanunu. 1 Haziran 1915 tarihinde Takvim-i Vekâyi'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. İçeriğinde Osmanlı Ermenilerinden bahsetmemesine rağmen doğrudan imparatorlukta yaşayan Ermeniler hedef alınarak Ermenilerin yaşadığı şehirlerden başka yerlere sürülmesine yol açtı.

Bu içerik Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Gazeteciler Cemiyeti’nin “Basın Evi Destek Aracı (BEDA)” programı kapsamında hazırlanmıştır.