Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, "örgüt üyesi olmak" ve "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla açılan davanın 21 Aralık'ta görülen karar duruşmasında 22 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yürüttüğü siyasi çalışmalar ve yaptığı konuşmalarla suçlanan Güven, kararın verildiği gece tutuklanarak, Elazığ Cezaevi'ne gönderildi. Güven'e hapis cezası verilip, tutuklanmasına tepkiler sürüyor. 

Yerine kayyım atanan Van'ın Saray Belediye Eşbaşkanı Caziye Duman ile KHK'li olduğu gerekçesiyle mazbatası verilmeyen Tuşba Belediye Eşbaşkanı Ayşe Minaz, Güven'in verdiği mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. 

'KAÇIRMA ANLAYIŞI'

Güven'in PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı cezaevindeyken girdiği açlık grevi eylemini hatırlatan Duman, bu eyleminin aynı zamanda "demokrasiye olan açlıktan" kaynaklandığını kaydetti. Güven’in apar topar gözaltına alınarak, tutuklanmasının "kaçırma anlayışı" olduğunu vurgulayan Duman, "Bu zihniyetle yürüyen bir sistemin de bir gün hukuk ve adalete ihtiyaç duyacağını düşünüyorum. Leyla Güven şahsında yapılan baskı ve tutuklama tüm Kürt halkına yapılmış bir uygulamadır. Bu sürecin karşısında direnen bir halkın olduğunu da son süreçte güçlü bir şekilde gördük” şeklinde konuştu. 

‘LEYLALAR ÇOĞALACAK’

Güven’in her zaman demokrasi ve eşitlik mücadelesi verdiğini kaydeden Duman, “Sayın Güven’in başlattığı açlık grevi Türkiye, Avrupa, Ortadoğu halkına ulaşan bir grev oldu. Direniş ruhu Güven şahsında tüm ülkeye yayılmıştır. Demokrasinin önünü kapamaya çalışan zihniyete karşı Leylalar çoğalacaktır, Leylalar bir gün olsun eksilmeyecektir. Kadınlar direniş ruhuyla ülkeye demokrasiyi getirinceye kadar mücadele edecek. Demokrasinin olmadığı bir ülkede hukuk olmaz. Güven, demokrasinin, barışın ve kardeşliğin sesidir. Derhal serbest bırakılmalıdır” diye seslendi. 

DİRENİŞİN SEMBOLÜ: LEYLA

Güven’in Kürt siyasetinde önemli bir isim olduğuna dikkati çeken Minaz ise, Güven’in daha önceki yıllarda verdiği mücadeleyle kadın direnişinin sembolü haline geldiğini dile getirdi. Güven’in, milletvekilliği düşürüldüğünde kullandığı "Mecliste olmamız önemli değil. Bizim için önemli olan halkla iç içe olmaktır. Halkın içerisinde direnmeye devam edeceğiz" ifadelerini hatırlatan Minaz, “Güven mücadelesiyle bize bunun böyle olduğunu bizzat gösterdi. Güven, AKP- MHP iktidarının her dönem cezalandırmaya çalıştığı kişidir” dedi.

GÜVEN'İN 'KAÇMAM' MESAJI

Güven’in gözaltına alındığı sırada kullandığı, "Kaçmak isteseydim bin kere kaçardım ve sizin ruhunuz duymazdı. Hiçbir yere gitmiyorum. Bu ülkede siyaset yapmaya devam edeceğim" ifadelere de değinen Minaz, bu ifadelerin kadınlara mesaj olduğunu söyledi. Minaz, “Hepimiz AKP'nin eril zihniyeti karşısında direnmeye devam edeceğiz. Leyla içeride sesimiz olacak, biz de dışarı tüm kadınların sesi olacağız" dedi. Mevcut yargı sisteminde tarafsızlığın kalmadığına işaret eden Minaz, mevcut yönetim için ise "çete" benzetmesi yaptı. Minaz, AKP'nin siyasi bir parti olmaktan çıktığını ve ülkeyi diktatörlük ve baskıyla yönetmeye çalıştığını kaydetti.  

‘LEYLA’NIN SESİYİZ’

Kürt kadınlarının iradesine, sesine ve kimliğine karşı bir yönelimin olduğunu söyleyen Minaz, AKP iktidarının kadını yok etmeye çalıştığını kaydetti. Minaz, şöyle devam etti: “Güven her seferinde bütün oyunları boşa çıkarmıştır. Leyla Güven'in sesini kısmaya çalışanlar, yarın direnen tüm kadınların sesini kısmaya çalışacaktır. O yüzden bugün Leyla’ya ses vermek çok önemli. Bizler Leyla’nın sesiyiz. Leyla’ya ses olmaya devam edeceğiz."