Van Gölü Havzası, Türkiye'deki 475 kuş türünden 232'sine ev sahipliği yapıyor. Havzada önemli bir popülasyona sahip olan martılar da insan yoğunluğu az olan Adır, Akdamar ve Çarpanak adalarında kuluçkaya yatıyor, üremelerini tamamlayıp yaz aylarına doğru geri dönüyor. Sayıları milyonlarla ifade edilen martılar, neslini sürdürme konusunda şimdilik bir risk yaşamıyor ancak üreme dönemlerinde, yumurtalarını bıraktıkları doğal alanların insanlar tarafından ziyaret edilmesi martıları doğal yaşam alanlarını terk etmeye zorluyor. Çarpanak Adası’na yapılan turistik ziyaretler nedeniyle martıların yumurtaları ve yuvaları zarar görüyor.

'İÇLER ACISI BİR DURUM'

Ziyaret ettiği Çarpanak Adası’nda giden İskender Taş karşılaştığı manzarayı Artı Gerçek'ten Gazeteci Şenol Bali'ye anlattı:

Van'da çağrı: Makbule Özer tahliye edilsin Van'da çağrı: Makbule Özer tahliye edilsin

"Sosyal medyada reklamlarının yapılması ile son haftalarda Çarpanak Adası’nın yoğun ziyaretçi gidiyor. Turizm anlamında güzel ama oradaki doğal yaşamı da düşünmek lazım. Hem adaya bakan burunda hem de teknelerle gidilen adada herhangi bir yürüme yolu veya patika yapılmamış. Adımını attığın yerler otlarla ve otların arasında martı yumurtalarıyla dolu. Martılar sürekli uçuşuyor, insanların gezmesiyle hırçınlaşıyorlar. İnsanların yumurtalara bastığını, ezdiğini gördüm. İnsan kalabalığından yumurtalarına yaklaşamıyorlar. Sürekli bağırışıma içerisindeler. İçler acısı bir durum."

İlgililerin tedbir alması, insanların da hassas olmasına dikkat çeken İskender Taş, ziyaretlerin bir düzen çerçevesinde sınırlandırılması ve girişe kapalı alanlar oluşturularak önlemler alınması gerektiğini söyledi.

'YUVALARI ZARAR GÖREN MARTILAR SALDIRGANLAŞIYOR’

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, Akdamar Adası’nın güney tarafı, Çarpanak Adası ve Adır Adasının martıların üremek için en çok tercih ettiği yerlerden olduğunu söyledi:

"Martılar üremek için orta yerde yumurtalarını bırakıyor. Şu ana kadar buralara insan akışı olmadığı için tehlike görmediler. Adır Adası’nda hâlâ tehlike yok ama Akdamar Adası’nın güney kısımlarına ve Çarpanak Adası’na insanların gitmemesi lazım. İnsanların burada dikkat etmesi lazım, bastıkları her yerde yuva var. Gezi koridorlarından veya limanlardan çok da ayrılmamaları gerekiyor. Özellikle Çarpanak Adası’na tekneyle geçişlerin yasaklanması gerekiyor. Yumurtaları, yuvaları zarar gören martılar ürküyor ve saldırganlaşabiliyor, hırçanlaşabiliyorlar"

yimirta.jpgÇarpanak Adası pek çok martı yuvasına ev sahipliği yapıyor

'EKOLOJİK DENGE BOZULUR'

Yaşam alanlarının tahrip olmasıyla martıların yer değiştirerek kent merkezilerine doğru hareket edeceğini dile getiren Arslan, bunun da bir dizi sorunu beraberinde getireceğini belirtti. Arslan, "Nesli tükenme altında olan hayvanlar değil. Hafif koruma tedbirleri ile nesillerini devam ettirebilirler. Ancak yaşam alanları tahrip olursa kent merkezlerine veya köylere doğru yaklaşırlar. Çatılara yuva yapabilirler. Böyle olunca kentteki çöpleri dağıtırlar. Bu doğal yaşam alanlarını bozmamamız lazım. Bozarsak, martıların nasıl refleks gösterecekleri belli olmaz. Bu sene yiyecekleri az olmasından dolayı şehrin çöplüklerinde yoğunlaşıyorlar. Martı buraya geldiğinde başka hayvanları da çeker. İnsan ve yaban hayat karşı karşıya gelir." dedi.

'DOĞAL ALANLARI KORUMAK GEREKİYOR'

Ekolojik dengenin bozulması ile beraber hastalık riskinin de artacağına dikkat çeken Arslan, sadece Adır adasında bir milyona yakın martının olduğunu ve yeni sezonda üç milyon olarak döneceklerini söyledi. Yaşam alanlarının bozulması ile beraber köylere göç etmek zorunda kalacaklarına değinen Arsalan, "Bu yaşam alanlarını bozarsak bu hayvanlar bir yerler arayacak. Köye geldiğinde köydeki hayvanlarla karşı karşıya gelecek. Birbirlerine alışıncaya kadar hastalık ve parazit alışverişi olacak. Bu açıdan dikkat etmek, doğal alanlarını korumak gerek" dedi.