İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit ve cezaevlerindeki hak ihllalerine karşı tutukluların 27 Kasım 2020'de başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi 142'inci gününde. 29'uncu grubun devraldığı eyleme ilişkin konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Murat Melet, tecridin kaldırılması için tüm kesimlere "refleks gösterme" çağrısı yaptı. 

'BIÇAK KEMİĞE DAYANDI'

Açlık grevlerinin daha önceki süreçlerde de bir mücadele yöntemi olarak ortaya çıktığına dikkati çeken Melet, “artık bıçak kemiğe dayandı” noktasında bu yönteme başvurulduğunu söyledi. Ülkedeki cezaevlerindeki siyasi tutukluların defalarca haksızlık ve hukuksuzluklara karşı açlık grevine girdiğini anımsatan Melet, “Siyasal iktidarın ya da devletin yaratmış olduğu haksızlık bir tarafa artık toplumun da cezaevlerindeki insanlara haksızlık ettiğini düşünüyorum. Çünkü her şeyi tutuklulardan beklemek aslında büyük bir yanılgıdır. Toplumun bir refleks göstermesi gerekiyor. İnsan hakları savunucuları olarak yaşam hakkının kutsallığını dile getiriyoruz. Ne olursa olsun bir insan bedenini açlığa mahkum etmemelidir. Fakat günümüz Türkiye'sinde insanlar yapabilecekleri başka bir şey kalmadığı için bu yönteme başvuruyorlar” diye kaydetti. 

'HUKUKSUZLUK SONA ERMELİ'  

Tutukluların, mücadeleleriyle mevcut sistemin demokratikleştirmeyi amaçladığını kaydeden Melet, ancak eylem karşısında yaşanan sessizliğin üzücü olduğunu ifade etti. "Derhat bu sessizlik sona ermeli ve tutukluların seslerine ses olunmalı" diyen Melet, “Açlık grevlerindeki insanların haklı ve meşru talepleri görülmeli ve bir an önce Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır. Bu tecrit başlı başına bir işkence yöntemi. Aynı zamanda ülkedeki adalet sistemini gösteren bir durum. Çünkü tecridin uygulanması bir hukuksuzluktur. Bir an önce bu hukuksuzluğun kaldırılması gerekiyor. Bu sessizlikten kurtulup tutukluların seslerine ses, nefeslerine nefes olup, hep birlikte mücadele etmeliyiz” şeklinde konuştu. 

ÖCALAN'IN HAKLARI

Melet, Öcalan’ın da diğer tüm tutuklular gibi haklarından yararlanması gerektiğini vurguladı. Hiç kimsenin farklı bir muamele istemediğine dikkati çeken Melet, “Türkiye 300 bin tutukluya uyguladığı hakların aynısını Sayın Öcalan’ a uygulamak zorunda. Çünkü bunlar Sayın Öcalan’ın haklarıdır. İktidar, yıllardır Sayın Öcalan’ı bu haklarından mahrum bırakmak için bütün yollara başvuruyor. Bu yollar sonuç alınabilecek yollar değildir. Bu yollar, ülkenin adaletini, demokrasisini ve insan haklarına bakış açısını her sefer yeniden sorgulanmasına neden oluyor. Bir an önce bu anlamsız ve gereksiz uygulamaların düzeltilmesi gerekiyor" diye seslendi. 

Melet, ülkedeki tüm sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, demokrasiden yana olan kurum ve kuruluşlara şu çağrıda bulundu: "Herkesin bu sessizliğe son vermesi gerekiyor. Türkiye’deki iç barışın gerçekleşmesi için de bir an önce tecridin kaldırılması gerekiyor. Bunların olması için de hepimizin devlete çağrıda bulunması gerekiyor.”(Van/MA)