Geçtiğimiz sezon deplasman yasağı ve özellikle batıdaki şehir takımların taraftarların ırkçı saldırılarına maruz kalan Amedspor, son olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedefi olmuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun iddiaları üzerine Amedspor Kulübü’nde 10 gün boyunca denetim yapılsa da Soylu’nun iddialarını kanıtlayacak hiçbir emareye rastlanmadı.

Koronavirüs salgını ile birlikte külübün ekonomik sıkıntıları da büyürken sezon öncesi Diyarbakırlı iş çevresi ve insanlarının sponsorluğa yanaşmaması eleştiri konusu oldu. İş insanların sponsorluktan uzak kalması hükümetin baskısı olarak yorumlandı. Özellikle Diyarbakırlı bir iş grubunun İstanbul takımı olan Tuzlaspor’a sponsor olması taraftarın tepkisini çekmişti.

Bu sorunlar altında lige başlamak zorunda kalan Amedspor, ancak liglerin başlamasına bir ay kala yeni yönetimini seçebildi. Transfer döneminin sonuna ancak yetişebilen Amedspor sadece iki haftalık sezon öncesi kamp yapabildi. Oynadığı düşük tempo ile eleştiren Amedspor, 2. Lig Beyaz grupta oynadığı 8 maçta 4 yenilgi ve 4 galibiyet alarak 12 puanla 9’uncu sırada bulunuyor. 24 Erzincanspor, Hekimoğlu, Uşakspor ve Sarıyer’e kaybeden Amedspor; Şanlıurfa, Hacattepe, Kömürspor ve Gümüşhane karşısında kazansa da oynadığı futbol ‘düşük tempolu’ olduğu gerekçesi ile eleştiriliyor. Tüm yaşanan süreçlere rağmen Amedspor’un güçlü bir şekilde ayakta kaldığı tespiti de yapılıyor.

SIKINTILI SEZONA HAZIRLANDIK

Sezon öncesi yaşanan sorunları Yeni Yaşam Gaztesi'nden Selman Çiçek'e değerlendiren Amedspor Başkanı Çetin Alsaç, genel kurullarını sezona bir ay kala yaptıklarını bu nedenle göreve geldiklerinde kampa götürebilecekleri bir futbolcu gruplarının olmadığını söyledi. İlk olarak teknik direktör ile anlaşma yaptıklarını belirten Alsaç, “Hocadan sonra kadroyu şekillendirecek sporcu arkadaşlarla görüştük. Olabildiğince kısa zamanda transferleri tamamlamaya çalıştık. Takımı kampa gönderdiğimizde 13 futbolcumuz vardı. Transfer ettiğimiz 17 futbolcudan sadece 7’si kamp süreci yaşadı. Geri kalan ligler başladığı için kamp sürecine dahil olamadılar. Sıkıntılı bir süreç ile sezona hazırlandık’’ dedi.

'SEZONA GEÇ BAŞLADIK'

Sezon başı alınan yenilgileri de değerlendiren Alsaç, “Aldığımız yenilgiler sezona iyi hazırlanmamızdan kaynaklıdır. Biz yönetime geldiğimizde transfer sezonun son 40 günü idi ve transferlerimiz kamp sürecini yaşamadı. Taraftarlarımız bu durumu iyi bilmeli. Genel havuzda kalan futbolcuların en iyisini almaya çalıştık. Biz genel havuzun nimetlerinden faydalanamadık. Biz iskeleti kurduktan sonra lige yöneldik. Normalde bir takımın yeni sezona hazırlanması için en az 60 antrenman yapması gerekirken biz ise 23 antrenman yaptık. 37 tane eksik antrenmanımız var. Lig sürerken bu açığı kapatmaya çalışıyoruz. Bu da çok zordur. Biz bu açığı kapatmaya çalışırken sakatlıklara da neden oluyor’’ diye konuştu.

TARAFTARSIZ ZOR

Salgından kaynaklı taraftarların stada alınmamasının kendilerini olumsuz etkilediğini belirten Alsaç, avantajını da deplasmanda yaşadıklarını söyleyerek şunları belirtti: “Kendi sahamızda taraftarımızın olmaması bizi etkiliyor. Tabi avantajını da yaşıyoruz. Özellikle deplasmanlardaki üzerimizdeki baskıyı taraftarın yoksunluğundan dolayı hissetmiyoruz. Bu da sonuçlara yansıyor. Özellikle deplasmanlarda seyircimiz alınmıyordu, sadece karşı tarafın taraftarı alınıyordu, bu da bir baskı aracına dönüştürülüyordu. Ancak artık şartlar eşit olduğuna inanıyorum. Tabi bu baskıyı da aşmamız gerekiyor. Taraftarın olduğu yerde coşku vardır. Özellikle bizim gibi büyük taraftar grupları olan takımlar bu yoksunluktan büyük zorluk yaşıyor.’’

'BU EKONOMİ İLE MÜMKÜN DEĞİL'

Kulübün ekonomik durumuna da değinen Alsaç, ekonomik olarak bütün kulüplerin aynı nokta olduğunu ancak birçok takımın belediye, valilik gibi kurumlardan az da olsa destek aldığını ancak kendilerinin bu desteklerden mahrum olduklarını ifade etti. Kendi ayakları ile ayakta durduklarını belirten Alsaç, “Bu ekonomiyle sürdürebilir bir yolda değiliz. Bu sene takımı bir yerlere getirebiliriz ama bu yapıyla bu finans ile önümüzdeki sezonda da takımı ileri taşımamız mümkün değil. Ekonomik olarak reel bir yaklaşımda değil. Bu kulübün yıllık 12 ila 15 milyon gideri var. Bu gideri karşılamak ancak elbirliği ile olur. Önümüzü görmek mümkün değil çünkü bir kaynağımız yok, bir kaynak yaratamıyoruz” dedi.

İŞVERENLERE ELEŞTİRİ

Amedspor’un sponsor bulamamasının özellikle basının irdelemesi gereken bir konu olduğuna dikkat çeken Alsaç, “Amedspor sadece Diyarbakır’ın takımı değil bölgenin takımıdır. Sporda bir duruşu sergileyen bir takımdır. Şehrin ve bölgenin ileri gelen ticari insanları bir yaklaşım göstermiyor. Bunu kulüp olarak bizlerin değil de sizlerin onlara sorması daha doğru olacaktır. Bu toprakların nimetlerinden yararlananlar bu toprakların ortak bir değerine sırtlarını dönmeleri bana çok samimi gelmiyor. Bu doğru bir yaklaşım değil, gelecekte taraftarlarımız bu süreci konuşacak, sorgulayacak. Bundan kaçamazlar. İnsanların ortak değeri, paydasından kaçmak mümkün değildir. Evet bugün sırtını dönenler olabilir ama halkın bu ortak değerine sahip çıkacak çok sayıda insanlarımız vardır” diye konuştu.

'SPONSOSUMUZ TARAFTARIMIZ'

Bazı kulüplerin taraftar destek kampanyaları ile ayakta kaldığını belirten Alsaç, kendilerinin de taraftarların katılımı ile bir kampanya düzenlemeyi ilk amaç olarak edindiklerini ancak bunun da Bakanlık ve Valilik gibi kurumların iznine tabi olduğunu söyledi. Sadece taraftarların desteğiyle ayakta kalabileceklerine inanan Alsaç, “Bu düşüncemizi ileriki süreçte gündemimize almak istiyoruz. Önceliğimizdir. Taraftarların desteği takım aidiyetini de pekiştiriyor. En büyük sponsorumuz taraftarlarımız olacak” şeklinde konuştu.

ENGEL BAŞARI İLE KALKAR

İki sezondur süren deplasman yasağına da değinen Alsaç şu sözleri sarf etti: “Deplasman yasağı doğru değildir. Mücadele eşit şartlarda olur. Burada kesinlikle bir haksızlık var. Bu haksızlığı kulüp olarak doğru bulmuyoruz. Ama bu yasak devam ederse takılıp kalmayacağız. Bu yasağa en büyük cevabımız sportif başarı olacaktır. Biz başarı elde ettikçe önümüzdeki engellerde kendiliğinden kalkacaktır. Bir üst lige çıkarsak daha görünür bir lig, o zaman yasağı koyabilirler mi? Bu nedenle başarmak zorundayız. İkinci ligde belki kamu baskısı yok ama birinci lig öyle değil, televizyonda canlı yayınlanıyor, kamu baskısı daha fazla olacaktır.’’

KULÜBÜN İNŞAASI

“Geçmişi şikayet ederek geleceği kuramayız” diyen Alsaç, takım üzerine koydukları artılar üzerinden hareket edemeyeceklerini belirterek; “Geçmişe takılıp kalmayacağız. Biz önce doğruyu yapacağız bize karşı bir yönelim varsa eleştireceğiz. Diğer etmenlerden bağımsız hareket ederek başarıya endeksli bir takım olmak istiyoruz. Hiç kimse ile bir polemiğe girmeyeceğiz. Sportif faaliyet çerçevesinde başarılarla sözümüzü söylemek istiyoruz. Bizim ilk hedefimiz kulübün geleceğini inşa etmek olacak. Özellikle altyapıda, kadın ve engelli branşlarında” diye konuştu.