Haber ve görüntü İhsan Birgül

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yaklaşırken her seçim özellikle kadın örgütleri tarafından dillendirilen kadının siyasetteki temsiliyeti tartışması tekrar gündemdeki yerini aldı. Bu seçimlerin de erkek odaklı olacağı şimdiden belli. Buna tüm ittifakları sürekli erkek aday üzerinde yoğunlaşması örnek gösterebiliriz…

Yerelde durumlar bundan daha vahim. Çoğu il ve ilçelerde kadın temsili yok. Bazılarında ise çok az. Bu illerden olan Ağrı'daki yerel yönetimlerde kadın temsili tablosuna baktığımız toplamda 19 kadın temsilci var. Bu kadınların 2'si belediye başkanı 1 tanesi eşbaşkan olarak görev yapmaktadır. 
Parti dağılımına baktığımızda neredeyse temsilcilerin tamamı HDP'den seçilmiş kadınlar. İl genel meclisindeki 3 kadın üye HDP'li. 2 belediye başkanı ve 1 eşbaşkan da yine aynı partiden seçilmiş 
İl merkezindeki 6 belediye meclis üyesinin 2'si AKP'den 4'ü  ise HDP'den. Doğubeyazıt'taki 1 bağımsız meclis üyesi dışında il ve ilçelerde geriye kalan tüm meclis üyeleri de HDP'den.

Kadın temsiliyetinin neden az olduğunun sebepleri insan hakları savunucusu, Ağrı Barosu avukatlarından, İnsan Hakları Derneği Yöneticisi Av. Merve Sönmez'e sorduk.

Ağrının dört ilçesinde belediye yönetiminde hiçbir kadın meclis üyesinin bile olmamasının sebebinin eril zihniyet ve toplumun kadına atfettiği roller olduğunu belirten Sönmez:

 4 İLÇEDE KADIN MECLİS ÜYESİ BULUNMUYOR

"Dünya nüfusunun neredeyse yarısından fazlası kadın olmasına rağmen maalesef siyasal hayatta ve siyasal pozisyonlarda yeterince yeterli olmadığını ve bu pozisyonlarda yeterince yer almadığını görüyoruz. Bunların temel nedeni, kadınların liderlik pozisyonlarından kalması. Kadınların siyasetten uzak kalmasının temel nedeni maalesef eril zihniyet ve toplumun kendilerine atfettiği görevlerdir. 
Ağrı özelinde konuşmak gerekirse, evet maalesef Ağrı'da dört ilçemizde herhangi bir kadın belediye meclis üyemiz bulunmamakta. Verileri sayacak gerekirse; Tutak belediyesinde kadın meclis üyemiz maalesef yok. Hamur belediyesinde aynı şekilde yok. Eleşkirt belediyesinde de kadın meclis üyemiz yok. Taşlıçay belediyesinde herhangi bir kadın meclis üyemiz yok. Diyadin belediyesinde kayyum atanmış 1 eşbaşkan ile 1 meclis üyesi var. Patnos belediyesinde eşbaşkan ile birlikte toplamda 5 kadın üyemiz var. Doğubeyazıt belediyesinde 2 meclis üyesi ve 1 kadın belediye başkanı var. Ağrı merkezde 6 kadın meclis üyemiz var.  İl genel meclisinde ise 3 kadın üyemiz var.
Mevcut haliyle Ağrı'da 1 belediye başkanı ve 1 tane de eşbaşkan var. Maalesef ki erkeklere oranla -özellikle Ağrı nüfusuna bakıldığı zaman Ağrı nüfusunun da yarısından fazlası kadın olmasına rağmen - kadınların siyasette, özellikle Ağrı bünyesinde, yerel demokraside ve yerel yönetimlerde yer almadığını ve yer alma sayısının da oldukça az olduğunu görüyoruz" dedi.

Tarsus'un Kavaklı ve Girne Mahallesi’nde ikamet eden Suriyeli göçmenler uyum sorunu yaşıyor Tarsus'un Kavaklı ve Girne Mahallesi’nde ikamet eden Suriyeli göçmenler uyum sorunu yaşıyor

Kadının yerel yönetimlerde yer almak için yaptığı başvuru sürecinin de yine erkeğe ve hakim olan toplumsal kodlara dayandığına dikkat çeken Sönmez, buna şu örnekleri gösterdi:

Türkiye'de kadın temsilcilerin adaylık süreçlerinde siyasal parti ayrımı olmaksızın ortak eğilimi ve özellikleri var. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz; 

  • Aday olunan bölgede bilinen bir aileye mensup olma, böyle bir ailenin kızı veya gelini olma. 
  • Doğu bölgesinde aşiret mensubu olma ve benzeri faktörler adaylık sürecinde önemli bir etki ve rol oynamaktadır. 
  • Yine adaylık süreçlerinde kadınların meslek dağılımına bakıldığında en çok avukatlardan olduğu görülmektedir. Diğer meslek grupları ise sırayla; doktorlar, gazeteciler ve akademisyenlerdir. 
  • Yine adaylık için erkeğe davet gitmesi neticesinde erkeğin eşini aday olarak teklif veya erkeğin eşini aday olarak teklif etmesi de kadının adaylık sürecinde önemli bir etkendir. 
  • Yine kadının parti teşkilatlarından geliyor olmaları da adaylık süreçlerinde önemli bir etkendir. Özellikle 2007'de AKP'den seçilen 30 kadının 7'sinin kadın kollarından geldiğini görmekteyiz.

KADININ YERELDEKİ TEMSİLİYETİNİN ÖNÜNE GEÇİLİYOR

Kadının temsildeki azlığının yerel kodlar kadar merkezi siyasetin de etkili olduğunu belirten Sönmez:
"Türkiye'de yerel siyasette kadın temsil oranın az olmasının birçok nedeni var. Bu nedenlerin başlıcası, merkezî yönetimin yerel yönetimler üzerindeki vesayet yetkisi ve yerel siyasetin ulusal siyasete bağımlı olduğuna ilişkin bir algının bulunmasıdır. Ayrıca yerel yönetimlerin bir çoğunun küçük yerleşim birimlerinden oluşması ve küçük yerleşim yerlerinin kadının geleneksel rolünden çıkamadığı bir ataerkil toplum yapısı barındırması kadının yerelde temsilinin önünde bir engel olarak görülmektedir. Diğer engeller ise geleneksel toplum yapısının ataerkil olması, kadınların siyasete katılımdaki isteklerinin çok az olması ve özgüven eksikliği olarak sıralanabilir" diye devam etti.

Kadının yerel yönetimlerde temsilinin neden önemli olduğuna şu örnekleri gösteren Sönmez:
"Yerel yönetimlerde kadının temsilinin önemli olmasının birçok nedeni var. Bu nedenlerden en önemlisi de yerel yönetimlerin sunmuş olduğu hizmetlerin erkeklerden daha çok kadınları etkilemesidir. Nitekim geleneksel toplum yapısında elektrik, su ve doğalgazı kullanarak ev işlerini yapan, ulaşım hizmetleriyle ev alışverişi yapıp evine dönen,  çocukları okula götürüp getiren, belediyelerin yaptığı çocuk parkı ve bahçelerine çocuklarını götüren kişidir. Hatta kadın aile içi şiddete maruz kaldığı zaman sığınacağı yer yerel yönetimler tarafından tahsis edilen kadın ve çocuk sığınma evleridir. Bu kapsamda kadının yönetimlerde temsil edilmesinin bir gereklilik olduğu ortaya çıkar. Bununla birlikte temel sorun yalnızca hizmetlerin yetersizliği nedeniyle ücretsiz aile emeğinin artmasından ibaret de değildir. Kadın temsilinin yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan cinsiyete duyarsız hizmetlerin sonuçları da önemlidir. Pek çok hizmetin uygulanması ve karar alma sürecinde cinsiyet tarafsız görünse de, gerçekte yarattıkları sonuçlar bakımından kadın yanlısı değildirler" sözleriyle gözden kaçan birçok noktaya dikkati çekti. 

Kadın ve erkek eşitliğinin temel bir hak olduğunu söyleyen Sönmez, bu çağrı ile sözlerini sonlandırdı:
"Bu kapsamda kadınların iş hayatında ve siyasal alanda dezavantajlı grup olarak desteklenmesi gerekmektedir. Aynı zamanda kadın- erkek eşitliğinin temel bir hak olduğu ve kadınların da erkekler gibi eşit haklara sahip olduğu unutulmamalıdır".

Bu içerik Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Gazeteciler Cemiyeti’nin “Basın Evi Destek Aracı (BEDA)” programı kapsamında hazırlanmıştır.