Türkiye'nin Kuzey-Doğu Suriye'ye yönelik saldırısı sonrası gündeme gelen Kürt ulusal birliğine yönelik çalışmaları ve 18 - 19 Ocak'ta düzenlenecek çalıştayı değerlendiren İnsan ve Özgürlük Partisi Genel Başkanı Mehmet Kamaç, bunun çalışmalardan daha önemli olduğunu vurguladı. 

Tarih boyunca hiçbir devletin veya gücün Kürtleri çıkarsız, karşılıksız desteklemediğine dikkat çeken Kamaç, bundan sonra da bu durumun değişmeyeceğini söyledi. Kürt halkının 4 parça Kürdistan’da statüsüz bırakıldığını dile getiren Kamaç, "Mahabad Kürt Cumhuriyeti süreci önemli bir süreçtir ve o tarihte Ortadoğu siyaseti üzerinde olağanüstü bir durumda oluşturulmuştur. Bilindiği üzere Sovyet Birliği ve İngiltere, İran işgali üzerine aralarında bir anlaşmaya varmışlardı. Tabi o zamanlar Kürt halkı için de Rojhilat Kürdistanı'nda bazı imkanlar oluştu. Fakat bununla birlikte şunu da unutmamalıyız ulusal güçleri etkin olan devletler her zaman kendi çıkarlarını, menfaatlerini ön planda tutmuşlardır ve pratikleri de bu hesaplar üzerinde olmuştur. Bu harekat sırasında sadece Kürt halkı değil aynı zamanda İran'da yaşayan Azeri halkı kendisini yönetebilecek bir örgütlenmeye ve mücadeleye sahipti. Kürt halkına Ruslar destek veriyordu. Azeri halkına ise İngiltere destek veriyordu. Fakat ne Rusya'nın ne de İngiltere'nin hedefinde Kürt ve Azeri halkının kendi kendini yönetme düşüncesi yoktu. Egemenlerin hedefleri tamamıyla var olan doğalgaz ve diğer zenginliklere el koymaktı” dedi. 

‘KÜRT HALKI KENDİ ÖZ GÜCÜNE GÜVENMELİDİR’

Kürt halkının öz gücüne güvenmekten başka bir yolunun olmadığını söyleyen Kamaç, “Bugün Ortadoğu’da özellikle Rojava örneğinde görebiliyoruz. Kürt halkı Rojava kazanımlarıyla tarihte bir kez daha muhatap alınıyor. Ortadoğu siyasi konjektüründe  uluslararası güçler Rojava’da Kürt halkına bu nedenle destek veriyor. Başur Kürdistanı'nda da bunu görebiliyoruz. Kürt halkına, özellikle uluslararası güçlerin bölgeden çekilmesi ya da siyasi dengelerin değişmesi ile ne olacağı da çok önemli. Evet uluslararası güçlerin Kürt halkına vereceği destek önemlidir; fakat burada esas olan Kürt halkının kendi benliklerine, kendi öz güçlerine güvenerek mücadele etmesi ve kazanımlarına sahip çıkması. Bunun için en önemli şey davranışçı değil akılcı olan ve güncel/konjonktürel siyasetin üstünde ulusal stratejik bir siyaset oluşturmadır" diye konuştu. 

'BİRLİK DUYGUSU EN ÖNEMLİ ŞEY' 

Kürtlerin mücadelesinde birlik duygusunun önemine vurgu yapan Kamaç, "Bu süreçte şunu çok iyi biliyoruz ki Kürdistan'da ihtiyaç olan ulusal bir birliğin acilen kurulmasıdır. Elbette Kürt halkı ve Kürdistan'da inançlar da ideolojiler de örgütlenmeler de farklılıklar olabilir; fakat bunlar ulusal birlikteliğin önünde engel teşkil edecek bir boyutta değildir. Kendi farklılıklarını da koruyarak ulusal kimlik ve değerler etrafında bir araya gelmeliler” diye belirtti.

‘BU MASA KÜRT HALKININ MASASIDIR’

Diyarbakır’da 18-19 Ocak yapılacak Kürt Ulusal Birlik Çalıştayı’nın önemine değinen Kamaç, şöyle devam etti: “Yapılacak çalıştayda 'ulusal birlik hangi çerçevede ve nasıl olması gerekir?' sorusunun cevabı aranacak. Çalıştayla, ulusal birliğin geniş yelpazede, tüm toplumsal kesimlerin sözü ve fikirleri ile zenginleşmesi amaçlanmaktadır. Bu Kürt halkı için çok önemli bir meseledir. Tüm kurum temsilcilerinin, aydınların ve rusipilerin bu masada ulusal birliğe dair düşüncelerini söylemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu masa Kürt halkının masasıdır. Kerkük, Efrîn ve Rojava’ya yönelik saldırılarda 4 parça Kürdistan’da bütün Kürtlerin yüreği yandı. Buna baktığımızda halkın içerisinde birlik var. Halkımızın bu birliği partilere de yansıtarak, birlikte hareket edilmesini sağlamalı. Bütün partiler ve halkımız birlikte hareket ederek, tüm dünyaya birliğini göstermesi her zamankinden daha acildir. Birlik çalışmasının partilerden ve diğer tüm çalışmalardan önemli olduğunu düşünüyoruz. Egemen güçlerin desteğine değil kendi gücümüze yani birliğe ihtiyacımız var.”

MA / Cemil Uğur