İran-Van sınırında göçmen ve sınır ticareti ile uğraşanların (kolber) yaşadıkları hak ihlallerine her gün yenisi ekleniyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi’nin 2020 yılı hak ihlalleri raporuna göre, sadece son bir yıl içerisinde sınır hattında birçoğunun failinin kolluk kuvveti olduğu 12 kişi yaşamını yitirdi ve 9 kişi ise yaralandı. En son Çaldıran ilçesinin Beydoğan (Şexsucuh) Mahallesi kırsalında Hesen Keçelano (44) ve Behnam Samadi (17) adlı kolberler askerler tarafından gözaltına alındı ve yoğun bir şekilde işkenceye maruz kaldı. Daha sonra çıplak bir şekilde sınıra bırakılan kolberlerden 5 çocuk babası Keçelano, gördüğü işkenceden kaynaklı yaşamını yitirdi. Olaya ilişkin "kasten öldürmek" suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında 3 askerin ifadesi alındı. 

Olay yerinde incelemelerde bulunan Van Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyesi Av. Rojhat Levent Özgökçe, son yaşanan işkence ve sınır hattındaki ihlalleri değerlendirdi.  

MAHALLE BASKI ALTINDA

Ziyaret ettikleri olay yerine beyaz tülbent astıklarını aktaran Özgökçe, incelemeleri sırasında mahalle sakinleri görüştüklerini belirtti. Özgökçe, mahallelilerin kendilerine "görmedim, bilmedim, duymadım” şeklinde beyanlarda bulunduklarını ve bunun da baskı altında olduklarını gösterdiğini kaydetti. Sonrasında olaya ilişkin soruşturma başlatan savcı ile görüştüklerini ifade eden Özgökçe, olaya dair hazırlayacakları raporu önümüzdeki günlerde açıklayacaklarını paylaştı.  

AİLELERE ENGEL

Keçelano’nun cenazesinin halen Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adli Tıp Morgu’nda bekletildiğini dile getiren Özgökçe, “Aile dün Türkiye’ye giriş yapmaya çalıştı. Sınırda bekletilerek, Türkiye’ye gelmelerine müsaade edilmedi. İzin çıkması halinde Türkiye’ye gelerek, cenazeyi alacaklar" diye kaydetti.  

YAŞAM HAKKI İHLALİ

Olayda yaşam hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini vurgulayan Özgökçe, sınırdaki hak ihlallerinin çatışmalı ortamdan bağımsız ele alınamayacağını söyledi. Özgökçe, "Son dönemlerde ‘coğrafya kaderdir’ söylemi sıkça kullanılır. Bu coğrafya uzun süreli savaşa ve çatışmalara maruz kalan bir coğrafya. Ülkenin vatandaşları bu savaşın hem mağduru hem tanığı oldular. Burada inkar edilemez bir Kürt meselesi var. Bu meselenin çözümü için belli dönemlerde müzakere gelişti, barış havası oluştu ve halklar umutlandı. Son dönemlerde bu sorun demokratik bir müzakereden ziyade şiddet temelinde çözüme evrildi. Bu yaşananlar da bu durumdan bağımsız değil" diye konuştu.  

CEZASIZLIK

Geçmiş dönemlerde de benzer olayların yaşandığına değinen Özgökçe, kamu görevlilerinin yargılandığı davalarda asgari cezalar ile bu tür olayların geçiştirildiğini kaydetti. Cezasızlık politikasının ölüm ve şiddeti arttırdığına dikkati çeken Özgökçe, "Maalesef ülkemizde cezasızlık durumu var. Bu olayda kimseyi töhmet altına koymak istemiyoruz ama sorumlular her kimse yargılanıp cezasını alsın. Bu iddialar güçlü iddialardır ve geçiştirilemez. Savcıdan da bu iddialar için karakolların kameralarının incelenmesini istedik. Etkin bir soruşturma ile bu iddialar gerçeğe çıkabilir" dedi. 

'ÇÖZÜM ŞİDDETİ AZALTIR’

Bu tür olayların önünün demokratik çözüm odaklı politikalar ile alınabileceğine işaret eden Özgökçe, şöyle devam etti: "Sorunların çözülmesi ile birlikte insanlar şiddet refleksinden kurtulacaktır. Şiddet uyguladığında karşısında yargının olduğunu bilecek. Temennimiz barıştır ve huzurdur. Bütün kurumların, örgütlerin, devletlerin herkesin yaşamı esas almasına inanıyoruz. En büyük ortak hat demokratik toplum, demokratik yaşamdır. Bütün problemlerin müzakere ile çözüleceğine inanıyorum. Yaşanılabilir bir dünya barış ile olur.” 

MA / Müjdat Can