Kürdistan İnsan Hakları Derneği (KMMK), İran rejiminin geçtiğimiz yıl Kürt bölgelerinde gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. KMMK’nin İran’daki kaynakları üzerinden hazırladığı belirtilen raporda, “yürütme”, “infazlar”, “gözaltılar”, “cinayet”, “polis saldırıları” ve “devlet terörü” başlıklarına yer verildi. Raporda, İran hükümetinin kısıtlamalarının ve bağımsız seslere dönük baskıcı politikalarının devam ettiği vurgulandı. Kürtlere dönük yasadışı gözaltı, işkence ve siyasi faaliyetlerinin engellenmesinin 2020 yılında arttığı belirtilen raporda, rejimin insanlığa karşı suçlar işlediği kaydedildi. 

44 KİŞİ İDAM EDİLDİ

Raporun “yürütme” bölümünde, geçtiğimiz yıl sadece Kürt bölgesinde aralarında siyasi tutukluların da bulunduğu en az 44 kişinin idam edildiği belirtildi. Söz konusu bölümde, “İran hükümeti alternatif cezalar kullanabilirdi ancak idam cezasını tercih etti. İran hükümeti Doğu Kürdistan'da siyasi suçlamalarla çok sayıda siyasi tutsağı idam etti” ifadelerine yer verildi.

EN AZ 14 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ

“Devlet terörü ve şiddeti” başlığında, 14 kişinin “sebepsiz” yere öldürüldüğü bilgisine yer verilerek, “Bu insanlar doğrudan bu hükümetin silahlı kuvvetleri tarafından sebepsiz yere öldürüldü” denildi. 

263 KİŞİ SORGUSUZ TUTUKLANDI

Raporda, elde edilen bilgilere göre en az 263 kişinin tutuklandığı ve bunların birçoğunun sivil, politik, çevre aktivisti ve gazeteci olduğuna dikkat çekildi. Mahkeme kararı olmadan birçok kişinin gözaltına alındığı kaydedilen raporda, “Gözaltına alınanların çoğunun tutuklama emri veya mahkeme onayı olmadan yasadışı bir şekilde gözaltına alındığını belirtmek gerekir. Gözaltına alınanlar sadece güvenlik ve gizli servislerin kararıyla tutuklandı” diye belirtildi. 

Tutukluların avukat haklarından da mahrum bırakıldığı vurgulanan raporda, devamla şu ifadelere yer verildi: “Dayak ve işkenceyle sorguya çekildi. Mahkemeler ve hakimler, mahkumlara yargılama sırasında kendilerini savunma hakkı vermemiş ve sadece istihbarat ve güvenlik servislerinin kararını onamıştır.”

EN AZ 70 KOLBER ÖLDÜRÜLDÜ

Raporda, sınır hattında yük taşıyıcılığı yapan ve “kolber” olarak bilinen kişilere dönük hak ihlallerine de geniş bir şekilde yer verildi. Raporda, sadece geçtiğimiz yıl en az 70 kolberin rejim askerleri tarafından öldürüldüğü ve 176’sının da yaralandığı bilgisine yer verildi. Raporda, söz konusu ölümlere dair şunlar kaydedildi: “İran hükümeti bu kolberlerin silahlı kuvvetleri tarafından öldürülmesini resmen destekledi ve ateş etmelerine izin verdi. Kolberlerin öldürülmesi hükümetin önceden tasarlanmış bir cinayeti ve insanlığa karşı işlenen suçun nesnel bir örneğidir.”

EN AZ 84 İNTİHAR

Raporun devamında, ekonomik ve sosyal yaşamdaki baskılar nedeniyle birçok kişinin intihar ettiği belirtildi. Raporda, 46’sı kadın olmak üzere en az 84 kişinin intihara sürüklendiği kaydedilerek, bunun nedeninin ise, “anti-feminist yasalar, işsizlik ve yoksulluk” olduğu vurgulandı. 

Raporun son bölümünde ise İran ile Irak arasında yıllarca devam eden savaş sırasında sınırda döşenen mayınlardan kaynaklı en az 12 kişinin yaralandığı ve 8 kişinin yaşamını yitirdiği bilgisine yer verildi. 

2020’DE İHLALLER ARTTI

KMMK Eşbaşkanı Jahangir Abdollahi ile rapor ve İran’daki insan hakları ihlallerine ilişkin konuştuk. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da faaliyetlerini ülke dışında yürütmek zorunda kaldıklarını dile getiren Abdollahi, ülkedeki kaynaklar ve basına yansıyan haberler üzerinden söz konusu raporu hazırladıklarını aktardı. Abdollahi, İran rejiminin Kürtlere yönelik baskılarının geçtiğimiz yılda da devam ettiğini ve değişen bir durumun olmadığını kaydetti. 

MUHALİF KÜRTLER

Rapordaki bilgilere değinen Abdollahi, idam edilenlerin birçoğunun siyasi faaliyet yürüten Kürtler olduğuna değindi. Tutuklanan kişilerin de muhalif ve siyasi faaliyet yürüten Kürtler olduğuna dikkati çeken Abdollahi, “Özellikle Kirmanşah, Loristan’da çok sayıda Kürt genci gözaltına alındı ve tutuklandı” dedi.  

İNSANLIĞA KARŞI SUÇ

En büyük trajediyi kolberlerin yaşadığını vurgulayan Abdollahi, yaşanan ölümleri “katliam ve insanlığa karşı suç” olarak nitelendirdi. Abdollahi, “Hükümet katliam yapıyor. Bu insanların hiçbir geçim kaynağı yok ve durumları kötü. Kolberlik yaptıklarında da öldürülüyorlar. Büyük bir yaşam hakkı ihlali var. Ancak bu duruma karşı sessizlik de devam ediyor. İran rejimi bu insanları gözaltına da alabilir ama bunun yerine katlediyor. Yaşam koşullarını değiştirmek için adım atmak yerine öldürüyor. Bizim haberdar olmadığımız da ölümler ve yaralanmalar var” diye konuştu. 

KÜRTLER BOYUN EĞMİYOR

Abdollahi, intiharların altında yatan nedenin başında ise mevcut baskıcı yasalar ve ekonomik durumun geldiğini söyledi. Kürt bölgelerinde ekonominin daha kötü olduğunu ve baskının daha fazla olduğuna işaret eden Abdollahi, gözaltı ve tutuklamalara da değinerek, şunları söyledi: “Rejime muhalif olanlar tutuklanıyor ve gözaltına alınıyor. Doğu Kürdistan bölgesinde insanların boyun eğmesi isteniyor. Siyasi faaliyetlerde bulunan kişiler en çok baskıya uğrayanlar oluyor. İşkenceye uğruyorlar ve öldürülüyorlar. Ancak buna rağmen Kürtler faaliyetlerini sürdürüyor ve boyun eğmiyor.”

KÜRT OLUNCA CEZA ARTIYOR

İran rejiminin Kürtleri eşit yurttaş olarak görmediğini ifade eden Abdollahi, “Yargılanan kişi eğer Kürtse daha fazla cezaya çarptırılıyor. Farklı bir halka karşı bir suç işlenmişse daha ağır bir şekilde cezalandırılıyor. İşkenceye uğruyor. Aynı şekilde Doğu Kürdistan’ın coğrafyası da bu politikadan nasibini alıyor” diye belirtti.

KADIN İNTİHARLARI

Kadın intiharlarına değinen Abdollahi, intiharların da mevcut baskı politikalarından kaynaklandığının altını çizdi. Abdollahi, “Yasalar en büyük neden. Kadın ve Kürt olunca daha fazla öldürülüyor ve baskıya uğruyor. Bu yılki eylemlerde kadınlar öncüydü. Bu da rejimi rahatsız etti ve daha fazla kadınlara yöneldi” ifadelerini kullandı.

EN ÇOK İHLAL CEZAEVLERİNDE

Hukuk ve adaletin olmadığını vurgulayan Abdollahi, son olarak cezaevlerinin durumuna değindi. Cezaevlerinin her dönem en çok insan haklarının yaşandığı yerler olduğuna dikkati çeken Abdollahi, şöyle devam etti: “Cezaevlerinin bulundukları yerler çok kötü. Cezaevlerindeki koşullar çok kötü. Temizlik yok. Bu durum koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte daha da kötüleşti. Kimi siyasi tutuklular salgın nedeniyle hayatını kaybetti. Şiddet, baskı ve işkence yaşanıyor. En çok hak ihlali cezaevlerinde maalesef.”