Irak merkezi hükümeti ve Federe Kürdistan Bölgesi yönetimi arasında Êzidî yurdu Şengal’in “idari ve güvenlik alanlarında yeniden yapılandırmasını” öngören Şengal anlaşması imzalandı. Anlaşmaya göre, bölgeye 2 bin 500 güvenlik gücü ataması yapılacak. Bu kapsamda Şengal’in güvenlik ve idari yönetiminin gözden geçirilmesi, yeniden imarı için Hewlêr ve Bağdat arasında ortak komite kurulacak. Arka planında Türkiye'nin olduğu, Federe Kürdistan Bölgesi yönetimi, Irak hükümeti, Birleşmiş Milletler, ABD ve uluslararası koalisyonun onayladığı söz konusu anlaşmada, Şengal’da Êzidîlerden oluşan mevcut siyasi ve askeri yapının tasfiye edilmesi amaçlanıyor.

Şengal anlaşmasının imzalanmasıyla beraber uzun dönemdir gündemde olan Kürt ulusal birliği ise yara aldı. İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkanı Mehmet Kamaç, Şengal anlaşması hakkında Mezopotamya Ajansı'na konuştu. 

'PARÇALANMAYA İZİN VERİLMEMELİ’

2014 yılında Şengal’de gerçekleşen Êzidî katliamının halen Kürt halkının hafızalarında canlı olduğunu belirten Kamaç, o dönem Şengal’i savunan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) peşmergelerinin Êzidî halkını DAİŞ saldırılarına karşı yalnız bırakıp kaçtığını da hatırlattı. O günden sonra Êzidî halkının kendi öz savunmasını kendisinin yaptığını da sözlerine ekleyen Kamaç, bugün KDP ve Irak hükümeti arasında gerçekleşen Şengal anlaşmasını ise işgal ve tasfiye olarak yorumladı. 

Kamaç devamla, “Bugün dört parça Kürdistan üzerinde büyük işgaller var. Burada Kürt güçleri hakkında özellikle de KDP’ye büyük eleştiriler yapılabilir. Kürt coğrafyası üzerinde hangi inançla ya da hangi ideoloji ile anlaşmalar yapılırsa yapılsın fark etmez, yapılan anlaşmalar Kürtler arasında olan dengeyi bozmamalı. Ortadoğu’da Kürtleri yok etmek için politikalar hayata geçiriliyor. Bu gerçeklik üzerinden bir kez daha çağrı yapıyoruz: ‘Kürtler kendi aralarında parçalanmasın.' Bugün Diyarbakır’da Kürt siyasi partilerde bu konular üzerinde tartışmalar yürüttük. Bütün Kürt güçleri bu dönemde Kürtler ulusal birliğini esas almalı, bu konuda düşünmeli ve Kürtlerin parçalanmasına izin verilmemeli” ifadelerinde bulundu. 

SADABAT PAKTI BENZETMESİ

Kürt kazanımlarının hedeflendiğinin altını bir kez daha çizen Kamaç, olası parçalanmışlık durumunun bu süreçte Kürtlere büyük kaybettireceğini belirtti. Kamaç, “Güney Kürdistan’daki partiler ve kurumlar bu gerçeklikler üzerinden hareket etmeliler. Tarihi rollerini bu noktada dile getirmeliler. Bu saldırılara ve yok etme politikalarına karşı verilecek en güçlü cevap ulusal birliktir. Kürt güçleri ve partileri bu anlaşmayı bu bilinçle ele alıp bu şekilde kabul etmemeli. Şengal anlaşması Türkiye, İran ve Irak arasında imzalanan Sadabat Paktı gibi Kürt karşıtlığının devamıdır. Bu uluslararası devletlerin Kürtlere karşı yapmış olduğu anlaşmadır ve bu anlaşmayla birliğe engel olunmak isteniyor. Birliğin oluşmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu süreçte yapılması gereken Kürtler arasındaki diyalogun kalıcı hale getirilmesidir” dedi. 

'KÜRT PARTİLERİ DİKKATLİ OLMALI'

Kamaç, Şengal anlaşmasının Kürtler arası ulusal birliğin konuşulduğu dönemde gündeme gelmesini ve imzalanmasının ulusal birliğe etki edeceğini belirterek, “Ulusal birlik sadece Kuzey Kürdistan’da değil, Rojava’da da güncelliğini koruyan ve önemli adımlar atılan bir mesele. Şengal anlaşmasının aktörlerinden birisi KDP’dir. Kürt partileri buna karşı dikkatli olmalı. Ulusal birlik için bilinçli ve olumlu bir siyasetle meseleye yaklaşılması gerekir” şeklinde konuştu. 

MA / Ergin Çağlar - Fahrettin Kılıç