Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gazze'de tüm insanlığın gözü önünde soykırımın yaşandığını belirterek, İslam ülkelerinin de zulme karşı yeterince tepki göstermediğini söyledi. Karamollaoğlu, "İslam ülkeleri olarak her sahada işbirliği yapmaktan başka çıkış yolumuz yoktur. Ya bir ve beraber olacağız, ya da her gün bir başka İslam beldesinin ateşe verilmesini çaresizce seyredeceğiz!" diye konuştu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, dün İran Büyükelçiliği'nin düzenlediği "Kudüs Işığında Vahdet" başlıklı toplantıya katıldı.

Karamollaoğlu, yaptığı konuşmada, Gazze'de tüm insanlığın gözü önünde soykırımın yaşandığını ve İsrail'in 7 Ekim'den bu yana masum insanları alçakça katlettiğini belirtti. Hastanelerin, ambulansların, ibadethanelerin ve okulların dahi hedef alındığına dikkat çeken Karamollaoğlu, uluslararası toplumun sessiz kalmasını eleştirdi. İslam ülkelerinin de zulme karşı yeterince tepki göstermediğini ifade eden Karamollaoğlu, insanî, vicdanî ve İslamî kaygılar yerine ticarî kaygılarla hareket edildiğini dile getirdi.

“YA İSLAM ÜLKELERİ OLARAK BİR VE BERABER OLACAĞIZ, YA DA HER GÜN BİR BAŞKA İSLAM BELDESİNİN ATEŞE VERİLMESİNİ ÇARESİZCE SEYREDECEĞİZ!”

Kobanê davası dünya basınında: ‘Karar, siyasi gerilimleri körükleyebilir’ Kobanê davası dünya basınında: ‘Karar, siyasi gerilimleri körükleyebilir’

Filistin’de yaşananların başta olmak üzere, yeryüzünde meydana gelen hadiselerin bugünkü düzenin iflas ettiğini gösterdiğini ve İslam ülkelerinin her sahada işbirliği yapmaları gerektiğini ifade eden Karamollaoğlu, “Bugünkü mevcut düzen, adil değildir! Yeni Bir Dünya Vizyonuna olan ihtiyaç, her geçen gün katlanmaktadır. Bizlerin en temel vazifesi Batılın karşısında Hakkın hakimiyeti ve adil bir düzenin tesis edilmesi için gayret göstermektir. Bir araya gelmeliyiz. İslam alemi olarak derlenip, toparlanmalıyız. Kendimize sahip çıkmak, değerlerimizden güç alarak, yeni bir diriliş hamlesi başlatmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Merhum Liderimiz Erbakan Hocamızın hayata geçirdiği D-8’leri canlandırmaktan, İslam ülkeleri olarak her sahada işbirliği yapmaktan başka çıkış yolumuz yoktur. Ya bir ve beraber olacağız, ya da her gün bir başka İslam beldesinin ateşe verilmesini çaresizce seyredeceğiz!” diye konuştu.

“D-8’İN DEVAMI GETİRİLMİŞ OLSAYDI, BUGÜN FİLİSTİN BÖYLE SAHİPSİZ KALMAYACAKTI”

Hak ve adalet temelli bir medeniyetin inşası için D-8'in güçlendirilerek, D-60 ve D-160 gibi daha kapsamlı yapıların kurulması gerektiğini söyleyen Temel Karamollaoğlu, “D-8, hak merkezli Yeni Bir Dünya Düzeni için atılmış bir adımdır. Unutulmamalıdır ki, bu adım sadece başlangıç adımı olarak planlanmış; aslında D-60’lar ve D-160’lar için atılan ilk adımdır. Ancak maalesef Erbakan Hocamızın ardından, o adımın devamı bir daha asla getirilmedi. D-8 adeta unutturuldu, kağıt üstünde bir anlaşma olarak bırakıldı. Halbuki D-8’in devamı getirilmiş olsaydı, bugün karşımızda çok farklı bir tablo ile karşı karşıya olacaktı. Bugün Filistin, böyle sahipsiz kalmayacaktı. İsrail, göz göre göre, insanlık suçu işleyemeyecekti. Yeryüzü üzerinde en tepedeki binde birlik azınlık, geriye kalan yüzde 99,9’luk çoğunluğu sömüremeyecekti” dedi.

“D-8 HÂLÂ DİPDİRİ BİR UMUTTUR!”

Genel Başkan Karamollaoğlu, konuşmasının devamında, Milli Görüş'ün tüm insanlığa sunduğu ilkelerin bugün hâlâ geçerliliğini koruduğuna dikkati çekti. Çeyrek asırdır geçen süre içinde, bu ilkelere olan ihtiyacın azalmak bir yana arttığını vurgulayan Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

“Tüm uluslararası kurum ve kuruluşların sınıfta kaldığı, tüm evrensel sözleşmelerin uygulamalarla geçersiz kılındığı bugünkü mevcut düzenin karşısında D-8 hâlâ dipdiri bir umuttur! Hak ve adalete dayalı bir medeniyetin inşası için; D-8 teşkilatı güçlendirilerek, önce tüm Müslüman ülkelerin katılımı ile D-60, ardından da yeryüzünde ezilen bütün mazlum milletler bir araya getirilerek D-160 kurulacaktır. Unutmayalım! Mü’minler ancak kardeştir! Toptan Allah’ın ipine sarılmak, zulme karşı birleşmek Cenâb-ı Hakk’ın, kitabımızda birçok farklı ayette bizlere emridir!” 

“İSLAM TOPRAKLARINI ADIM ADIM KUŞATAN VE TÜM DÜNYAYI ADETA KENDİSİNE ESİR EDEN BU MEL’UN PLANI BOZMAK, UYGULAYICILARINDAN HESAP SORMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR!”

Büyük İsrail Projesi'nin coğrafyadaki etkilerini ele alarak, son 15-20 yılda yaşanan gelişmeleri anlamanın önemine vurgu yapan Karamollaoğlu, “Biz Müslümanlar umudumuzu asla kaybedemeyiz, kaybetmemeliyiz. 1683’ten 1897’ye, 1897’den Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarına, oradan 2000’li yıllara ve nihayet günümüze gelen süreci iyi anlamak mecburiyetindeyiz. Adına BOP denilen, gerçekte Büyük İsrail Projesi olan plan dahilinde son 15-20 yıldır coğrafyamızda yaşanan gelişmeleri çok iyi anlamak mecburiyetindeyiz. Irak’ta ne oldu, Afganistan’da neler yaşandı, Suriye’de bugünkü duruma nasıl gelindi? İran ve Türkiye için planlanan süreç nedir? Yemen, Arakan, Doğu Türkistan, Keşmir ve Kudüs… Ve Gazze! İslam topraklarını adım adım kuşatan, gönül coğrafyamızı kana bulayan, tüm dünyayı adeta kendisine esir eden bu mel’un planı bozmak, uygulayıcılarından hesap sormak boynumuzun borcudur!” ifadelerini kullandı.

“ZAMAN, VAHDET ZAMANIDIR! ZAMAN, KUDÜS İÇİN BİR ARAYA GELME ZAMANIDIR!”

Kudüs ve Gazze'nin özgürlüğü için bir araya gelme zamanı olduğunu belirten Karamollaoğlu, “Başka alternatifimiz yoktur! Zulüm düzeni daha fazla devam edemez! Tüm insanlığı kendilerine köle yapmak isteyen bu düzen sahiplerine karşı koymak mecburiyetindeyiz. Emperyalist, kapitalist ve Siyonist küreselcilerin mevcut düzeni tıkanmıştır ve yok olmaya mahkumdur. Zaman; Yeni bir Dünya kurma zamanıdır! Zaman; derlenip toparlanma zamanıdır! Zaman; vahdet zamanıdır! Zaman, Kudüs için bir araya gelme zamanıdır! Cenâb-ı Allah, mübarek Ramazan ayı hürmetine, Filistinli mazlumların yüzünü güldürecek gelişmelerin haberini almayı nasip etsin! Kudüs’ün ve Gazze’nin özgürlüğünü nasip eylesin” diyerek, konuşmasını tamamladı.(ANKA)