Geçtiğimiz günlerde Irak Hükümeti ile Federe Kürdistan yönetimi arasında imzalanan ve Şengal’in sivil ve askeri yönetimini değiştirmeyi hedefleyen Şengal Anlaşması’na tepkiler büyüyor. İmzalanan anlaşma kapsamında Irak ordusu bölgeye 10 bin asker gönderildiğini açıkladı. Bunun üzerine Şengal Demokratik Özerk Meclisi (MXDŞ), askeri sevkiyatların boyutuna ve sonrasında yaşanabilecek olası gelişmelere karşı bir açıklama yaparak, yaşanacak olası gelişmeleri 75’inci ferman olarak adlandırıldı.

Êzidîler bulundukları her alanda sokaklara çıkarak kendilerine rağmen imzalanan bu anlaşmayı tanımadıklarını deklare etti. Anlaşmaya karşı 25 Ekim’de yayınladıkları deklarasyonla tutumlarını dünya kamuoyuna duyuran 511 Êzidî aydın, Şengal’in özerk kimliğiyle tanınması talebinde bulundu. 

Deklarasyon imzacılarından Navenda Mal û Komele Êzidîya (NAV-YEK) Eşbaşkanı Hacı Çelik, Êzidî yazar İbrahim Osman ve Êzidî şair ve siyasetçi Xebat Şakir, askeri sevkiyatların kaygı verici bir düzeyde olduğuna dikkat çekerek, Êzidî toplumunun büyük tehlike altında olduğunu ifade etti.

SALDIRILAR BAĞLANTILI 

Askeri sevkiyatı kabul edilemez olarak değerlendiren Navenda Mal û Komele Êzidîya (NAV-YEK) Eşbaşkanı Hacı Çelik, “DAİŞ’in yapamadığını yapmaya çalışıyorlar” dedi. Anlaşmanın gerçekleştirildiği 9 Ekim tarihinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komployla Suriye’den çıkarılışı ve Grê Spî ile Serêkanîyê operasyonlarının gerçekleştirildiği tarih olduğuna işaret eden Çelik, “Ankara, Bağdat ve KDP tarafından alınan ve uluslararası güçler tarafından da desteklenen bir anlaşma. Birinci hedef binlerce yıldır fermanlardan geçen bir toplumu yok etmektir. 9 Ekim tarihiyle önemli bir mesaj verildi. Özgürlükçü, eşitlikçi, kadın haklarını savunan kesimlerin hedef alındığını görüyoruz. Efrîn’de, Serêkanîye’de Grê Spî’de yaşananlar ile Şengal’de ve Mahmur’da yaşananlar aynı şeylerdir. Bu saldırıların tamamı birbirleriyle bağlantılıdır” ifadelerini kullandı.

‘BİZİ YOK ETMEDEN ASLA’

Anlaşmanın ve sonrasında atılan adımların Êzidî toplumu ve Kürt halkı tarafından büyük tepkiyle karşılandığını belirten Çelik, “Irak hükümetinin Şengal çevresine ve bazı dağlık alanlara 10 bin civarında asker gönderdiği bilgileri geliyor. Êzidî inancında kutsal olan Çilmêra Dağı’na da asker gönderilmiş. Burası çok yüksek ve stratejik bir yer. 74’üncü fermanda Şengal’in öz çocuklarının büyük bedellerle yarattığı sistem hedef alınıyor. Bu 6 yılda kendi savunmalarını, yönetimlerini kurdular.   Büyük bir emek var. Êzidîler de, Kürtler de bunu kabul etmiyor. Êzidîler bizi yok etmeden burayı alamazsınız diyor. Ne olursa olsun hedeflerinin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

PEŞMERGE IRAK ORDUSU KIYAFETİ GİYDİ

Kendilerine ulaşan bilgilere göre KDP peşmergelerinin Irak ordusu kıyafetleri giyerek, Şengal’i kuşatan güçler arasında yer aldığı ve yaşananlara öncülük ettiği bilgisini paylaşan Çelik, “3 Ağustos 2014’te 15 bin civarında peşmerge ile Irak askerleri Şengal’i bırakıp kaçmışlardı. Kürt halkı ile Êzidi toplumu omuz omuza DAİŞ’e karşı zafer kazandı. Şimdi aradan 6 yıl sonra güya Êzidîleri koruyacaklar, asayiş inşa edecekler, güvenlik oluşturacaklar. Bunlar kesinlikle yalandır. Halk da inanmıyor. Êzidîler arasında büyük bir öfke var. Buna karşı tavrımız net” dedi.

Çelik, dernek olarak Amerika konsoloslukları ve Irak başta olmak üzere birçok yerde alanlara çıkmaya hazırlandıklarını, tüm Kürt halkının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.

FERMANIN SÜRDÜRÜCÜLERİ 

Fermanların İslam Halifesi Ömer Bin Hattab ile başlayıp Osmanlı devletiyle devam ettirildiğini bugün de Türkiye, Irak ve KDP’nin bu fermanları sürdürmeye çalıştığına vurgu yapan Êzidî yazar İbrahim Osman, “Irak güçleri Şengal’de yeni bir ferman gerçekleştirmek istiyor. Elbette bunlar Türk devletinin planları dahilindedir. Bundan hiçbir şüphe yok. KDP de eski feodal zihniyet ile benim olmayan toprağın olsun mantığıyla hareket ediyor. Burada bazı yalanlarla Birleşmiş Milletleri de kendi ortakları yaptılar. ‘Kamplarda kalan Şengalliler PKK nedeniyle dönüş yapamıyor’ diyerek uluslararası güçleri de ortak ettiler. Böyle bir ikiyüzlülüğü yaptılar. KDP ve Irak 6 yılda Şengal için ne yaptı. Hiçbir şey yapmadılar. Bugün de canıyla, kanıyla 6 yıldır Şengal’i koruyan Şengal’in çocuklarını tasfiye etmeye ve belirsiz bazı güçlerin hizmetine koymaya çalışıyorlar” diye konuştu.

‘HEWLER İÇİN OLAN AYNI ŞEY ŞENGAL İÇİN GEÇERLİ’

Osman, Şengal üzerinde büyük bir tehlikenin söz konusu olduğunu dile getirerek, “Saddam döneminde Süleymaniye’nin güvenlik sorumlusu olan kişi şimdi Irak hükümetinde Berhem Salih’in vekilidir. Yani 1996’da nasıl ki KDP Saddam ile birleşerek Hewlêr’i YNK’nin kontrolünden çıkardıysa, aynı şey şimdi Şengal için geçerlidir. Tarihte gerçekleşmiş fermanlara baktığımızda Kürtler de bu ihanetlere ortak oldu. Tehlike büyük. Türk devleti tarafından planlanan bu oyun özgürlükçü, direnişçi Kürtleri ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bunlar da Başkan Abdullah Öcalan’ın fikirleri doğrultusunda hareket edenlerdir. Birinci hedef bunlardır. Kürtler Tüm Kürdistan’da büyük tepki göstermeliler. Başur medyası zaten çok büyük oranda işgalcilerin hizmetine girmiş durumda. Kara propagandadan başka bir şey yaptıkları yok. Ne yazık ki Kürt halkının tepkisi de az. Her yerde büyük tepkiler gösterilerek, mutlaka bunların önü alınmalı. Çünkü tehlike çok büyük” diye belirtti.

ŞENGAL HALKI KAZANACAKTIR

Êzidî şair ve siyasetçi Xebat Şakir de, 3 Ağustos 2014 yılında gerçekleşen fermandan bu yana Êzidîlere yönelik tehditlerin devam ettiğini söyleyerek, şöyle devam etti: “Êzidiler her ne kadar kendi savunmalarını oluşturmuş, kendi yönetimlerini kurmuş ve iradelerini büyütmüşlerse de Şengal üzerindeki oyunlar bitmiş değil. KDP ile Irak merkezi hükümeti arasında imzalanan anlaşmada görüldü ki Êzidîlerin iradelerini kabul etmeyecekler. Gönderilen Irak askerleriyle Şengal kuşatmaya alınmış durumda. Saldırı gerçekleştirme ihtimalleri de var. Şüphesiz ki Şengal iradesiyle ayaktadır ve sonuna kadar direnecektir. Şengal toplumu 2014 öncesi gibi değil. Artık kendini örgütlemiş, kendini eğitmiş, kendini tanımış bir toplum gerçekliği var. Hiçbir tehdide ve oyuna boyun eğmeyecek. İnanıyoruz ki Şengal halkının iradesi kazanacaktır.”

YENİ FERMAN TEHLİKESİ

Êzidîlerin açık bir şekilde yeni bir ferman ile yüz yüze kaldıklarına dikkat çeken Şakir, “Eğer bu planlar gerçekleşirse yeni bir fermana maruz kalacağız. Eğer böylesi bir saldırı gerçekleşirse şüphesiz ki hem Êzidîler hem tüm bölge büyük bir zarar görür. Böyle bir durumun yaşanmamasını umuyoruz. Irak hükümeti de kararlarını gözden geçirmeli ve Şengal’in iradesini tanıyarak, diyalog yolunu tercih etmelidir.  Diyalog yöntemi hem Şengal’in hem de Irak’ın genelinin faydasınadır. Şengal’i 2014’te korumayanların bundan sonra da korumayacaklarını biliyoruz. Zaten amaçları korumak değil. DAİŞ’in yapamadığı fermanı tamamlamaktır. 2014 fermanında Şengal tamamen insansızlaştırılmak istendi. Özgürlük hareketi büyük fedakarlık ve direniş ile planları boşa çıkardı. KDP ve Irak hükümeti bir kurşun bile atmadan Şengallileri katliamla yüz yüze bıraktılar. Şimdi de bölgeye yerleşmeye çalışıyorlar. Şengallilerin bunlara güveni yok” diye konuştu.

‘HEPİMİZ ŞENGALİYİZ’

Kürt halkının Şengal’i yalnız bırakmaması gerektiğini belirten Şakir, “Tüm halkımız elindeki tüm imkanlar ile Şengal’e sahip çıkmalıdır. Her yerde kardeşlik elini uzatmalıdır. Hep beraber Şengal yalnız değildir, hepimiz Şengalliyiz, hepimiz bu iradeye sahip çıkıyoruz, diye haykırmalıyız. Ancak böyle bir sahiplenme ile planları boşa çıkarabiliriz. Halkımıza, Şengal’in direnişçilerine güvenimiz sonuna kadar güveniyoruz. Kendimize güveniyoruz. İnanıyoruz ki halkımız da bu irade ile bütünleşecektir. Böylece bütün dünyaya vereceğimiz mesaj ile özgür yarınlara yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Mezopotamya Ajansı / İdris Sayılğan