Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasında devam eden birlik görüşmeleri, ENKS’nin devrimin ve demokrasinin kazanımlarını hedef alan talepleri nedeniyle tıkanma noktasına geldi. ENKS’nin Kürtçe eğitim ve eş başkanlık sisteminin sonlandırılması, kendi kontrolünde bir bölge talebi görüşmelerde tıkanmaya yol açması büyük tepkilere neden oldu. PYNK Müzakere Heyeti Üyesi Sema Bektaş, ulusal birlik görüşmelerine dair değerlendirmelerde bulunarak, “Demokratik Ulus” projesinin sorunların çözümündeki rolüne dikkat çekti.

ABD’NİN YENİ HEYETİ BEKLENİYOR

Duhok Anlaşması temelinde yürütülen görüşmelerin 2’nci turunda Kürt siyasetine ilişkin 7 maddede anlaştıklarını aktaran Bektaş, arabulucu ABD’li heyetin değişmesi ve yeni heyetin gelmesini beklemek durumunda kalmalarından dolayı bir süredir toplantıları gerçekleştirmediklerini söyledi. Bektaş, ABD’li yeni heyetin gelmesiyle ENKS’nin özerk yönetime katılma, güvenlik ve Roj peşmergelerinin dönüşlerinin tartışılacağını belirtti.

ENKS’NİN TALEPLERİ 

ENKS’nin yalnızca Kürtlere ve Kürt bölgelerine yönelik proje ve taleplere sahip olduğunu dile getiren Bektaş, “Kürt bölgelerinde, kararların sadece Kürtler tarafından alınması talepleri var. Kürt bölgelerinde her şey Kürt endeksli olmasını istiyorlar. Yönetimin yeniden oluşturulması gibi talepleri var. Ancak bu durum, oluşturduğumuz sistemle örtüşmüyor. ENKS, iki taraf arasında henüz anlaşma sağlanmadan Toplumsal Sözleşmeyi değiştirmeye çalışıyor. Askeri, eğitim dili, eş başkanlık ve benzeri pek çok alanlarda değişiklik talepleri var. Bütün alanlarımıza baktığımızda, bölgelerin yalnızca Kürt olmadığını görürsünüz. Cezîre, Kobanê, Efrîn gibi yerlere baktığımızda, Kürt, Arap, Süryani, Asuri, Ermeni ve pek çok halk var. Bunlar demokratik projeyi birlikte gerçekleştirdiler. Örneğin Cezîre bölgesinde Kürtler çoğunlukta, tüm kararları Kürtler versin denilince, iki heyet arasında çelişkilere neden oldu” diye konuştu.

‘SADECE KÜRDÜN SİSTEMİ DEĞİL’

Çelişkilere neden olan ENSK’nin taleplerinin kurdukları sistemle uyuşmadığının altını çizen Bektaş, “Anlaşalım, gerek görülürse Toplumsal Sözleşmeye dair eksiklikleri giderme temelinde değişiklikler yapılabilir. Ama her şeyi değiştiremeyiz. ENKS, ‘yönetim yeniden oluşturulsun, her şeyi değiştirelim, yeniden oluşturalım’ deyince, ‘olmaz’ dedik. Tüm eksikliklerine rağmen sahada uyguladığımız sistem, kazanımdır. Bunları büyütmeliyiz. Bu konular aramızda çelişkilere neden oldu. Kürdi siyaset konusunda uzlaşma sağlandı. Öte yandan Özerk Yönetim konusunu da bir madde olarak anlaştık. Eğer Toplumsal Sözleşme’nin değişim ihtiyacı varsa değiştirilir ancak sadece Kürtler değil, Kürtler ve diğer bütün halklar olmalı. Nasıl ki 2014’ten bu yana bunu birlikte sağladılarsa, o şekilde olmalı” diye belirtti.

DEMOKRATİK ULUS

ENKS’nin Özerk Yönetimin Demokratik Ulus temelinde gerçekleştirdiği projeye karşı farklı proje sahibi olduğunu söyleyen Bektaş, “Bu projeye göre Kürt hakimiyeti olmalı. Her şey Kürtlerin elinde olmalı. Ancak bunlar kabul edilmedi. Bölgelerimizde Arap, Süryani, Asuri, Kürt, Ermeni birlikte yaşıyor. Bu yüzden Başur’da var olan sistem, burada olmayacak. Kürdistan’ın her parçasının farklı özgünlükleri var. Orada yaşayanların farklı talepleri var. Bizim ise hem Kürt sorununun hem de Suriye’nin tüm sorunlarının çözümüne ilişkin demokratik projemiz var. Bizim Kürt sorununu çözelim ötesi ne olursa olsun gibi bir yaklaşımımız yok. Bugün Suriye’de demokratik projenin öncüsüyüz. Kürt sorunu da demokratik ulus çerçevesinde, tüm Suriye’nin sorunlarıyla birlikte çözülecek. Kürt sorunu bir açıdan Suriye’nin demokratikleşememe sorunudur. Suriye demokratikleşirse, Kürt sorunu da çözülmüş olur. Biz de Suriye’de demokrasinin öncüsüyüz. ENKS’nin sadece Kürtlere odaklanan talepleri vardı. Kürt bölgeleri böyle olsun, askeri güçlerimiz Kürt bölgelerinde olsun gibi talepleri vardı. Tartışmalar neticesinde bunlar kabul görmedi. Sahada var olan durum kabul edildi. Artık bunları büyütmeye odaklanmalıyız” şeklinde konuştu. 

‘FEDERE MODELİ BÜYÜK TEHLİKE’

Bektaş, ENKS’nin projesinin Federe Kürdistan Bölgesel Yönetim modeliyle benzerlik gösterdiğine işaret ederek, “Başur Kürdistan’da bugüne kadar nasıl sorunların yaşandığını görüyoruz. Halen iki esas parti arasındaki sorunlar devam ediyor. Birçok sorunu çözüme kavuşturabilmiş değiller. Demokratik Ulus temelinde özerk bir sistem yarattık. O proje burada hayata geçirilmeye çalışılırsa, kendi projemizi bozmuş oluruz. Devrimde bir kazanım olarak Arap halkı ve diğer halklar ile demokratik ve stratejik temeller üzerine kurduğumuz ilişkiyi tehlikeye atarız. Suriye’nin de Kürtlerin de sorunlarının çözümü, Demokratik Ulus ve özerk yönetimdedir. Bütün halkların sorunlarının çözüm yolu buradadır. Halklar bunca zamandır birlikte çalışmış, hep birlikte yaşamışlar. Şimdi sadece Kürt temelli bir projeyi hayata geçirirsek, devrimin başından bu yana sahada uyguladığımız sistemle ters düşmüş oluruz” ifadelerini kullandı. 

ENKS’NİN İLİŞKİLERİ

ENKS’nin halen içerisinde yer aldığı Suriye muhalefetinin Türkiye’nin doğrudan etkisi altında olduğuna dikkat çeken Bektaş, şunları söyledi: “Tüm talimatlarını Türkiye’den alıyorlar. ENKS bu güne kadar yer aldığı muhalifler, Efrin’de, Serêkanîyê’de her gün insanlık suçu işliyor, ahlaksızlık yapıyor, sivilleri kaçırıyor. ENKS şimdiye kadar da o muhalif yapıdan çekilmemiş. Bu tespit ediliyor ki, Türk devleti birçok konuda üzerlerinde etkiye sahip. Eğer Kürt diyaloğunu gerçekleştiriyorsak, ortak tavra sahip olmalıyız. Şimdiye kadar da bize karşı, projelerimize karşı savaşan Türk devleti de diyalogun başarıyla sonuçlanmasını önlemeye çalışıyor.”

‘KÜRT BİRLİĞİ KAZANIMLARI KORUMALI’

Bektaş, Kürt ulusal birliğinin stratejik bir hedef ve çalışma konusu olduğunu vurgulayarak, “Bir hedefimiz de 4 parça Kürdistan için Kürt diyaloğudur. Burada Özerk Yönetim, QSD, kadınların kurumlarda yer alması gibi önemli kazanımlarımız oldu. Bu kazanımlar bizim kırmızı çizgimizdir. Ancak ulusal birlik de elde edilmiş kazanımlara karşı olmamalı. Kazanımlar binlerce şehitle, halkın gece gündüz çabasıyla elde edildi. Kürt diyaloğu için hep çabalayacağız ama kazanımlarımızı da korumamız gerekiyor. Yönetim, kadın temsiliyeti ve QSD gibi kazanımlarımızı hedef alan talepleri kabul etmeyeceğiz. Biz de ENKS de kazanımları korumaya ve garanti altına almaya odaklanmalıyız” dedi.

‘TÜRKİYE’NİN KORKUSU’

Türkiye’nin Rojava devrimin başından bu yana tehdit ve saldırılarını sürdürdüğünü ifade eden Bektaş, “Uluslararası alanda da Özerk Yönetimin tanınması yönünde bir eğilim var. Bu yüzden Türk devletinin saldırıları hiç durmadı. Türk devletinin korkusu özerk yönetimin resmileşmesi ve tanınması. Bu nedenle hep saldırı içerisinde oldular. Kürt diyalogu başladığı zaman saldırılarını nasıl arttırdıklarını gördük. ‘Hiçbir zaman Kürt ulusal birliğinin oluşmasına izin vermeyeceğiz, o heyetlerle görüşenler de bizim için teröristtir’ dediler. Bütün Kürt düşmanı devletler birliğin gerçekleşmesini istemiyor. Kürtlerin parçalanmasını ve böylece çıkarlarını korumayı, projelerini gerçekleştirmeyi istiyorlar. Türk devletinin saldırıları devam edecek. Ancak belirleyici olan bizim birlik ve ortak tavır sahibi olmamız olacak” ifadelerini kullandı. 

Mezopotamya Ajansı / İdris Sayılğan