Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kuzey Irak'taki Garê Dağı'na düzenlediği operasyonda hayatını kaybeden Asker, Polis ve MİT mensubu 13 kişiye ilişkin yaptığı konuşmada AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a tepki gösteren CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Dün 13 şehidimizin olduğunu öğrendik. Milletimiz derin bir yasta. Ama bugün Erdoğan’ı izledik. Partisinin il kongrelerinde espriler, sloganlar, tezahüratlar… Gerçekten içimiz sızladı" dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP'nin ulusal yas ilan edilmesini istediğini belirten Öztrak, "Suudi Arabistan’ın müteveffa kralı için yas ilan edip bayrağımızı yarıya çekenler en azından 13 şehidimiz için ulusal yas ilan edebilir" dedi.

'RİYAKARLIĞIN BU KADARINA DA PES'

Öztrak, şunları söyledi: "Dün 13 şehidimizin olduğunu öğrendik. Milletimiz derin bir yasta ama bugün Erdoğan’ı izledik. Espriler, sloganlar, tezahüratlar… Gerçekten içimiz sızladı. Milletin içi kan ağlarken, bu görüntüleri üzüntüyle karşıladık. Ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın bugünkü sözlerinden öğrendik ki 13 kamu görevlisi, başarısız bir kurtarma operasyonu esnasında şehit düşmüş. Üzüntümüz, bu haberle daha da katlandı. Biz, CHP olarak, ulusal yas ilan edilmesini istiyoruz. Suudi Arabistan’ın müteveffa kralı için yas ilan edip, Bayrağımızı yarıya çekenler, 13 şehidimiz için ulusal yas ilan etmelidir."

'EDEBİNİZLE SUSMAYI BİLİN'

"AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ve sarayın iletişim memurunun, milletin aklıyla alay eden açıklamalarını kınıyoruz. Beyler bir kendinize gelin. 13 aslan parçamız mağaralarda rehin tutulurken, sizler Kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ı, devletin televizyonuna çıkaran, ‘gerekirse Karayılanı ’da TRT’ye çıkarırız’ diyerek savunan, siz değil miydiniz? Yine çözüm sürecine ‘Yeni Türkiye’nin Kuruluş Sözleşmesi’ diyen, siz değil misiniz? Daha fazla rezil olmadan, edebinizle susmayı bilin. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Terörün üstesinden elbette geliriz. Akılla, yürekle, azimle ve güçlü bir iradeyle, bu terör belasını alt üst deriz. Bundan kimsenin şüphesi, kuşkusu olmasın."

'ÇALGILI ÇENGİLİ KONGRELER YAPIYOR'

"Bir hükümetin en öncelikli görevi, yurttaşlarının canını ve sağlığını korumaktır. Erdoğan’ın şahsım hükümeti, milletimizin ne canını ne de sağlığını koruyabiliyor. Salgın da günlük vaka sayıları, kritik seviyelerin üzerinde geziniyor. Buna karşın geçtiğimiz günlerde, 180 binleri bulan günlük test sayısı, şimdi 104 binlere düştü. Düşük test sayısı eşittir, düşük vaka sayısı. Bu gerçeğe rağmen, dünyada toplam vaka sayısında ilk 10 ülke arasındayız. Salgınla mücadele denilerek lokantalar kapatılıyor, ama ülkeyi yöneten AK Parti Genel Başkanı, sosyal mesafe dinlemeden, çalgılı, çengili kongreler yapıyor. Hal böyle olunca, salgının artışa geçmesine çok da şaşırmamak gerekiyor. Uzmanlar salgında yeni pikler olabileceğine, mutant virüs tehlikesine işaret ediyor. Çünkü aşılamada işler yavaş gidiyor. Her gün 1 milyon 100 bin kişiye aşılayacağız diyenler. Bunun onda birini ancak yapabildiler.  Bir ayda yaptıkları toplam aşı 3 milyon 900 bin.  ABD’de her 100 kişiden 15’i, İngiltere’de 22’si, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 51’i, İsrail’de ise 73’ü aşılandı. Bizde ise her 100 vatandaşımızdan ancak 4’ü aşıya ulaşabildi.  Bu hükümet salgını yönetemedi. Şimdi de aşılama sürecinde patinaj yapıyor."

'MİLLETİMİZ CANIYLA CÜZDANI ARASINDA SIKIŞTI'

"Ülkeyi kim yönetiyor? Bu beceriksizliklerin sorumlusu kim? Elbette Erdoğan’ın şahsım hükümeti… Erdoğan’ın şahsım hükümeti, salgında milletimizi bir başına bıraktı. Canıyla cüzdanı arasına sıkıştırdı. Dünyada tüm hükümetler, vatandaşlarını ve işletmelerini virüsün ekonomik etkilerinden korumak için salgın bittiğinde güçlü bir başlangıç yapabilmek için işletmelerinin, vatandaşlarının kaybettikleri geliri bütçelerinden destek olarak verdiler.  Erdoğan’ın şahsım hükümeti ise bildiği en iyi işi yaptı. Vatandaşlarımıza destek yerine, faiziyle borç verdi. Tefeciyi sevindirdi, vatandaşı üzdü. Millete beş maskeyi bedava dağıtamadı, 40 yıl vergi veren esnaflarımıza, salgında 40 gün bakamadı."

‘NEFES ALAMIYORUZ’ DİYE AFİŞ ASIYOR'

"Bu fotoğraf bu hafta sonunda, Ankara’da Tunalı Hilmi Caddesi’nde çekildi. Kafe, bar ve restoran çalışanları ve işletmecileri, dükkânlarına afişler asarak, "hükümete haykırıyor: ‘Dükkânımızı kapatma, kapatacaksan da sahip çık’ diyor.  Yine bu da Kayseri’den bir başka haykırış. Kayserili esnafımız; ‘Nefes alamıyoruz, sesimizi duyan var mı” diye dükkânına afiş asıyor. Bunların sorumlusu kim? Ülkeyi kim yönetiyor? Erdoğan’ın şahsım hükümeti. Erdoğan’ın şahsım hükümeti elinde, Sadece esnaf değil, çiftçi de perişan. Çiftçi mazotçuya borçlu, gübre satana borçlu, yem ve tohumcuya borçlu, Tarım Kredi Kooperatifleri’ne borçlu, Ziraat Bankası’na borçlu… Çiftçinin traktörüne, tarlasına, ineğine haciz yağıyor. Dün, Yozgat Yerköy’den acı bir haber geldi. Bir çiftçimiz, Osman Yılmaz, pancarı tarlada kalınca, 25 bin lira borcunu ödeyemedi, traktörüne haciz kondu. Çiftçimiz bunun yükünü taşıyamadı, kalp krizi geçirerek vefat etti. Şimdi bu ölümün sorumlusu kim?"

'HACETTE KULLANILACAK AKÇELERİ BİLE TÜKETİLDİ'

"Bugün, 2021 Ocak ayı bütçe rakamları açıklandı. Sadece ocak ayında, bütçeden yapılan faiz ödemesi 21 milyar 943 milyon lira. Bu, cumhuriyet tarihimizde, tek bir ayda yapılan en yüksek faiz ödemesi. Millete tüm salgın döneminde bütçeden verilen destek 6,5 milyar lira. Faiz baronlarına tek bir ayda bütçeden verilen 22 milyar lira. Milletten esirgenen kaynak, faiz lobilerine akıtılmış. Kayınpeder, damat bir oldular, Merkez Bankası kasasındaki 128 milyar doları buhar ettiler. Şimdi millet yüksek faiz, yüksek kur arasına sıkıştırıldı. Merkez Bankası’nın hini hacette kullanılacak akçeleri bile tüketildi. Merkez Bankası’ndan para gelmeyince, ocak ayında bütçe açığı da arşa ulaştı. Ocakta bütçe 24 milyar lira açık verdi. Bu da tüm ocak ayları itibariyle en yüksek bütçe açığı… Millete verilmeyen destekler, faiz lobilerine verildiyse, millet yüksek faiz, yüksek kur arasında ezildiyse, Merkez Bankası’ndaki kefen paraları bile talan edildiyse, 128 milyar dolar birilerine peşkeş çekildiyse, Sorumlu kim? Bu ülkeyi kim yönetiyor? Elbette Erdoğan’ın şahsım hükümeti."

'SORUMLU KİM'

"Erdoğan’ın şahsım hükümetinde, postacılar mektup yerine icra tebligatı taşır oldu. Muhtarlarımızın masaları icra tebligatlarıyla doldu. İnsanlarımız aldıkları borçları ödeyemiyor.  Bakkalların veresiye defterlerindeki borçlar ise Everest’e ulaşmış. İstanbul İstatistik Ofisi’ne göre; salgın döneminde İstanbul’da veresiye alışveriş yapanların sayısı yüzde 32, veresiye defterlerindeki borç ise yüzde 55 artmış. Yine İstanbul Barometresi araştırmasına göre, kentte yaşayanların yüzde 57’si, geçtiğimiz ay, geçinebilecek kadar para kazanamamış. Millet geçinemiyorsa, icra tebligatları çığ gibi büyüdüyse, veresiye defterleri arşı alaya ulaştıysa bunun sorumlusu kim? Ülkeyi kim yönetiyor? Elbette Erdoğan’ın şahsım hükümeti…"

'ŞANSÖLYE O ZAMAN ‘ÜF’ DEĞİL, DERİN BİR ‘OF’ ÇEKERDİ'

"Boğaziçi Üniversitesi’nde olmadık işler yapıyor. Gençlerin sesini dinlemiyor. Sarayın Pogrom medyası, yani linç makinesi, gencecik yavrularımızı bugün de hedefine koymuş. Uludağ’da sosyal mesafesiz tatile izin verip, bir de oradaki eğlence resimlerini ‘Boğaziçililer eğlendi’ diye servis etmek, düpedüz alçaklıktır.  Bugün üniversitelerimiz bilim üretemez hale geldiyse, Yandaşlar üniversitelere doldurulduysa, intihal, yani akademik hırsızlık yol olduysa, iyi yetişmiş gençlerimiz linç ediliyorsa, Bunun sorumlusu kim? Ülkeyi kim yönetiyor? Erdoğan’ın şahsım rejimi. Erdoğan’ın şahsım rejimi, Üniversiteleri en tepede buluşturmak yerine, vasatta buluşturmaya çalışıyor.  Böyle üniversitelerden bilim çıkar mı? Nitelikli yetişmiş gençler çıkar mı? Çıkmaz. Ailelerin bin bir emekle büyüttükleri, türlü fedakârlıklarla okuttukları gençlerimiz iş bulamıyor. Üniversite mezunu işsiz sayımız 1 milyon 195 bin. Erdoğan çıkmış; ‘Almanya Şansölyesi, üniversitelerdeki gençlerimizin sayısını öğrenince, ‘üf’ dedi’ diyor. Yanında bir de ülkemizdeki üniversiteli işsizlerin sayısını söyleseydiniz ya… Şansölye o zaman ‘üf’ değil, derin bir ‘of’ çekerdi."

'MAFYA TEHDİT MEKTUBU GÖNDERİYOR'

"Erdoğan’ın şahsım hükümetinin yönettiği ülkede, sokaklarda gazetecilere, siyasetçilere saldırılar başladı. Bu ülkenin ana muhalefet partisi liderine; mafya, tehdit mektubu gönderiyor, ama ülkeyi yönetenlerden ses çıkmıyor. Çıkan ses de mafyayı sahipleniyor. En son Sayın Selçuk Özdağ’a saldıranlar serbest bırakıldı. Erdoğan’ın şahsım rejimi taşları bağlıyor, gerisini sokağa salıyor. Bu ülkede gazetecilere, siyasetçilere güpegündüz saldırılıyorsa; mafya, siyaset kurumuna tehditler savuruyorsa, bunun sorumlusu kim? Bu ülkeyi kim yönetiyor? Erdoğan’ın şahsım hükümeti…"