Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve 8 milletvekili hakkında hazırlanan Kobanê fezlekeleri, Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonu’na sevk edildi. Milletvekilleri, 6-8 Ekim 2014 tarihleri arasında yaşanan Kobanê eylemlerinde yaşanan olaylardan sorumlu tutulurken, 2014 sonrası ve öncesi milletvekillerin yaptıkları açıklamalar, paylaşımlar, parti eylem ve etkinlikleri de fezlekeye konuldu. 

MADDİ HATALAR

Fezlekelere konu olan suç iddialarında hem içerik hem de maddi hatalar dikkat çekiyor. HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay hakkında hazırlanan fezlekenin ilk sayfasında, kimlik bilgileri, hakkındaki suçlamalar, sevk maddeleri yazılırken, “soruşturma evrakı incelendi” kısmında Kemalbay’ın adının yerine HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın adı yazıyor.

NEWROZ’A KATILMAK SUÇ

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş hakkında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerine katıldığı için 7, Boğaziçi protestolarına dair sosyal medya paylaşımı, Newroz’a katılma, Meclis kürsüsünde Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve tutuklu bulunan siyasetçilerin fotoğraflarını göstermesi, basın açıklamaları, verdiği röportajlar, Meclis’te basın toplantılarından fezleke düzenledi. 

HDP’YE YARGI BASKISI

Beştaş, fezlekelerle HDP’nin demokratik siyasetten uzaklaştırılmak istendiğini belirterek, “Benimle ilgili 6-7 tane 8 Mart fezlekesi var. 8 Mart mitingine katıldığım, orada konuşma yaptığım için hazırlanmış. Bütün kadın milletvekilleri hakkında var. Newroz’a gitmek bütün fezlekelerde suç. Böyle bir arka planla hazırlanmış. Bizim diğer partilerin milletvekillerinden ne farkımız var ki bize bu kadar fezleke geliyor? Bizim fezlekelerde hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk, insan kaçırma, yaralama, görevi kötüye kullanma yok. Diğer vekiller sütten çıkmış ak kaşık mı? İktidarın istemiyle fezlekeler üzerinden HDP’ye yargı baskısı oluşturuluyor.”

‘YENİ GOOGLE DAVALARI’

Kobanê fezlekelerinin 2011 yılı dahil olmak üzere yaptıkları basın açıklamaları, katıldıkları mitingler ve burada yaptıkları konuşmaları da kapsadığına dikkat çeken Beştaş, “Biz 2010’da, 2011’de Türkiye’nin barışına, özgürlüklerine, anayasaya, Kürt meselesine dair ne söylemişsek, bugün de aynısını söylüyoruz. Üzerinden 10 yıl geçmiş. 10 yıldır neden soruşturmadınız? Yaratmak istediğiniz algıya hizmet etsin diye gidip açık arşiv taraması yapıyorsunuz. Yani ANF (Fırat Haber Ajansı) olmasa, bu dava açılamayacak. Erdoğan yıllar önce AKP kapatılmak istendiğinde, ‘Bu bir Google davasıdır’ demişti. Bugün yeni Google davaları açılıyor, yeni ajans davaları açılıyor. Açık kaynak taraması yapılmış, zaten gizli bir şey yok ki. Sadece yaptığımız açıklamalar değil, bir mitingde heyette bulunmamız, 8 Mart’a katılmamız ya da konuşma yapmamız, herhangi bir panelde moderatör veya konuşmacı olmamız ya da izleyici olmamız fezleke konusu olmuş. Böyle bir absürtlük nasıl kabul edilebilir? Burada ciddi bir akıl tutulması var” diyerek tepki gösterdi. 

YÜKSEKDAĞ VE DEMİRTAŞ FOTOĞRAFLARI SUÇ

Mecliste yapılan basın açıklamaları, kürsü konuşmalarının fezlekelerde yer almasının izah edilemez olduğunun altını çizen Beştaş, “HDP’li milletvekillerine hukuk işlemiyor. Benim Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve tutuklu arkadaşlarımızın fotoğraflarını kürsüye koymam fezleke konusu olmuş” dedi.

KES-KOPYALA-YAPIŞTIR

Fezlekelerde maddi hatalara değinen Beştaş, “Aynı haber 5-10 kere yer alıyor fezlekelerde. Aynı tweet 6-7 yerde yer alıyor. Kobanê iddianamesinde yüzde 80’i ANF’nin haberleri ve bir kere değil, onlarca kere aynı şüpheli hakkında yazılıyor. Kes-kopyala-yapıştır şeklinde. Kobanê davasında yargılananlar neden ölümlerden ya da yaralılardan sorumlu olsun? İlliyet yok, olamaz da zaten. Hukukta illiyet diye bir şey var” ifadelerini kullandı.

TALİMATLA HAZIRLANAN FEZLEKELER

Beştaş, fezlekelerin hukukla hiçbir ilgisinin olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanki HDP milletvekilleri suç makinasıymış gibi, her gün yeni fezlekeler geliyor. Hangi fiilin suç olduğu, neye göre suç olduğu gibi bir tartışma yapılamaz. Hukukçular yapamaz. Bu tamamen siyasi iktidarın vermiş olduğu talimatlar, kamuoyuna yaptığı açıklamalar sebebiyle yargının bunlardan esinlenerek hazırladıkları fezlekeler.”