Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisinde uzlaşan altı siyasi parti genel başkanın 27 Mart’ta yaptığı son toplantıya ilişkin, “Ortak irademiz ve kararlılığımızın güçlü bir şekilde devam etmesi gerektiği kanaatine varıldı. ‘Bu birliktelik bütün engellemeler ve çabalara rağmen devam edecektir’ kanaati bütün liderlerde var, bunu görmekten de memnuniyet duyuyorum… İktidarın Seçim Kanunu’nda değişiklikler yaparak bu birlikteliği dağıtma hevesini boşa çıkarma ve hep birlikte kararlı bir şekilde ülkemizin problemlerini çözmekte mutabakatımız inşallah devam edecek” dedi. 

Temel Karamollaoğlu, bugün partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, özetle şunları söyledi:

“Ahlatlıbel Zirvesi ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni İmza Töreni toplantısının ardından üçüncü toplantımız DEVA Partisi'nin ve Sayın Genel Başkan Ali Babacan'ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Çok verimli, ülkemiz ve insanımız adına çok faydalı olacak bir görüşme gerçekleştirildi. Türkiye'mizde ve bölgemizde yaşanan gelişmeler etraflıca ele alındı ve istişare edildi. Ortak irademiz ve kararlılığımızın güçlü bir şekilde devam etmesi gerektiği kanaatine varıldı. ‘Bu birliktelik bütün engellemeler ve çabalara rağmen devam edecektir’ kanaati bütün liderlerde var, bunu görmekten de memnuniyet duyuyorum.

“HEP BİRLİKTE KARARLI BİR ŞEKİLDE ÜLKEMİZİN PROBLEMLERİNİ ÇÖZMEKTE MUTABAKATIMIZ DEVAM EDECEK”

Ortak dertlerimiz, ortak kaygılarımız ve önceliklerimiz var. Müştereklerimizi esas alarak yolumuza devam ediyoruz, iş birliğimiz böyle sürecek. Her partinin bütün önceliklerini birleştirmek mümkün olmayabilir ama aynı dertleri yaşadığımız için müştereklerimiz farklılıklarımızdan çok daha fazla. İktidarın Seçim Kanunu’nda değişiklikler yaparak bu birlikteliği dağıtma hevesini boşa çıkarma ve hep birlikte kararlı bir şekilde ülkemizin problemlerini çözmekte mutabakatımız inşallah devam edecek.

“GELDİĞİMİZ NOKTADA TIKANDILAR VE TÜKENDİLER”

2021'in sonunda iktidarı uyarmıştık. 2022 yılının tertemiz beyaz bir sayfa olarak önlerinde durduğunu, yeni bir başlangıç için önemli bir fırsat olduğunu ifade etmiştik. Şimdi yılın ilk üç ayı geride kaldı. Ramazan ayı geldi çattı. Fakat maalesef görüyoruz ki iktidar, alışkanlıklarından vazgeçme diye bir derde sahip değil. Özellikle yanlışlarından dönme diye bir düşünce yok. İnsanımızın problemlerini gidermeye, ülkemizin sorunlarını çözmeye odaklanmak yerine sadece iktidar sürelerini uzatmaya odaklandılar ve geldiğimiz noktada tıkandılar ve tükendiler. Daha da vahimi, artık insanımızı da yormaya başladılar, ülkemizi de tüketiyorlar. Vatandaşlarımız çok zorlu bir kışı geride bıraktı ama daha önce de belirttiğimiz gibi yediği bu ayazı unutamıyor, unutacak gibi gözükmüyor. 19 yılı geride bırakmışlar, ‘Bu tecrübe kazanma dönemiydi’ diyorlar. Şimdi sıfırdan yeniden kolları sıvayıp ülke problemlerini çözmeye başlayacaklarını ifade ediyorlar.

“MİLYONLARCA AİLE YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA ÜCRET ALIYOR, BUNU BU İKTİDAR NASIL AÇIKLAYACAK”

Hatırlatıyorum; yolsuzluğu, yoksulluğu ortadan kaldırmak için gelmişlerdi. İsrafı ortadan kaldırmak için gelmişlerdi. Ne oldu şimdi? Bunların hepsi kurumsallaştı. Bir kıvırcığın bugün pazarda 15-20 liraya olduğunu kimseye anlatmazlar. Bunun sebebi ne?  Bir ev kurmanın maliyeti geçen yıldan bugüne en az yüzde 100 artmış. Bunun için bekarlar evlenemiyor, evliler geçinemiyor. Bunu neyle açıklayacaklar bilemiyorum. Türk-İş'in mart ayı verileri açıklandı. Açlık sınırı 5 bin liraya, yoksulluk sınırı da 16 bin lirayı yakalamış durumda. Asgari ücretliler ve emekliler başta olmak üzere milyonlarca insan açlık; memur, işçiler, beyaz yakalılar, hatta evine 2-3 maaş giren milyonlarca aile de yoksulluk sınırının altında ücret alıyor. Bunu bu iktidar nasıl açıklayacak?

“AK PARTİ YOKSULLUĞU GENİŞ BİR TABANA YAYDI”

Yoksulluğu bitirme vaadiyle iş başına gelen AK Parti iktidarı, yoksulluğu geniş bir tabana yaydı. Orta sınıf çöktü, dar gelirli kesim daha da yoksullaştı. Gelir dağılımındaki adaletsizlik çoğaldı. Zengin ile fakir arasındaki makas çok ama çok büyüdü, genişledi. Halkın içinden geldiği imajını vermek için göreve geldiği ilk yıllarda Keçiören’de mütevazı bir apartman dairesinde oturmayı tercih eden Sayın Cumhurbaşkanı, sırça köşküne taşındığı günden bu yana gerçekleri maalesef duymaz, hakikatleri görmez oldu. Şimdilerde, halkın geçim derdini hafife aldığı, gittikçe uzayan kuyrukları görmezden geldiği yetmiyormuş gibi daha sağlıklı beslenmek için bazı tavsiyelerde bulunmaya başladı. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki vatandaşlara, ‘Eğer sağlıklı bir hayat sürmek istiyorsanız yatmadan önce manda yoğurdu, kestane balı, hurma ve yulafı karıştırıp yiyin’. Bunu latife olarak mı söyledi yoksa ağzından mı kaçtı ben anlayamadım. Manda yoğurdunu bulmak her babayiğidin karı değil.

“AVRUPA’YA EN ÇOK İLTİCA BAŞVURUSU YAPAN ÜLKELERDEN BİRİSİ HALİNE GELDİK”

İnsanların geçim derdine sırtını dönen, iktidardaki ömrünü nasıl uzatabileceğinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen Sayın Cumhurbaşkanı ve ortaklarının meydana getirdiği ekonomik kriz, maalesef insanlarımızı kendi ülkelerine küstürüyor. Eurostat verilerine göre, Erdoğan’ın bizi kıskandığını iddia ettiği Avrupa’ya en çok iltica başvurusu yapan ülkelerden birisi haline geldik. Kimse ümitsizliğe kapılmamalı. Biz Saadet Partisi olarak, insanımızı yeniden kendi ülkesiyle barıştırmakta kararlıyız. Biz, insanımızı insanca yaşatmak için varız. Biz, açlık ve yoksulluk sınırının altında milyonlarca insanın hayata tutunmaya çalıştığı bu yoksulluk düzenine son vermek için buradayız.

“SON BİR AYDA 3 EVLADIMIZ BAŞIBOŞ SOKAK KÖPEKLERİ NEDENİYLE YAŞAMINI YİTİRDİ”

Öncelikle ifade etmeyelim ki bu dünya yalnızca insanlar için değil. Diğer canlılarla bu dünyayı paylaşıyoruz. Onlarla aynı havayı soluyor, aynı gökyüzünü paylaşıyoruz. Ancak ne yazık ki son zamanlarda kontrolsüz bir artış nedeniyle sokaklarımızda başıboş köpek sorunu baş göstermiş durumda. Sokak hayvanlarını korumak, onların can güvenliğini sağlamak bizim sorumluluğumuzdadır. Ancak daha öncelikli görevimiz insanların can güvenliğini sağlamaktır. Maalesef sadece son bir ayda üç evladımız başıboş sokak köpekleri nedeniyle yaşamını yitirdi. 17 yaşındaki Gönül Karaoğlu, 20 yaşındaki Rabia Kallı ve 9 yaşındaki yavrumuz Mahra Melin Pınar’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Üç evladımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Bilmeliyiz ki sokakların ve parkların çocuklar için güvenli olmadığı, günün belli saatlerinde insanların dışarı çıkmaya korktuğu bir ülke yaşanılabilir bir ülke değildir. Artık bu konuda somut, ciddi ve kalıcı adımlar atılmalıdır kanaatindeyim.”