Röportaj.  Naif  Yaşar-İshak Kara

Şafak  Pavey; yani şu anda CHP saflarında  milletvekilliği yaparak siyaset yapan bir kadın. geçmişte yurt içi ve  yurtdışında yer aldığı çalışmalar ve kararlı duruşuyla göz dolduran biri, o  gerçek bir insan hakları savunucusu ve hemcinslerinin karşılaştıkları sorunlar  konusunda çözüm arayan ve “kadın” olgusuna sıkı sıkıya bağlı olan  biri.
Şafak  Hanımla Merit şahmeran otelinin, vangölü kıyısında kurulu havuz başında bir  bahar günü kahvaltıda bir araya geldik. Şafak Pavey bir yandan Van otlu  peynirinin keyfini çıkarırken diğer yandan sorduğumuz sorulara cevap  veriyordu.
Samimi bir  ortamda geçen sohbette bu güne dek konuşulmasına bile cesaret edilmeyen bir çok  soru ve cevabını Şafak Paveyle Van kamuoyunun bilgisine  sunduk.
Şafak Pavey;  Siyaset hayatına girmeden önce Agos gazetesine yazılar yazmış, faşist katiller  tarafından katledilen Hrant Dink’le aynı havayı teneffüs etmiş biri. Hayata dair  saldırıların, baskıların ayukka çıktığı günlerde, o Hrant ve diğer dostları ile  yaşanılası bir ülke için korkusuzca yazmaya ve çalışmaya  başlamışlar
Şafak’ın  yolu daha sonra farklı acıların yaşandığı coğrafyalara düşmüş, Mülteciler için  eve dönüş projesi kapsamında sırasıyla Lübnan, Suriye, İran’a gitmiş.  Afganistan’da Birleşmiş milletler mülteciler yüksek komiserliği için çeşitli  programlarda sözcülük yapmış.
sonra  mı?
Sonrasında  Pakistan depremi, mısır evsiz çocukların tekrar topluma entegre edilmesi için  uğraş vermiş.
Yılmamış…
Cezayir’deki  çöl kadınları çöl mültecileri, Afrika Mozambik mültecileri için çözüm  projelerinde görev almış. Dünya genelinde yürüttüğü çalışmalar esnasında  yaşadığı bir tren kazasında kimi uzuvlarını kaybetmiş ve sonrasında Türkiye’de  CHP saflarında siyasete atılmış.
Birçok ünlü  makaleye imza atan ve hala milletvekili görevini yürüten Şafak Hanıma ilk  sorumuzu yöneltirken kadın olgusunu ön plana çıkarıyoruz.
-Dünyada ve  ülkemizde kadına atfedilen rol ve biçilen misyonun bir karşılaştırmasını  yaparısınız?
Ş.Pavey:  Dünyanın en fakir ülkeleri olan  Mozambik ve Rounda kadın erkek fırsat eşitliğinde erkek fırsatlarında dağılım  eşitliğinde en üst sıralarda dünyanın 1. Ve 2. Sırasındalar. Diğer taraftan  Katar’a bakıyorsunuz dünyanın en zengin ülkelerinden bir tanesi 165 bin dolar  kişi başı düşen ama kadın erkek fırsat eşitliğinde 183.cü, aynı 10 ülke içinde  Suudi Arabistan Türkiye, Yemen, dünyadaki 53 Müslüman ülkede kadın erkek  eşitliği maalesef hak ettiği yeri bulamadı.”
 
-Yani kadın-erkek  eşitliği zenginlikle olmuyor mu?
Ş.Pavey” Ne  kadar zengin olursa olsun bu ülkeler kadın – erkek veya kadının ekonomiden  aldığı paya bakıldığında dünyanın en sonuna düşüyor. Dolayısıyla ekonomik  çözümlerle değil, kültürel çözümler bulunmaya çalışmalıyız diye düşünüyorum.  “
- Peki kadına  yönelik şiddetti nasıl yorumluyorsun. Bu trajediyi yaratan nedenler  nelerdir?
Ş.Pavey: “Aynı şekilde kanunlarda öyle  sürekli kadına karşı şiddet kullanılıyor. Kanunlar düzleştiriliyor. Avrupa uyum  süreci  sayesinde Türkiye’ye dönersek şimdi ama o güzelleştirilen kanunlar  kadınlara karşı şiddette son 7 senede 1400 kere artmışsa demek ki bir işe  yaramıyor. Çünkü siz sokağa dönüp “beş çocuk yapın çamaşır makinesi çıktı” gibi  bir laf söylerseniz, samimiyetsiz olursunuz yaptığınız kanunlarda, siz o  toplumun dokularında kültürle hiç uğraşmayıp gözünüzü kapatıp kadın  cinayetlerine bir anlamda batıya bakıp biz onu çözüyoruz diye numara yapmaya  çalışırsanız, toplum hiçbir dönüşmeye vesile olmaz, o yüzden ikiyüzlülükten  vazgeçip kültürümüzle yüzleşip bunu yapabilmemiz lazım,”
-Bu söylemlere ve  baskılara karşı partinizin takındığı tavrı benimsiyor  musunuz?
Ş.Pavey  :  bununla ilgili  CHP adımlar attı. Eğer ki siyasi taraftan bakıyor olursak, kadın kotası getirdik  %33 bir yandan bu konuda BDP’yi kutlamak lazım, çünkü tamamen fermuar sistemi  kullanıyor ve kadın temsili yetindeki en  doğru partilerden bir tanesi, doğru  duruşu sergileyen ama bu kolay olmuyor. Yani Kürt kültüründe de o kolay olmadı  çok uzun seneler uğraşılması gerekti dolayısıyla bütün Türkiye’nin her köşesinde  çalışmamız gerekiyor.
 Çalışma deyince  nasıl bir çalışma, geç kalınmadı mı?                     Ş.Pavey: Afganistan’da olduğu gibi  diyebiliriz.  Afganistan’la bizim kota %14 bizim de temsili yeti kadının  siyasetteki Afganistan’da %14 küsurdur. Batıdan aldığımız değerleri eğer  içimizden gerçekten harmanlayıp değer vermezsek o kota doldurmalar temsiliyetde  ki yüzdeler hiçbir şey ifade etmez. Çünkü siz gene o kotayı aynı kadının kadın  dilini kullanarak açtığı bir kota değildir o erkeği tamamen kopyalayarak ve  savaş teskerelerini savunarak yani kadın bakışını getirmektense var olan siyaset  erkek siyasetinin içinde kendisini meşrulaştırmak için kuklacılık nerdeyse  yaptığı bir şeye dönüştürürsünüz.
- Siyasi  süreçlerde dönem, dönem kadınlar sürece damgalarını vurmuşlar mesele  Kürt  mücadelesinde Leyla Zana’da görüldüğü gibi ya da şahsınızın barış ve uzlaşıdan  yana radikal söylemleriniz bunun en güzel örnekleri. Oysa 90‘lı yıllarda Bir  kadın politikacı olarak Tansu Çiller’in bölgede yarattığı tahribatı nasıl  değerlendiriyorsunuz?
Tansu çiller  örneği 30 sene önceki örnek bugünde aynı örnekler devam ediyor. Sıkıntı  Türkiye’nin sürekli geçmişten bir hastalık yaşamış bir ülke ama sürekli bu  hastalık tezahür ediyorsa geçmişte mesele böbreğindeyse şimdi bütün vücuduna  dağılmış durumda, o yüzden bizim bunu sürekli geçmişteki modellere bakarak yeni  taze bir şey üreterek hazır durmamız gerekiyor.  orda da kadının çok büyük  katkısı olmalı ama model olarak Tansu çiller benim söylediğimle aynı.  
Hani bugünkü  parlamentoya da baktığımızda savaş tezkerelerini oylamaya çıkarmadan önce  kulislerdeki konuşmalarda iktidar partisinin kadınları bunu inanılmaz derecede  savunan ve bir kadın bir anne bir feminist bakış açısı nasıl derseniz?  
İktidarın meclise  taşıdığı kadın politikacılar geçmişten farksızlar mı?
Ş.Pavey,Kral’dan çok kralcı  dediğimiz tipten kadınlar çıkarıyor. Bende bunları gördükçe çok üzülüyorum.   Leyla Zanaya söz yok, Kendisini seviyoruz. ,

Biraz da günümüz  siyasetine dönersek. Kürt sorunu konusunda değişen bir şey olmadı  mı?
Ş.Pavey. Türkiye’nin son 30 yıldır. Bugünlere  baktığımızda hep aynı, şekilde Kürt meselesini Kürt sorununu çözmeye  çalıştığından çok üzüntü duyuyorum. Çünkü dünyada insan hayatında zamandan daha  değerli bir şey yok, işte geçip gidiyor. Depremler bir daha hatırlatıyor.  Kalbimizde depremler yaratarak, ama deprem, doğa veya insan tarafından yaratılan  depremi beklemeye gerek yok ki aynı hatayı 30 kere tekrar ederek aynı çözümü  tekrar ederek yol alamıyorsak o çözümden dönersin, dağı geçemiyorsan kenarından  geçersin yine hedefine ulaşırsın onu hala öğrenemedik
Uludere, Roboski  olayı 90’lı yılların bir benzeri miydi?
Ş.Pavey  :Tabii aynı yani Uludere’deki 34  canımızın gitmesi hala hesabının sorulamaması, hala açıklanmaması, bunun için  bir araştırma komisyonu kuruldu. Dalga geçer gibi buluyorum bunları yani aynı  şeyler tekerrür ediyor aynı şeyler yaşanıyor. 30 yıldır aynı sorunu aynı şekilde  daha da cerahate ulaşmış bir yarayı aynı tedavi yöntemiyle çözmeye  çalışıyorsunuz şiddet ve aynı baskı sistemleriyle susturarak tutuklayarak işte  şiddetle bunu böyle yapamayız ki,
Peki, siz  kadınlar ya da iktidarı kadın vekilleri bu durumlarda birer “anne “ olduklarını  hatırlamıyorlar mı? 
Ş.Pavey : Ben çok etkili bir muhalefetin  olduğunu düşünüyorum. Ama muhalefet partilerinin tümünün ellerinden geleni  yaptıklarını düşünüyorum. Kendi duruşları bakışları açısından ben Türkiye’de  muhalefetin yaptıkları bölgeye yeterli gelip gelmediğini bilmiyorum. Ben her  şeyin mümkün olduğu kadar söylenebildiğini ve muhalefet olmasın diye uğraşan bir  iktidarda inanılmaz çalışılmasına rağmen kendi adıma konuşursam bu kadar yer  açılabildiğini düşünüyorum.  
İktidar  içinde siyaset Kürt kadınlarına gelirsek,  İkbalden bir pay almak, erkin yanında  yer almak ve kadın kimliğiyle değil tamamen iktidar kimliğiyle orda olmayı  seçerseniz işte o zaman gerçekten gerçeğin hattından sapmış olursunuz. Orda  insan merkezli politika yapmıyorsunuz o zaman, güç merkezli politika  yapıyorsunuzdur. Çözüm aramıyorsunuzdur ben iktidarın hastalığının bu olduğunu  düşünüyorum. 
Eskiden bir  aşiret kavgası olduğu zaman ölümle sonuçlanan bir kavga olduğu zaman kadın  Tülbendini yere vurduğu zaman ne pahasına olursa olsun orda barış sağlanırdı. Bu  gücü yaratan siyasetçi kadınlarımız yok
Ş.Pavey   : Siyasi arenada  bunu yaratamadık. Ben buna çok inanıyorum, Sokaktaki değeri bulmak gerçek değeri  bulmak, siz bu değeri mendili atınca barış sağlayan değeri aynı şekliyle kanuna  taşımalı, aynı şekliyle dönüştürerek, aynı şekliyle siyasete taşımayı  becerebilmeliyiz. Bir yere dokunmadan insanıyla birlikte çalışmadan  bilemezsiniz. O yüzden anlamıyorum bölgenin çıkardığı siyasetçilerin bunu revize  edilmesi lazım ben her türlü Barış konusunda yapılacak ortaklığa hazırım.  
 
Kürt sorunu  konusunda kadın vekiller arasında bir “çözüm grubu” oluşturulursa bu grupta yer  alır mısınız?
Her zaman  yaparım bunun için tek koşul iktidar partisinin de kadınlarının bu işe girmesi  gerekiyor. Cesaret de hepimizin bu iki veya üç partiyle çözülebilecek bir durum  değil, iktidar erkinin, vicdanının ve bu meselenin artık böyle devam  etmeyeceğini anlayıp kadınlarının buna girmesi lazım . yoksa biz bir Leyla Zana  ile bu iş için savaşırız, ama kilidi tutanlarında çözüm istemesi gerekiyor bu  konuda ben bunun çok önemli olacağını bunun için her türlü çalışmaya hazır  olduğumu belirtmek istiyor her yerde de tekrar ediyorum. 
Bölge halkının   “CHP Kürt sorunu konusunda samimi söylemde bulunmuyor” serzenişini nasıl  değerlendiriyorsunuz?
Ş.Pavey   : Ben açıkçası   bütün CHP adına konuşamam ama bir çok milletvekili arkadaşımla bu konuda  gerçekten kafa yorup, bir arada test geçirmeye çalışıyoruz. Ancak ben bu  noktadan itibaren CHP adına bu kadar konuşabilirim. Kendi yaptığım çalışmalar ve  arkadaşlarımın yaptığı çalışmalar bana bu konuda çok açık olduğunu ve her türlü  çözümde yer alacağı güveni veriyor.
 BAŞKA ÜLKELERDE  BAŞBAKANLAR DEPREM ÖLGESİNDE KONAKLAR
Sanırım deprem  bölgesine ilk gelişiniz. Gördükleriniz ve yaşadıklarınız nasıl bir tablo  oluşturdu?
Deprem  sonrası Van’a ilk Gelişim, Asya kültürlerinde bir şey vardır. Bir felaketin  üstünden 6 ay geçtikten sonra değerlendirirsiniz “ne olmuş?” diye ve bu bazen  Japonya’da istifalara yol açar biliyor. Ben deprem bölgesine bir Tayvanlı ile  geldim. Erciş’te ilk konteynır kenti kuran Tayvanlılardı. 
Kendi  çabalarıyla 18 konteyner göndermişlerdi mesele Tayvan’da 2000 yıllarda olan  depremde 50 senedir hükümette olan parti en iyi ve güçlü parti ve onun başbakanı  bir ay boyunca deprem bölgesinde konaklıyor. Çözümü aramak için Asya kültüründe  ahlak o konuda çok yerleşmiştir. 1 ay boyunca konaklıyor ve 1 ay boyunca  muhalefet devam ediyor. Tayvan memnun olmuyor. Bunun sorumlusu kimdir.  Sorguluyor en sonunda başbakan karısı ağlayarak çıkıyor. “Hiç kocamı  görmüyorum. Deprem bölgesinde konaklıyor lütfen daha çok üzerimize gelmeyin  diyor.” İlk seçimde  de düşüyor. 50 sene bir hükümetin başında olan biri  düşüyor
Peki Van’da eksik  olan neydi?
Ş.Pavey  :  Bu bir ahlak  meselesi, bende Van ve Erciş’e denetim görevimi yapmaya geldim. Ne oldu ne  yapıldı? 3 aşamada deprem bakılması gereken, Pakistan, İran depreminde de  çalıştım. İnanamadığım bir şey parlamentoda bu konuda bir kriz merkezi  kurulmadı. Partiler üstü bir kriz merkezi kurulmadı. Ne kadar teklif etsek de,  biz dedik dünyadan bir çözüm biliyorsak bundan faydalanalım. Bundan hiç  faydalanılmadı. Bende en azından kendi bildiğim yöntemlerle denetleme yapmaya  geldim. Gözümle görmek Van ve Erciş’i bir daha unutulmadığını ve  unutturulmayacağını hissettirmek istedim.
TBMM’de kriz  masası kurulmamışsa bunun tek suçlusu iktidar mı, ana Muhalefetin ve diğer parti  gruplarının günahı yok mu?
Ş.Pavey :Bu durumda herkes kendi kriz  masasını kurdu. Biz CHP olarak Van’da yaptığımız gibi, herkes kendi kriz  masasını kurdu.  biz barışta da çözüm arıyorsak iktidarın bu kadar göçle  iktidarın buna ortak olmayı seçmesi gerekiyor. Bunu seçmeyen bir iktidar var  karşımızda hiçbir çözüme ortak olmak istemiyorlar.
VAN HALKI JAPON  HALKI KADAR METANETLİ DURUŞ SERGİLEDİ
Acaba Van halkı  mı çok tepkisiz kaldı ondan mı?
Ş.Pavey  :  İşte sürekli kendini  göstermeye çalışan ben Van halkının  Depremde Japonya halkı kadar metanetli durduğunu düşünüyorum. Bu kadar metanetli düzgün ve dik  duran halkımıza neyi yakıştıramıyorlar? Bunu hangi vatandaşlık hakkında  savunabilirsiniz? 
hala Türkiye  cumhuriyeti Kürtlerini vatandaş yapamadı.
 Yani  vatandaşı olarak saymıyor. Ve vatandaşı olarak  hissettiremiyor.
Yerel yönetimin  deprem performansını nasıl yorumluyorsunuz?
Ş.Pavey :  Ben ilk yardım  aşamalarında şahit olduğumuz BDP’ye BDP’nin hanesine yazılmasın diye  ortaklıkların kurulmamış olması yerel yönetimlerle bizi çok üzmüştür. Bunu  üzülerek izledik bütün Türkiye olarak bunu bir siyasetçi bir vatandaş olarak  korkunç buldum. 6 ay sonra baktığımda insanlara sadece bir barınak sağlayarak  bir krizi atlatamazsınız samimiyet asıl o barınakların içini doldurmak, nasıl  programlar o okulların tekrar yapılanmaya çalışılan okulun içini nasıl  doldurmaya çalıştığınızla ilgili..
Üç gündür deprem  bölgesindesiniz uykularınızı kaçıran dramlara tanıklık ettiniz  mi?
Pavey: Ben Van’da çocuk, kadın ve  öğretmenlerle konuştum. Konteynırlarda sıkışmış hayatlarda yaşam sürdüren  kadınlarla görüştüm. Deprem sonrası travma atlatma destek programı gördünüz mü  dedim. Asla hiçbirisinden böyle bir hizmet almadıklarını belirttiler. Siz o zaman  depremi atlatmamışsınız demektir. Yani sadece kışta bir insanı yaşatmaya  çalışaraktan yaşatılmadı da böyle atlatılmaz deprem,
Bu trajedilerin  yaşanması için neler yapılmalıydı. Diğer ülkelerde durum  nasıldır?
Ş.Pavey  :  Japonya’da 3  ayaklı yapılıyor bu, birincisi önlem, biz birincide Millet olarak sınıfta  kaldık. Devlet tamamen sınıfta kaldı. Gölcük depreminden hiçbir şey  öğrenmediğimiz anlaşıldı. Her seferinde kafamıza vura vura ders almaya  çalışıyoruz ve yapamıyoruz. İkincisi insanı yardım ve destek onda da sınıfta  kaldık herkes elinden geleni yapmaya çalıştı. Üçüncü aşama ise Japonya’da önlemi  çok iyi olduğu için 9 şiddetinde yaşanan depremde akil sismik olduğu şehirde  hiçbir bina yıkılmadı. Çünkü Yerel Belediye’ye onu denetleme görevi veriyor.  Bu  tek solukluk bir şey değil ki o zaman yaptığımızla kalsın Uluslararası yardımı  elimizin tersiyle itiyorsunuz, şimdi bakıyorum konteyner kentlere birini Japonya  birini Tayvan birini Kuveyt yapmış demek ki uluslararası yardımlarla oluyor bu  iş, bir felaket yaşandığında hepimiz için uluslararası sınırları aşan bir  durumdur. Herhangi bir doğal felakette birleşmiş milletler niçin  kuruldu?
STK lar  üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getiremediler  mi?
Ş.Pavey: Yapılan çalışmaları takdir etmemiz  lazım, burada sivillerinde çok büyük desteğiyle gerçekleşti. Akut’tan tutun  Belediye ekiplerine sivil ve bölgenin seçilmişleriyle yapılan bir sürü iyi şeyde  oldu. Herkes siyasi partileri aşarak çalıştı. Burada merkezi hükümetin  merkezileşmenin sıkıntılarından birini yaşadık önlemde de, sürekli gücü elinde  tutmaya çalışan merkezi hükümet sorunuydu. İkinci aşama insanı yardımda tamamen  ben yapacağım demesiydi. Bir özgüven patlaması, ben hayatım boyunca mülteci  kamplarında çalıştım. Meclis şöyle açıldı. Somali’ye gitmiş AKP  milletvekillerinin Somali’deki çadırların korkunçluğunu anlatmasıyla ben bundan  kişisel olarak rahatsız oldum çünkü birleşmiş milletler mülteciler yüksek  komiserliğinde biz o çadırlarımızın dayanıklılığı ve her mevsime göre özel  çadırımızın olmasıyla çok övünürüz…
ÇADIRLAR  “SARAY’DI…!” AMA ÇOCUKLAR YANARAK ÖLDÜLER
Van deprem  bölgesine neden bu çadırlar gönderilmedi?
60 senedir  bu işi yapan bir kurum birleşmiş milletler bari buna “saygı  duy “ diyorum.  Mecliste son konuşmacı olarak kürsüye çıkan bir kişide aynı şunları söylüyor.  Somali’deki Çadırlar çok kötü burada yaşanmaz diyor ve ekliyor o yüzden TOKİ  oraya gidecek TOKİ’ler ev yapacak bu da ihale üstüne yapılmış bir konuşmaydı.  Yani insanı yardımla ilgili değil 3 ay sonra gürdüm Ekim 23, Van Depremi dakka  bir gol bir… Türkiye’nin çadırı yok ve mevsimlik çadır kullanıyor. Sonra üçüncü  aşamaya dönüldü. Madem dünya yapıyor. Bizde başarabiliriz bunu her türlü işte  elini taşın altına koymak isteyen gencecik sivil insanlarımız var. 
Söz çadırlardan  açılmışken 6 ay sürede 162 çadır yangın ve 12 çocuk bu çadırlarda yanarak  yaşamını yitirdi. Bunun üzerine içişleri bakanı Beşir Atalay devletimizin  verdiği çadırlarda yanmadı bu insanlar dedi. 
Ş.Pavey   : Evet Hatta  saray  demiştiler, o saraylarda  insanlarımız ve çocuklarımız yandı. Ve Türkiye o sırada dünyaya ne kadar insanı  yardım severliği işte Suriye’deki şiddete ne kadar kafası yordurttuğunu anlatan  bir ülke olarak çıkış yapıyordu. Kendi memleketimizde  çocuklarımız”  saray” dediğimiz  çadırlarda yanarak ölüyorlardı. Yani bu çelişkileri kimse bana anlatamaz ayrıca  bence o olaydan sonra aynen bir sağlık bakanı görmeyen bir işçinin haklarını  sorduğunda ise, ‘sen görmeyensin birde iş verdiğini’  söylediğinde bütün  Türkiye’nin buna tepki göstermesini bekliyordum.
Çünkü aynı  bakan yumurta atan öğrenciye de aynı şeyi söylüyor
Aynı bakan  aynı densizlikle herkese inanılmaz hakaretler savuruyor. Parlamentoda dinsizler  demekten artık tekrar edemiyorum söyledikleri şeyleri biber gazının sağlığa  zararlı olmadığına kadar bu çileden hepimiz muzdaripiz o yüzden Van’da saray  dendiğinde ahlakımızı test etmeli ve hepimiz onu istifaya çağırmalıydık.  
      SIKNTIYI  YAŞAYANLAR BİLİR
Şafak hanım sizi  nisan güneşi altında fazla beklettik son iki sorumuz, Deprem yaşamış Vanlı,  Ercişli çocuklar bir büyük depremde ÖSS sınavlarında yaşadılar, Zira Van haber  olarak bu sorunu Cumhurbaşkanı başta olmak üzere birçok yere bildirdik. Bu  çocuklar için yapılabilinecek bir şeyler yok mu?
Ş.Pavey:  Haklısınız ama ben  Türkiye’de herkesi üniversite kapılarına yığdırıp sonrada üniversite mezunu  meslekli insanları işsiz bırakıyoruz. Yani üniversitede okumak çok değerli bir  şey bölge içinde bu geçerli çok değerli meslek okulları açarak o çocukları  rahatlatabilmemiz gerekiyor. Benim böyle bir mektuptan haberim yoktu. Aynı  üzüntüyü paylaştığımı belirtmek isterim.
 İşsiz  intihar eden öğretmen sayısı 29 böyle bir felaketi bilerek işsizliğin neye yol  açtığını, mesleksizliğin neye yol açtığını bilerek hemen şimdi, önlem almaya  çalışırsak doğru yapmış oluruz. Bunun için ben her türlü çabada yer almak  isterim. Herhangi bir şey düşünüyorsanız bunun çözümü için ben çözümün en iyi o  sıkıntıyı yaşayanların bildiğini düşünüyorum.
Sonuç olarak  çözüm önerileriniz ne, Kafanızda şekillendirdiğiniz bir taslak var  mı?
Ş.Pavey:  Bezginlik beni çok  üzdü. Ruhlarımızı tazelememiz gerekiyor. Ve buradaki insanımızın da vatandaş  olduğunu eşit haklardan yararlanabilmeleri gerektiğini bir defa umut vermek  gerekiyor. Umut kaybolmuş onu hissettim.  12 sene önce burada çalışmış  birisiyim. Bezginlik ve umutsuzluk beni çok üzdü. Umudu vermekte bizim  görevimiz. Bunun için bazı şeylerin kolaylaştırılması lazım, başta iş için  teşvikte yatırımcıları buraya çekmemiz lazım, Van’ın kendini toparlanması için  en az 5 seneye ihtiyaç vardır. Buradaki en önemli iki şey istihdam ve bölgeye  kıyak geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aynı 6 ay ders görmeyip de sınava giren  öğrenciler ister istemez milyonlarca öğrenci içinde yer alacak ve Türkiye’nin en  sonundaki sıralardaki yerini alacak bu haksızlıktır.
Buraya  yatırım yapmak için gelecek insanlara uçak ve otobüs biletlerini düşük tut.  Depremle birlikte bir ciddi bir göçten bahsediyoruz ikinci kez mağdur etmeyelim  bu insanları bu politikaların yapılması, bize düşende sürekli hatırlatmak  konyetner kentleri dolaşırken kimse gelmedi diyorlar. Proje göremiyorsunuz,  kadınlara yönelik proje, adam büyük baş hayvanlarını kaybetmiş ne yapacak bu  durumda konteynerdeki hayatında ne yapacağımı bilmiyorum diyor. Ve bir çözüm  arıyor. eminim Türkiye’nin bir yerinde o çözümü bilen biri vardır. O yüzden bize  düşen onları buluşturabilmek…
Efendim bu  yoğunlukta bizlere zaman ayırdığınız için teşekkürler…
Ş.Pavey: Ben de  teşekkür ederim. Tekrar geçmiş olsun…
                             
             
                                             
                                             
                                             
                                             
                                             
                                             
         
         
         
         
         
        