Halkların Demokratik Partisi (HDP), 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. HDP Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Şaziye Köse’ni imzasıyla yapılan açıklamada, emekçilerin yüzyıllardır büyük mücadelelerle elde ettikleri kazanımların erkek egemen, otoriter ve kapitalist yönetimler tarafından yok edilmeye çalışıldığı belirtildi. 1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim Meydanı’nda 35 kişiyi katledenleri devletin koruduğuna değinilen açıklamada, hakikatlerin 44 yıldır unutturulmaya çalışıldığı vurgulandı.

‘44 YIL ÖNCEKİ YÖNTEMLER’

AKP-MHP iktidarının, 44 yıl önceki yöntemlerin inceltilmiş halini her gün derinleştirerek, yeni rejimin inşasını tamamlamak için adım adım ilerlediği kaydedilen açıklamada, “Geçmişten günümüze işçilere, emekçilere, kadınlara, Kürtlere ve bu topraklarda yaşayan diğer halklara ve kimliklere karşı yürütülen baskı, sindirme ve katliam geleneği, AKP-MHP ittifakı eliyle yoğun bir biçimde sürdürülüyor. İş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçiler için ‘fıtrat’ ve ‘kader’ kelimelerini dilinden düşürmeyen bu ittifak, Kod-29, esnek çalıştırılma, sendikasızlaştırma, güvencesizlik, işsizleştirme, açlık sınırının altında bir ücret ve çalışma saatlerinin bulanıklaştırılması ile emekçilerin yoğun biçimde sömürülmesinde sermayeye bütün kapıları açıyor” diye belirtildi. 

‘AKP-MHP İTTİFAKININ SALDIRILARI’

1 Mayıs’ın pandemi koşullarında karşılandığı hatırlatılan açıklamanın devamında, şöyle denildi: “Gerek pandemi dalgaları gerekse de AKP-MHP ittifakının saldırıları başta sağlık alanı olmak üzere insan yaşamını ilgilendiren, alın terini ve hak talebini gözeten her alanda yoğunlaşarak sürüyor. Salgının etkileri ve AKP-MHP ittifakının tercihleri, emekçileri ve halkları açlıktan ölmek ile salgından ölmek arasındaki çıkmazlara mecbur etmeye yöneliyor. Kadın emeğini sömüren, kadınları ekonomik olarak erkeğe bağımlı hale getirmek isteyen erkek egemen, sömürgeci zihniyete karşı; kadın emeğinin sömürülmesinin engellenmesi ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması için, emeğimizin karşısına engellerin çıkarılmadığı engelsiz bir yaşam için, küçük bedenlerin büyük sömürü çarklarına dönmemesi ve çocuk işçiliğinin yasaklanması için, ‘Yaşatmak için Yaşamak İstiyoruz’ diyen sağlık emekçilerinin taleplerini haykırmak için, ayrımcı politikalara karşı göçmen ve mülteci işçiler köle değildir demek için, Kod-29 kaldırılsın işçiler işlerine iade edilsin, iş saatleri haftalık 35 saate düşürülsün, iş paylaştırılsın, yeni istihdam alanları yaratılsın demek için, iş-aş, adalet ve özgürlük için herkesi 1 Mayıs’ın ruhuna yakışır şekilde mücadeleye çağırıyoruz.”

DBP

DBP Genel Merkezi, 1 Mayıs dolayısıyla açıklama yaparak işçi sömürülerine karşı mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı. 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, işçi sömürüsüne karşı mücadele edileceği ifade edildi.  

Sendikal hak ile özgürlüklerin ve demokratik mücadele yöntemlerinin yasaklandığı, tüm siyasal çalışmaların terörize edildiği ve ekonomik buhranların yaşandığı bir dönemde milyonlarca insanın açlık ve yoksulluk sınırında 1 Mayıs’ı karşıladığı ifade edilen açıklamada, iktidarın işçi sömürüsünü derinleştirdiği belirtildi. Hak ve emek yanlılarının taleplerinin pandemi gerekçesiyle göremezden gelindiği aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Ülkenin bir aile şirketi gibi yönetildiği, bakanların iş dünyasından seçildiği, bir avuç sermayedar kesimin milyonlarca emekçinin alın terini gasp ettiği bir süreçten geçiyoruz. Kürt halkına karşı tankıyla, topuyla bir savaş yürütürken, emekçi kesimlerin direnişine ise copla, gaz bombasıyla, şiddetle saldırmaktadır. Tüm amacı kendi ömrünü uzatmak olan, saraylardaki yaşantılarını korumak olan bu kesimler, kendilerine ve yandaşlarına ekonomik refahı sağlarken, milyonlara ise açlığı reva görmektedirler.

MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ

Biliyoruz ki böylesi dönemlerde hedeflenen işçi sınıfı, emekçi kesimler ve muhaliflerin vermiş olduğu demokrasi ve özgürlük mücadelesini zayıflatmak, dayanışma ve birlik ruhunu zayıflatmaktır. Bizler bu tehlikenin farkında olarak 8 Mart’ta Kadınların alanlarda yükselen özgürlük seslerini Newroz’da bir direnişe dönüştürerek 1 Mayıs’ta halklarla buluşturacaklarına inanıyoruz. Kadın özgürlük çığlıklarının, Newroz direnişçiliği ile birleşerek 1 Mayıs’ta emeğin mücadelesini yükselterek mücadelemizi büyüterek tek adam iktidarının sonunu hazırlayacağız. Engellenmek istenilen demokratik hak ve özgürlüklerin ancak ve ancak dayanışma ruhuyla anlam kazanarak yenilgiye uğratılacağına olan inancımızla 1 Mayıs emek ve dayanışma gününü kutluyor, umudu örgütlüyoruz.”