“HDP’ye, baraj aşsın diye; CHP’liler oy verdi!”


Ya da “HDP’ye Kürtler oy vermedi. Olmazsa, tersi iddialar ile; Solcular oy vermediği gibi sav ve sözüm ona tartışmalar. Sağcı, AKP’nin algı operasyonlarının, propaganda bültenlerinin stratejist ve köşe yazar, yorumcularının iddiası, HDP’de, HDP’nin” dostları” arasında konuşuluyor...
Kanaatim bu durum Psikolojik savaş araçlarının algı oluşturma başarısından çok, HDP tarafında buna teşne olan, bir çeşit milliyetçi reflekslerinden de kaynaklanıyor.
Önce şu CHP’den barajı aşsın diye verilen oylar meselesini konuşalım. Çeşitli ortamlardaki, HDP’nin baraj aşması için oylar HDP ye diyenlerin CHP’li oldukları bırakın tartışmayı, iddia etmek safdilliliktir. HDP’lide CHP’lide olmayan kendini solda tarif eden; güncel olarakta HDP’ye dost olan kişilerdir. Güncel olsa bile HDP’lidirler. 


Demokrasi anlayışımız, halka insana saygının gereği olarak en katı HDP’linin oyunu emanet kabul etmek gerektirir. Yoldaşlık icabı; bağımlılık ilişkisi yerine özgür irade ile bağlılığın ifadesidir, bu! Bu yaklaşım gelişmenin, güçlü olmak için ezilenlerin diyalogcu yönteminin şiarıdır. Yoldaşının tercihine peşinen saygının, tahammülün ifadesidir. 


HDP, oyları gerçekten kimden aldı? Tercihi; Türkiye’de ötekileştirilen, mağdur edilen yok sayılan toplumsal gruplar, emekçiler, ücretlilerdir. Ve öyle olduğunada inanıyoruz Çünkü HDP’nin yüzü bu kesimlere dönüktür.
Kürtlerden, solculardan, ya da başka bir sosyal kesimden oy almıştır, almamıştır iddiası masum ve iyi niyetli midir? Tek tek oydaşmadaki tercihteki gerekçeyi 6 milyon için , bir kişi kullanmış gibi bir iki gerekçe sıralayabilir miyiz? Elbette her kesimden istenen, çözüm olmak için oy almış mıdır? Tabiki 60 milyona yakın insanın oy kullanıldığı bir ülkede, yüzde on gibi oyu kategorize etmek sadece milliyetçilerin işi olur. Yukarıda saydığım kesimlerin bir arada durmasından ürken, niyetinde olmasa da milliyetçiliğin embesilliği ile hareket eden şovenizmdir. Partililer arasında ayrılık yaratan; konuşulması gereken; neden, yüzümüzü döndüğümüz sosyal kesimler ile kucaklaşamadık? Soruların yanıtını aramak, eleştiri ve özeleştiri yöntemi işleterek daha çok halklaşmasını sağlanması gerektiren konular yerine, diyolog kurma yerine diyaloğu koparma işlevi gören suni tattışmalardır. Yada onurlu direniş konusunda iddiaları olmayan kesimlerin taşıdığı, içimizde düzenin acentalığını yapan hastalıklardır.


Sonuç; HDP Türkiye halklarının, mevcut düzenin ötekilerinin birleşik gücüdür. HDP’nin oylarını yüzeysel yaklaşımlarla tasnif etmek, Türkiye’ye emekçi halka iyilik değil. Düzenin ekmeğine yağ bal sürmektir.