Edirne Cezaevi'nde bulunan HDP'nin önceki dönem Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan Yeni Yaşam Gazetesi'in sorularını yanıtladı.

HDP'ye yönelik açılan Kapatma davası ile ilgili konuşan Zeydan, "HDP’yi ve milyonlarca insanı demokratik siyasetin dışına itmek istiyorlar. Tüm bunları siyasi iktidarlarını korumak ve önümüzdeki seçimleri kazanabilmek için yaptıkları apaçık ortada. Bu hamleler sadece HDP ve seçmenlerine yapılan saldırılar değil, demokrasiye ve demokratik muhalefete yönelik saldırılardır."dedi.

HDP'nin önceki dönem Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan'ın Yeni Yaşam Gazetesi'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle oldu;

Vaktiniz nasıl geçiyor, günlük yaşamınız nasıl?

Koşullar ağır ve zor olsa da her türlü olumsuzluğu olumluluğa evriltebilen iradeye sahip bir gelenekten geliyoruz. Zamanı alabildiğince verimli değerlendirmeye çalışıyoruz. Vaktimizin büyük bir kısmı okumayla geçiyor. 

Yoğunlaştığınız bir mesele var mı bu aralar?

Osmanlı Devletinin son ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde Türkiye halklarının siyasi duruşu, Kürtlerin bu dönemlerdeki tutumu ve rolü, Kürtlere verilen sözlerin tutulmaması, aksine inkar ve asimilasyona uğratılmaları ve sonrasında maalesef günümüze kadar büyük acı ve trajediler... Bu yönlü tarih okumalarına ağırlık verdiğimi belirtebilirim. Ayrıca tüm güncel gelişmeleri imkanlar dahilinde yakından takip ediyorum.

Türkiye nereye gidiyor, gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Anayasa’nın, hukukun ortadan kaldırıldığı ve tüm ahlaki değerlerin ayakları altına alındığı, yalan konuşmayı kendisine huy edinmiş bir yönetim anlayışında çöküş kaçınılmazdır. Adalette, ekonomide, neredeyse her alanda büyük bir çürümüşlük var. Adaletsizlikler, yolsuzluklar almış başını gidiyor. Yandaş müteahhitler her gün servetlerine servet katarken diğer taraftan ekonomik sıkıntılar nedeniyle insanlar yaşamlarına son veriyorlar. Biraz vicdanlı olan yöneticiler için bu büyük bir utanç kaynağı olması gerekirken, görüyoruz ki umurlarında bile değil.

Halktan tamamen kopmuş bir iktidarla karşı karşıyayız. Fakat toplum tüm bunları görüyor. Toplum çaresiz değildir. Türkiye’nin eşitlikçi, özgürlükçü, adaletli, demokratik bir yönetim anlayışına ihtiyacı var. Toplumun bu demokratik anlayışı iktidara taşıyacağına inanıyorum.

Bu bağlamda HDP’yi kapatma tartışmalarının amacı nedir?

Bugüne kadar HDP’ye yapılanlar ve en son açılan kapatma davası dahil, hiçbir yargısal işlem hukuki değildir, hepsi siyasidir. Demokratik siyasette, sandıkta HDP ile baş edemeyenler yargı sopasıyla HDP’yi ve milyonlarca insanı demokratik siyasetin dışına itmek istiyorlar. Tüm bunları siyasi iktidarlarını korumak ve önümüzdeki seçimleri kazanabilmek için yaptıkları apaçık ortada. Bu hamleler sadece HDP ve seçmenlerine yapılan saldırılar değil, demokrasiye ve demokratik muhalefete yönelik saldırılardır. Bu saldırılar karşısında demokrasiye inanan tüm kesimlerin güçlü bir şekilde HDP’nin, dolayısıyla demokrasinin yanında yer almaları önemlidir. 

HDP’nin geldiği siyasi geleneğin birçok partisi, dönemlerinin iktidar partileri tarafından kapatıldı. Bugün, o iktidar partilerinin hepsi tarihin siyasi çöplüğündeler. Fakat HDP geleneği, daha da güçlü şekilde halen dimdik siyaset sahnesinde. Bugün de öyle olacaktır. Halkın gücünün üstünde bir güç olmadığını halkımız bu sefer de herkese gösterecektir.

PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecride karşı cezaevlerinde açlık grevi var. Tecride dair topluma mesajınız ne? 

Cezaevlerinde uzun süredir Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için açlık grevleri var. Bu açlık grevleri dönüşümlü de olsa sürekli olduğu için kalıcı hastalıklara yol açabiliyor. Geçmişte örnekleri olduğu gibi, kamuoyu ve özellikle de Adalet Bakanlığı bu sese kulak vermeli ve tecrit son bulmalıdır. 2012, 2016, 2019 yıllarındaki açlık grevlerinde tecrit kaldırılmıştı. Nitekim 2019’da tecrit kaldırıldıktan sonra, “Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesi kanuni hakkıdır” demiştir. Ayrıca tecridin bir an önce kaldırılmasının toplumsal barışa ve mevcut sorunların çözümüne büyük katkı sunacağını düşünüyorum.

Son olarak halka mesajınız ne olur? 

Tüm ağır saldırı, baskı ve zulümlere rağmen halkımız onurunu ve demokratik siyaset iradesini büyük bir fedakarlıkla koruyor. Bu değerli tutum, demokratik siyasetimizi kıymetli ve vazgeçilmez kılıyor. Bizlere aralıksız saldırıların sebebi de budur. Her zamankinden daha güçlü olduğumuzu görüyorlar. Bu süreç eminim ki halkımız ve tüm Türkiye halkları için demokratik kazanımlarla sonuçlanacaktır. Tüm halkımıza içten duygularımla, hasretle, özlemle selamlarımı ve sevgilerimi iletiyor, saygılarımı sunuyorum.

İLGİLİ HABERLER