Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın “PKK/KCK Zindan Komitesi ve Cezaevi iç ve dış koordinasyon ile bağlantı kurma” adıyla yürüttüğü soruşturma kapsamında yargılanan 5’i avukat 14 kişi, hâkim karşısına çıktı. Dava dosyasından tek tutuklu olan Yazar Halil Çay, tutuksuz yargılanan 13 kişi ile  “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılanıyor. 

Urfa 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma salonunda, tutuksuz yargılanan avukatlar Hidayet Enmek, Cemo Tüysüz ve Emin Baran bulunurken, avukat Hüseyin İzol, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile Siverek Adliyesi'nden katıldı. Avukat Metin Özbadem'in katılmadığı duruşmaya, Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Kürt Yazar Halil Çay'da getirildi. Tutuksuz yargılanan Aydın Badıllı, Mizgin Yavuz, Kemal Ak, Sedat Çelik, İbrahim Halil Ayyıldız, Şevger Sonkurt, İlyas Yeşilçayır ile Salih Erbekler de salondaki yerlerini aldı. Savunma sıralarında çok sayıda avukatın yanı sıra Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel'de yer aldı.

 KIZINA YAZILAN MEKTUP SUÇ 

Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, ilk olarak söz alan yazar Halil Çay, yürüttüğü siyasi çalışmaların ve cezaevindeki kızına gönderdiği mektubun  “Örgüt üyeliğine delil” olarak gösterildiğini belirterek, yaşanan hukuksuzluğa dikkat çekti.  Yine cezaevinde vasisi olan kişilerle gerçekleştirdiği görüşmesinin suç olarak gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu kaydeden Çay, kendisi hakkında “yaşlı olmasaydı dağa giderdi” beyanlarında bulunan gizli tanığın yalan ithamlarda bulunduğunu dile getirerek, beraatını talep etti. 

Daha sonra söz alan Çay’ın avukatı Mikail Yavuz, müvekkilinin cezaevinde yaşamını yitiren 65 yaşındaki Emine Aslan Aydoğdu’nun cenaze işlemeleri ile ilgilenmesinin tamamen insani olduğunu ve bunun suç yapılmasının vicdansızlık olduğunu söyledi. Yavuz, “Müvekkilimin yaşı ilerlemiştir. Birçok kez tutuklandı, yargılandı ama bir kez bile buraları terk etmedi” diyerek müvekkilinin tahliyesini talep etti. 

‘İDDİANAMENİN HUKUKİ TEMELİ YOK’

Aynı dosya kapsamında yargılanan avukat Hidayet Enmek, savunmasında cezaevinde müvekkili ile yaptığı görüşmelerin avukatlık faaliyetleri kapsamında olduğunu dile getirerek, iddianamede suç unsuru olarak gösterilmesine tepki gösterdi. Enmek, savunmasının devamında şunları söyledi: “Cezaevindeki müvekkillerim ile görüşmemin nesi suç. Ben avukatlık yapıyorum. Müvekkillerim ile tabi ki görüşeceğim. Yine yaşamını yitiren bir kişinin cenazesinin alınması için aile bana başvuruda bulundu. Bu yasal bir durumdur. Suç sayılamaz. Sosyal medya hesaplarımda yaptığım paylaşımlar suç sayılmış. Lakin hiçbiri suç unsuru oluşturmuyor.” 

‘SAVUNMA YARGILANIYOR’

Daha sonra söz alan Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel, “Artık söyleyecek söz bulamıyorum. Bugün bu mahkemede savunma yargılanıyor. Avukatların müvekkilleri ile görüşmesi suç delili olarak dosyaya eklenmiş. Bu avukat müvekkil görüşme gizliliğinin ihlalidir. Yani çok kötü bir sürece doğru gidiyoruz. Ergenekon-Balyoz davalarında bile savunma dik durdu ve eğilmedi. Dolayısıyla savunmanın yargılanması kabul edilemez” diye konuştu. 

Savunma yapan müdafi avukatları da, müvekkillerinin dosyadan beraat etmesini talep etti. Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Kürt Yazar Halil Çay’ın tahliyesine karar vererek, bir sonraki duruşmayı 15 Ocak 2021 tarihine erteledi. 

NE OLMUŞTU?

Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı, 2018 tarihinde yürütülen soruşturma kapsamında aralarında tutuklu, hükümlü, gardiyan, belediye eşbaşkanı, avukat ve siyasetçilerin bulunduğu 136 kişi için gözaltı kararı vermişti. Gözaltı kararının verildiği 12 Mart’da Urfa, Batman, Diyarbakır ve Şırnak’ta eş zamanlı yapılan ev baskınlarında toplam 40 kişi gözaltına alınmıştı. Adliyeye çıkarılan isimlerden Kürt yazar Halil Çay, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclis üyeliği düşürülen Mehmet Akdoğan ve Cevdet Demiroğlu ile avukat Sevda Çelik Özbingöl tutuklanmıştı. Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “PKK/KCK Zindan Komitesi ve Cezaevi iç ve dış koordinasyon ile bağlantı kurma” soruşturma kapsamında 75'i hükümlü, 14'ü avukat, 10'u infaz koruma memuru ve 37'si Kürt siyasetçi olmak üzere toplam 136 kişi hakkında iddianame hazırlanmıştı. Hazırlanan iddianame, 23 ilin savcısına gönderilerek yargılanmaları istenmişti.