Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran günü seçim çalışması esnasında AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın yakınları ve korumalarının işyerlerinde ve ilçe hastanesinde yaşanan silah, bıçak ve demir çubuklu saldırısı sonucu Adil, Celal ve babaları Hacı Esvet Şenyaşar hayatını kaybetti. Olayla ilgili tutuklanan tek isim saldırıda yaralanan Fadıl Şenyaşar olurken, başlatılan soruşturmaya dair “gizlilik” kararı alındı.

Şenyaşar ailesinin diğer üyeleri ise, güvenliklerinin tehlike altında olması nedeniyle olay sonrası ilçeyi terk etmek zorunda kaldı. 

Dün yaşamını yitirenlerin 40'ıncı günü olması dolayısıyla Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Barış Anneleri'nden oluşan bir heyet, Suruç’a giderek Şenyaşar ailesini ziyaret etti.

Heyette yer alan isimlerden DTK Eşbaşkanı Bedran Öztürk ve HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, yürütülen soruşturmanın “gizlilik” kararı altında yürütülmesine ve Yıldız ailesinden kimseye dokunulmamasına tepki gösterdi. 

ÖZTÜRK: URFA'YA ÖZEL POLİTİKA

DTK Eşbaşkanı Öztürk, devletin Kobanê süreci ile birlikte özel olarak Urfa üzerinde baskı ve sindirme politikaları uyguladığını ifade etti. Kobanê’ye oyuncak götürmek isteyen 33 gencin (SGDF üyeleri) Suruç’ta bombalı saldırı sonucu katledilmesi başta olmak üzere kentte geçmişte birçok önemli olayın yaşandığını hatırlatan Öztürk, baskı aygıtlarının çetevari yapılar kullanılarak yürütüldüğünü, bunun en son örneğinin ise Şenyaşar ailesine dönük saldırı olduğunu dile getirdi.

'ER YADA GEÇ HESAP VERECEKLER'

Şenyaşar ailesinden 3 kişinin öldürüldüğünü hatırlatan Öztürk, halen tehditlere maruz kalan Şenyalar ailesini yalnız bırakmayacaklarını vurguladı.

Katiller yargı karşısında hesap verene kadar işin peşini bırakmayacaklarını vurgulayan Öztürk, “Bu vahşeti gerçekleştirenler ceza alana kadar olayın takipçisi olacağız, bunun iyi bilinmesini istiyoruz. Bütün Kürdistan halkı, tüm vicdan sahibi Türkiye halkları ailemizin yanındadır. Er ya da geç bu katliamı yapanlar yargı karşısında hesap verecekler” dedi.

‘ÇETEVARİ YAPILARLA HALKI SİNDİRMEYE ÇALIŞIYORLAR’

Türkiye'nin uzun süreden bu yana adalet ve hukuk kavramlarına yabancılaştırıldığını dile getiren Öztürk, “Adalet dağıtması gerekenler, hükümet eliyle en büyük zulmü yapıyorlar. Bu olayda saldırganlardan tek bir kişinin bile gözaltına alınmaması, tutuklanmaması aslında devletin geldiği noktayı gösteriyor. Ortada bir devlet yok, çetevari yapılarla halkı sindirmeye çalışıyorlar, bu açık ve nettir. Ama bu çetevari yapılar halkın nezdinde mahkum olmuşlardır. Var olan iktidara sırtını dayayarak halka zulüm edebileceğini düşünenler yanılıyorlar. Çetevari hareket edenler bir gün mutlaka yargı karşısında hesap vereceklerdir” dedi.

SÜRÜCÜ: CESARETİ DEVLETİN VERDİĞİ SİLAHLARDAN ALIYORLAR

HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü ise, AKP’li Yıldız'ın yakınlarının bu katliamı gerçekleştirirken cesareti devletten aldığını ifade etti.

Sürücü, Yıldız ailesine ve yargı sürecine dair şunları söyledi: "Biz Urfalıyız, bu aileyi iyi tanıyoruz. Bunlar çok kalabalık bir aile değil. Ancak bu cesareti devletin onlara verdiği silahlardan alıyorlar. Hala tek bir gözaltı yok. Üstelik dosyada gizlilik kararı var. Avukatlar dosyayı takip dahi edemiyor. Bunlar yetmezmiş gibi yine asıl katledilen aileye yükleniyorlar. Esved Şenyaşar'ın kardeşi Osman Şenyaşar tehdit ediliyor. Sonra polisler tarafından ifadeye çağrılmak için evine baskın yapılıyor. Tehdit eden peki? Ona yönelik bir işlem var mı sormak lazım?" 

HDP’li vekil, kentte siyaset ve devlet gücünü arkalarına alanların halka dönük işlediği suçlara diğer bir örnek olarak yine Suruç'ta 13 Temmuz günü Höyükyanı ve Gölcük kırsal mahallelerinde yaşayan Boğaakça aileleri ile korucu olan Toraman aileleri arasında yaşanan silahlı kavgada, Boğaakça ailesinden 3 kişinin öldürmesini gösterdi.

Bu olayın Şenyaşarlar'ın yaşadıkları olayla hemen hemen aynı olduğunu ifade eden Sürücü, "Bu iki katliam da devlet silahları ile işlendi. Bu katliamların arkasında devletin kendisi vardır” dedi.

Şenyaşar ve diğer ailelerini HDP olarak yalnız bırakmayacaklarını söyleyen Sürücü, hukuksal olarak da davayı takip etmeye devam edeceklerini kaydetti.(Mezopotamya Ajansı)