Türkiye'nin himayesinde kurulan Suriye Milli Ordusu (SMO) adlı paramiliter grupların 9 Ekim 2019 tarihinde Kuzey ve Doğu Suriye’nin Serêkaniye ve Girê Sipî kentlerine yönelik saldırılarında alıkonulan 3 Süryani’ye müebbet hapis cezası verildi. Serêkaniye’ye bağlı bir Süryani köyünün korunmasında görevli Cemil Gerger, Emed Cesim Suud ve Muhasin Xerbi Ehle adlı Süryani Askeri Meclisi'nin üyeleri, SMO tarafından alıkonulup 13 Kasım 2019 tarihinde Türkiye’ye teslim edildi. Gözaltına alındıktan sonra 18 Kasım 2019 tarihinde çıkarıldıkları Urfa Adliyesi’nde “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğü Bozma”, “Örgüt üyesi olmak” ve “Kasten Öldürme” gerekçesi ile tutuklandı. Savcının, 3 Süryani savaşçının cezalandırılması talebi ile hazırladığı iddianame Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 

İSTİNAF KARARI BOZDU 

Davanın son duruşmasında mahkeme heyeti her 3 Süryani savaşçıya “Örgüt üyesi olmak” iddiası ile 7 yıl 6’şar ay hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti gerekçeli kararını da 11 Aralık 2020 tarihinde açıkladı. Urfa Cumhuriyet Başsavcısı karara itiraz dilekçesi sunarak dosyayı Antep Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. Başsavcının müebbet hapis talebi ile taşıdığı dosya istinaf mahkemesinde bozularak yeniden yargılama yolu açıldı. Kararın bozulmasının ardından tekrar Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamanın 22 Haziran 2021 tarihli karar duruşmasında 3 Süryani’ye “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” gerekçesiyle müebbet hapis cezası verildi. 

Süryanilerin avukatı ve aynı zamanda İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi Eşbakanı Avukat Mustafa Vefa, karara ilişkin Mezopotamya Ajansı'na konuştu. 

BIRAKILMALARI İÇİN 5 BİN DOLAR İSTENMİŞ 

Yargılama sürecinde Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan müvekkillerini ziyaret ettiğini ve müvekkillerinin kendisine maruz kaldıkları kötü muameleye ilişkin aktarımlarda bulunduğunu ifade eden Vefa, “Müvekkiller yaşadıkları köyü korurken, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından teslim alınmak istendiklerini söylediler. ÖSO, serbest bırakılmaları için kendilerinden 5 bin dolar istediğini, vermemeleri durumunda Türkiye’ye teslim edeceklerini söylemiş. Müvekkiller parayı ödeyememişler. Köye yakın bir yerde alıkonulup Ceylanpınar Hudut Kapısı’na getirilmişler. Burada jandarmaya (TSK) teslim edilmişler. Tabii bu süre zarfında işkence edildiklerini de aktardılar. Müvekkiller hakkında dava açıldı. Açılan dava usule uygun değildi. Çünkü bu insanlar Türkiye değil, Suriye vatandaşılar. Türkiye topraklarının yakınına dahi gelmemişler. Müvekkiller bunları mahkemede de dile getirdiler. Yine Türk askeri ile her hangi mukavemetleri olmamış. Soruşturma açılmadan bu kişilerin kendi ülkelerine iade edilmesi gerekiyordu. Ama müvekkiller hakkında Türkiye Cumhuriyeti topraklarına karşı eylem yapmaktan iddianame hazırlanıp, yargılandılar” dedi. 

TERCÜMAN POLİS 

Yargılamada uluslararası hukukun dikkate alınması gerektiğini fakat bunun esas alınmadığını vurgulayan Vefa, “Müvekkillerin bildikleri tek dil Arapçadır. Dolayısıyla Türkçe dahi bilmiyorlar. Edindiğimiz bilgilere göre tercüman olarak bir polis çağırılmış. Biz tercümanın tarafsız olup olmadığının sorgulanması için mahkemeden talepte bulunduk, talebimiz reddedildi. Mahkeme her hangi bir araştırma yapmadığı için, bunu netleştiremedik. Kolluk aşamasında şüphelerimiz var. Bu insanların ifadesi nasıl alındı? Önümüze koyduğumuz verilerden yola çıkarak,  birincisi müvekkillerin söyledikleri, ikincisi süre gelen usulsüzlükler ve üçüncüsü gözaltında yaşadıkları. Bunları iddia olarak söylemiyorum. Müvekkillerin gözaltına alındığında fotoğrafları çekilmiş. Müvekkillerin yüzünde yara ve morluk var. Buda müvekkillerin kötü muameleye maruz kaldıklarını gösteriyor. Bu usulsüz yöntemler ile ifade almaktır. Nasıl ifade verdiklerini bile bilmediklerini mahkemede söylediler. Biz ifade alım işleminin usule uygun yapılmadığını, müvekkillerin kötü muameleye maruz kaldıklarını ve bu iddiaların araştırılmasını, yine işkenceye maruz kaldıkları için bu beyanların dosyadan çıkartılmasını istedik, mahkeme taleplerimizi reddetti” diye belirtti.  

ASKERLER: BİZ YAKALAMADIK 

Müvekkillerinin bizzat TSK tarafından alınmadığına dikkati çeken Vefa, şöyle devam etti: “Bunu nerden biliyoruz. Mahkeme heyeti jandarmaya yazdığı müzakerede müvekkillerin tutuklanmasına ilişkin hazırlanan tutanaktaki imzası olan iki askerin dinlenmesini istedi. Bu iki asker mahkeme salonunda dinlendiler. Mahkeme heyeti iki askere, 3 kişinin kendilerinin yakalayıp yakalamadığını, çatışmada mı yakaladıklarını, yine yakalandıkları esnada üzerlerinde askeri üniforma olup olmadığını sordu. Her iki askerde, ‘Biz yakalamayı gerçekleştirmedik. O bölgeye gitmedik. SMO denilen güç oraya gitti ve orada aldığı kişileri bize hudut kapısında teslim etti’ dediler. Buradan çıkan sonuca göre TSK’ya karşı bir çatışmaya girmemişler. Uluslararası hukuk çiğnenerek bu insanlar getirilmiştir. O tarafa gidip evinde oturan insanları getirip, burada ömür boyu hapis cezası vermek hukuki ve vicdani değildir.” 

‘ULUSLARARASI HUKUKTA YERİ YOK’

Mahkeme heyetinin verdiği cezaya ilişkin “Türkiye cumhuriyeti egemenlik hakları gereği yanı başında bulunan bir devlette otorite veya güç boşluğu yaşandığı takdirde orda yaşanan kaostan dolayı Türkiye Cumhuriyeti tedbir alabilir” gerekçesini sunduğunu ifade eden Vefa, “Bu gerekçenin uluslararası hukukta yeri yok. Birincisi orada yıkılan bir hükümet ya da devlet yok. Suriye Hükümeti orada. Uluslararası hukukta, ‘Kendi topraklarında başka bir ülkenin vatandaşı suç işlerse ve öbür ülkeye geçiş esnasında sen sadece bir yere kadar sıcak takibini koruyabilirsin. Ve geçiş yaptığın sırda egemen ülkenin iznini istersin’ diyor. Burada böyle bir somut olay söz konusu değil. Bırakın sıcak takibi içe girip Süryani köyünden 3 kişiyi alıp getirmesi söz konusu. Mahkeme her ne kadar bu cezayı bu şekilde gerekçelendirirse de, hem kendi hukukumuz hem de uluslarasın hukuk mevzuatında yeri yoktur” diye konuştu. Vefa, karara itiraz edeceklerini söyledi. 

BENZER DURUMDA 103 KİŞİ VAR 

Öte yandan İHD Urfa Şubesi’nin bu şekilde alıkonulan ve yargılanan 63 kişi olduğunu tespit ederken, Serêkaniyê ve Girê Spî saldırılarında gözaltına alınıp Türkiye'ye teslim edilenlerin 103 kişi olduğu söyleniyor. Bunlardan biriside SMO tarafından gözaltına alındıktan sonra işkence edilip ayağına kurşun sıkıldıktan sonra Türkiye'ye teslim edilen Dozgin Temo (Çiçek Kobani). Temo'da aynı mahkemede yapılan yargılamanın 23 Mart 2021 tarihli duruşmasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almıştı.

MA / Barış Polat