Koronavirüs (Kovid-19) yeniden yükselişi geçtiği dönemde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca imzasıyla 81 il valiliğine gönderilen genelgede sağlık çalışanlarının istifa taleplerinin kabul edilmeyeceği ve yıllık izinlerin durdurulması kararı alındı. Koronavirüs salgınıyla mücadele eden sağlık çalışanlarının 8 ay neler yaşadığını, sağlık çalışanlarını istifaya yönlendiren sebepleri sağlık meslek örgütleri temsilcilerine sorduk. Salgının meslek hastalığı olarak görülmediğini anımsatan Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Sekreteri Muharrem Baytemür, salgınla mücadelenin sahada gerçekleşmesi gerektiğini dile getiri.

SALGIN YÖNETİLMİYOR

Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilerin şeffaf olmadığını ifade eden Baytemür, bunun yurttaşları rehavete sürüklediğini söyledi. Sağlık Bakanlığının yayınladığı son genelgeyle yaşanan artışı onayladığını vurgulayan Baytemür, “Yoğunluk var ve buna karşı sadece izinleri, istifaları iptal ediyorlar. Güvenlik soruşturması gerekçesiyle atanamayan, KHK’li sağlık çalışanları var, bu arkadaşlarımızın işlerine başlaması gerektiğini salgının başından beri söylüyoruz. Devasa hastaneler yaptılar ama salgın yönetilemiyor. Birinci basamakta sorunlar çözülmesi gerekir. Filyasyon ekipleri artmalı, test sayıları arttırılmalı bunları yapmadığımız sürece salgınla mücadele etmemiz zorlaşır” diye konuştu.

‘SAĞLIKÇILARIN BİR CANI VAR’

Son dönemde yurttaşların “salgın yokmuş gibi” yaşadığını belirten Baytemür, “Son genelgeyle yapılan yasaklamalarla toplumda bir infial oluştu. Sağlık çalışanlarının talepleri var ve siz desteklemiyorsunuz. Bu ciddi sıkıntılar oluşturur. Bu genelge bir kez daha bize yönetemediklerini gösterdi. Başından beri sağlık meslek örgütleri olarak elimizi koşulsuz uzattık. Sağlık çalışanlarının hem maddi hem manevi açıdan desteklenmesi gerektiğini söyledik. İnsanlar sıkıntılar içinde yaşadıkları koşullardan kaynaklı istifa ediyorlar. Sağlık çalışanlarının da bir canı var. Biz can kurtarmak için yemin ettik can vermek için değil” şeklinde konuştu. 

SES: TAVANDAN SÖMÜRÜ

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi Eşbaşkanı Kubilay Yıldırım ise Bakan Koca’ya seslenerek, “Övündüğünüz şehir hastaneleri, sağlık sistemi yetmiyor ki yeniden emekçilerini tavandan sömürme üzerinden anayasal haklarını gasp ediyorsunuz” dedi.

İSTİFALAR ÖNLEMSİZLİKTEN

Sağlık çalışanlarının alınmayan önlemler yüzünden istifaya başvurduğunu dile getiren Yıldırım, “Bu yasaklar ve engellemeler sorunu çözmez. Sağlık çalışanlarını istifa etmeye iten nedenlerin ortadan kaldırılması gerekir. Sonbahar ile birlikte hasta sayısında yaşanan artışla birlikte sağlık çalışanlarının yoğunluğu arttı. Sağlık emekçilerinin beklentileri var, çalışma koşullarının düzeltilmesi ve Kovid-19’un meslek hastalığı olarak görülmesini istiyorlar” diye konuştu.

Sağlık çalışanlarının yaşanan sorunlara karşı örgütlü mücadele etmesi gerektiğinin de altını çizen Yıldırım, “‘Tavandan ek ödeme yapacağız’ dediler, bizde buna karşı tavandan bizi sömürmenize izin vermeyeceğiz direneceğiz dedik. Direnirken örgütlü direnmek lazım, bundan böyle daha örgütü bir şekilde sesimizi yükseltmemiz ve sağlık çalışanlarının taleplerinin karşılanması için mücadele etmemiz gerekiyor” dedi.

DEV SAĞLIK İŞ: ÖNLEM ALINMADI

Devrimci Sağlık İşçileri (Dev Sağlık-İş) Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Dairesi Başkanı Serhat Semiz, salgın başladığında sağlık çalışanlarının alkışlandığını anımsatarak, “Alınmayan tedbirlerin gölgesinde sağlık çalışanları azimle salgınla mücadele etti. Kamuoyuna lanse edildiği gibi iş yerlerimizde gerekli önlemler alınmadı. Ciddi olarak birinci dalga sonucunda sanki salgın bitmiş ve tünelin sonunda ışık görüldüğü gibi temelsiz ve dayanaksız söylemler kuruldu” diye belirtti.

HALKIN TALEPLERİ

Sağlık meslek örgütlerinin uyarılarına rağmen tedbirlerin alınmadığını ifade eden Semiz, devamında şunları söyledi: “Yayınlanan son genelge ile salgınla mücadele eden sağlık çalışanlarının motivasyonu düşse de herkes görevinin başında. İlk akla gelen tedbirin sağlık çalışanlarının izninin iptal edilmesi olmamalıydı, bu bizi üzdü. Tedbirler üst seviyede alınmazsa ne yazık ki daha kötü sonuçlar ile karşı karşıya kalabiliriz. Taleplerimizin karşılanmaması şunu gösteriyor;  gerçekten ülkenin iktidarının sermayenin ve egemen sınıfların emrinde bir süreç yürüttüğü ve halkın talepleri karşısında ne kadar uzak olduğunu bize gösteriyor. Sermayenin değil halkın taleplerinin daha fazla seslendirmek gerekir.” 

İSİG: SÖZLER YERİNE GETİRİLMEDİ

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi Koordinatörü Murat Çakır, “Sağlıkçılar salgın başladığında tedbir alınmaksızın cepheye asker gönderir gibi hastanelere gönderildiler” dedi. İktidarın sağlık çalışanlarına verdiği sözleri yerine getirmediğini dile getiren Çakır, “Sağlık çalışanları hem fazla çalışıyor hem de ölüyorlar. Bu süreçte çalışmaz zorundasınız deniliyor. Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) sözleşmesine aykırı ve insani olarak yasak. Hasta olsan da izin alamazsın, çalışacaksın. Sen sağlık çalışanısın öleceksin’ deniliyor. Alınmayan önlemler yüzünden sağlık çalışanları ölüyor. Bu uygulamadan geri dönülmesi gerekiyor. Sağlık çalışanlarını koruyamayan bir sistem genel olarak toplumun sağlığını nasıl koruyabilir?” diye sordu.

Mezopotamya Ajansı / Emrullah Acar