PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları Mazlum Dinç, Raziye Öztürk, İbrahim Bilmez ve Nevroz Uysal, müvekkilleriyle ilgili sosyal medya hesaplarından paylaşılan iddialara ilişkin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Öcalan ile aile ve avukat görüşünün ivedilikle ele alınması için başvuru yapan avukatlar, bu talebin bir an önce kabul edilmesini istedi. 

BAŞVURULAR REDDEDİLDİ

Dilekçeyle yapılan başvuruda, Öcalan ile en son 3 Mart 2020 tarihinde yapılan aile görüşü sonrasında kurulabilen tek iletişimin, 27 Nisan 2020 tarihinde kardeşiyle yapılan telefon görüşmesi olduğu hatırlatıldı. O günden bu yana yapılan tüm görüş başvurularına ve telefon veya mektup ile kurulmak istenen tüm iletişim araçlarına rağmen herhangi bir görüşmeye veya iletişime izin verilmediğinin belirtildiği başvuruda, “Yapılan tüm başvurularımız hukuka aykırı gerekçelerle ya ret edilmiş ya da yanıtsız bırakılarak sonuç almamız engellenmiştir” denildi. 

OLUMLU GELİŞME YOK

Yaşamsal tehdit oluşturan pandemi koşullarında dahi asgari hiçbir iletişime izin verilmediğinin hatırlatılan başvuruda, “Müvekkilin bulunduğu ada koşulları, vahşi tecrit uygulamaları ve uzun mahpusluğu ile mevcut koşullar işkence yasağını ihlal eden sistematik uygulamalardır. CPT raporlarında da buna dair tespit ve iyileştirme tavsiyelerinde bulunulmasına rağmen herhangi bir olumlu gelişme görülmemiştir” ifadelerine yer verildi. 

DERHAL GÖRÜŞME SAĞLANMALI 

Başvuruda, müvekkilleri ile ilgili sosyal medya paylaşımlarına ilişkin şunlar kaydedildi: “En son 14.03.2021 tarihinde birtakım internet haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında Müvekkilin vücut bütünlüğüne ve yaşamına dair ciddi iddialarda bulunulduğu görülmüştür. Böylesi haberlerin çıkmasına elbette tecrit koşullarının elverdiği bir gerçektir. Ancak en son bu iddianın bizde ve ailede yarattığı büyük ve ciddi kaygının giderilmesi için de doğrudan derhal görüşmemiz gerekmektedir. Bu anlamda bir an önce Müvekkilimiz ile aile ve avukat görüşme koşullarının sağlanmasını, ivedi olarak değerlendirilmesini istediğimiz bu ziyaret talebinin kabul edilmesini talep ederiz.”

ENDİŞELER GİDERİLMELİ

Öte yandan, Asrın Hukuk Bürosu, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili sosyal medya hesaplarından paylaşılan iddialara ilişkin yazılı açıklama yaptı.  Açıklamada, “İmralı Cezaevi’nde bulunan müvekkillerimiz Sn. Abdullah Öcalan, Sn. Ömer Hayri Konar, Sn. Hamili Yıldırım ve Sn. Veysi Aktaş ile herhangi bir şekilde iletişim kuramamaktayız. İmralı Cezaevi’ndeki son avukat görüşmesi sadece Sayın Öcalan ile sınırlı olmak üzere 7 Ağustos 2019 tarihinde gerçekleşirken, müvekkillerimizin dış dünya ile son iletişimi 27 Nisan 2020 tarihinde pandemi vesilesi ile ilk defa tanınmış olan telefon hakkı kapsamında olmuştur” denildi. 

27 Nisan’dan bu yana Öcalan’dan bir haber alınmadığı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:  “Sayın Öcalan’ın yaşamı hakkında 14.03.2021 tarihinde bir takım anonim sosyal medya hesaplarında iddialar ortaya atıldı. Uzun süredir görüştürülmediğimiz İmralı’daki müvekkillerimiz hakkında ortaya sürülen her iddiayı ciddiyetle inceliyor ve gerekli girişimleri yapıyoruz. Dönem dönem ortaya atılan bu iddiaların hangi kaynaktan beslendiği ya da yayıldığını bilmiyoruz ancak bizim için önemli olan bu iddiaların periyodik olarak Sn. Öcalan hakkında dile getiriliyor olmasıdır. Kuşkusuz bu durumun en önemli nedeni İmralı’ya uygulanan ağır tecrit ve tüm bilgi-gözlem olanaklarımızın kesilmiş olmasıdır. İmralı Cezaevi’nin standart bir cezaevi olarak aile ve avukatları tarafından düzenli olarak görülebilen, sağlık ve yaşam koşulları hakkında bilgi alınabilen bir cezaevi olmaması bu iddialar konusunda ciddi ve giderilmesi gerekli endişelere yol açmaktadır. Endişelerin giderilme yolu da İmralı ile en erken iletişim kanallarının kurulmasından geçmektedir.” 

‘TECRİT PRATİĞİNDEN VAZGEÇİN’

İmralı’da başlı başına kötü muamele oluşturan tecrit halinin son bularak, sağlık ve yaşam koşullarına dair kaygıları giderecek iletişim kanallarının oluşturulması gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, “Bir kez daha siyasi ve idari yetkilileri tek bir cezaevi ve tek bir mahpus grubuna dönük bu ayrımcı ve şedit tecrit pratiğinden vazgeçerek sorumlu davranmaya, İmralı Cezaevinin denetlenebilir hale getirilmesine, yasal ziyaret ve iletişim haklarını ayrımsız uygulamaya ısrarla davet ediyoruz” çağrısı yapıldı.