Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde kendisine ve çocuklarına sistematik işkence uygulayan eşi Ramazan İpek’i özsavunma kullanarak öldüren Melek İpek hakkında "kasten öldürmek" suçundan hazırlanan iddianame tamamlandı. Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, İpek'in 18 yıldan 24 yıla kadar hapsi istendi. İpek iddianamede yer alan ifadesinde, Ramazan İpek ile 12 yıl önce evlendiklerini belirtti. Evlilik hayatı boyunca sürekli şiddet gördüğünü anlatan İpek, "Evde bulunan avda kullandığı av tüfeği ve bıçak gibi silahlarla tehdit ediyordu hatta onları da yüzüme ve vücudumun çeşitli yerlerine vurarak darbediyordu. Aniden kızıp, bana ve çocuklarıma şiddet uygulardı. Alenen öldürmekle tehdit ederdi" diye belirtti. 

Yaşadığı işkenceyi eşinin ailesine anlattığını ancak, ailesinin “Bir şey olmaz, severken iyi de döverken mi kötü, ileride düzelir, çocuklarınız var” sözleriyle olayın üstünü örtmeye çalıştığını belirten 

İpek'in, iddianamede yer alan ifadeleri şöyle: "7 Ocak'ta karşımdaki koltukta oturan eşim 'Ben boşanmak istiyorum' diye mesaj attı. Ben de 'sen bilirsin' cevabını yazdım. Mesajlaşarak boşanma konusunda anlaştık hatta çocukların velayeti konusunu bile yazıştık. Ondan sonra hiçbir tartışma olmadı. Çocuklarla odada yatmaya hazırlanıyorduk. Yatağın kenarında çocuklarla ayaktayken odaya av tüfeğiyle girerek 'Seni öldüreceğim, Kelime-i Şahadet getir' dedi. Yanımdaki çocuklarımı hemen arkama aldım. Yapmaması için yalvarmaya başladım. Eşimin çok kararlı olduğunu, ateş edeceğini anlamıştım. Elimle çocukları yatağın üzerine doğru ittirdim, diğer elimle de tüfeğin namlusuna doğrulttuğumda kurşun benim yan tarafımdan cama isabet etti. Silahın dipçik kısmıyla beni dövmeye başladı."

ÇOCUKLARIN İFADESİ 

Çiftin iki çocuğu da iddianamede yer verilen ifadelerinde annelerinin anlattıklarını doğruladı.

İddianamede Ramazan İpek ile ilişkisi olduğu öne sürülen bir kadının da ifadelerine yer verildi. Kadın, maktulün eşi gibi kendisine de şiddet uyguladığını anlattı. Ramazan İpek’in kendisini ölümle ve ailesine zarar vermekle tehdit ettiğini söyleyen genç kadın, korktuğu için şikayetçi olmadığını belirtti.

HAKSIZ TAHRİK 

Melek İpek'in eylemini Ramazan İpek'in haksız tahrik oluşturan pek çok eylemi sonucu gerçekleştirdiğinin aşikar olduğu vurgulanan iddianamede, "Yine de yargılama aşamasında meşru müdafaa olup olmadığı hususunun mahkemece de ayrıca değerlendirilip takdir edilebileceği düşünülmektedir" ifadelerine yer verildi. 

İDDİANAMEDEN 

“Maktulün, karısını zorla alıkoyduğunun, eziyet ettiğinin, ölümle tehdit ettiğinin gerçek olduğu” şeklinde kayda geçen iddianamede, şunlara yer verildi: 

"Ancak sabah olağan bir şekilde işine gittiği, bakkaldan da ekmek alıp eve döndüğü zaman karısı tarafından öldürülmüştür. Bu 45-50 dakikalık sürede sanığın herhangi bir yetkili makama haber vermemesi, kimseden yardım istememesi, kocasının kendisine yaşattıklarından dolayı öç alma duygusuyla hareket ettiği de bir gerçektir. Artık burada maktul açısından gece boyunca devam ettirdiği, tehdit ve eziyetinin tekrardan gündüz vakti de devam ettirip ettirmeyeceği belirlenemez. Evine geldiğinde elinde herhangi bir silah, bıçak yoktur. Bilakis olağan servis işini yapmış olup, evine ekmek poşetiyle gelmektedir. Dolayısıyla sanık açısından meşru müdafaadan bahsetmek mümkün değildir ancak maruz kaldığı eziyet, kötü muamele sebebiyle haksız tahrik altında suçu işlediğinden kuşku yoktur."

"Ayrıca sanık, maktulün evden ayrıldıktan sonra silah temin etmek için uğraştığı, silahı da bulduğu, içine mermiyi yerleştirip hazır halde beklediği, kocası eve gelir gelmez de tereddütsüz şekilde ateş edip, öldürdüğü, dolayısıyla meşru müdafaa sınırının aşılmasını haklı görebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelen bir ateş etme söz konusu değildir." ifadesi kullanılan iddianamede, "Aksine sanık maruz kaldığı eziyetin kendisini getirdiği son aşamada hiçbir yetkili makama veya aile bireylerine haber vermeksizin maktule yaptıklarının karşılığını, cezasını kendisi vermek suretiyle eylemini gerçekleştirmiştir. Eylemini haksız tahrik altında gerçekleştiren sanık hakkında ceza indiriminin en üst hadden yapılması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır" değerlendirmesinde bulunuldu.