İzmir Tabip Odası,  "Salgın yayılıyor, vakalar artıyor" sloganıyla basın toplantısı düzenledi. Oda konferans salonunda yapılan açıklamaya sendika ve meslek örgütleri de katıldı.  Açıklamayı İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfü Çamlı okudu. 

'ÖLÜM SAYISINDAKİ ARTIŞ ENDİŞE VERİCİ'

Ölüm sayılarının endişe verdiğine dikkat çeken Çamlı, salgın şu anda bütün Türkiye'ye yayıldığını ve kontrolden çıktığını belirtti. Sağlık Bakanlığı’nın pandemi sürecini şeffaf bir biçimde yönetilmemesi yüzünden gerçek olgu ve ölüm sayıları konusunda yeterli bilgi sahibi olmadıklarını vurgulayan Çamlı, “Ancak bilim insanlarının saha gözlemleri ve çeşitli kaynaklara dayanarak yaptığı epidemiyolojik tahminler, bugünlerde salgın eğrisinin ilk tepe noktasına ulaştığı Nisan ayına benzer ve belki de daha fazla olgu sayısıyla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Entübe edilen hasta ve ağır hasta sayısındaki artış özellikle Ekim ayının üçüncü haftasından sonra gözlenen yükselme eğilimi endişe vericidir. Ölüm sayılarındaki artış da endişe vermektedir " dedi.

HASTALAR GÜNLERCE İLACA ULAŞAMIYOR

İzmir'de günlük pozitif çıkma oranının yüzde 30'lara ulaştığını belirten Çamlı, şunları söyledi: “Geldiğimiz noktada İzmir’de günlük test pozitiflik oranları duyumlarımıza göre yüzde 30'lar düzeyine ulaşmıştır. 3bin -3 bin 500 kişide test pozitif saptanabilmektedir. Ambulanslar olguları taşımakta zorlanmaktadır.Hastanelerde mevcut servisler, yoğun bakımlar yetmiyor, yeni kovid-19 servisleri ve yoğun bakımlar açılıyor. Serviste ya da yoğun bakımda yatması gereken birçok hasta acillerde ya da servislerde bekletilip yatırılacakları yatakların ‘boşalması’ bekleniyor. Hızlı tanı ve tedavinin hayati önem taşıdığı birçok hastalığın taraması yapılamıyor. İlçe Sağlık Müdürlükleri’nin ve ASM’lerin üzerine yıkılmış olan filyasyon çalışmalarında olgulara yetişilemiyor. Günlerce ilacına ulaşamayan hastaların sayısı giderek artıyor. Hastalara oldukça özellikli ve yan etkileri olan ilaçların dağıtımda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Aile hekimleri de isyan halinde." 

YOĞUN BAKIMLARI DOLDU

İzmir'de bazı hastanelerin yoğun bakımlarının dolduğunu belirten Çamlı, "Önümüzdeki süreçte bazı hastanelerde bazı çalışmaların durdurulacağı yönünde duyumlarımız var. Bugün itibari ile zaten bunu bazı üniversite ve devlet hastaneleri bunu açıklayacak. Bazı hastanelerimizin tüm birimleri sadece pandemiye döndü. Bir üniversitemizde 2 gün önce açılan yoğun bakımlar bile tamamen dolmakta. Ancak böyle bir vaka artışına hiçbir hastanenin kapasitesinin yetişeceğini sanmıyorum.  İzmir'de toplam yatan vaka sayısı konusunda net bir sayımız yok ancak açıklananlarda çok daha yüksek olduğu yönünde duyumlarımız var. Bazı hastanelerde yeni yeni bölümler pandemi hastanesine ya da servislerine döndürülüyor" ifadelerini kullandı.

ZORLAYAN NOKTADA

Sahada çalışan filyasyon ekiplerinde pozitif vakalar gördüklerini belirten Çamlı, "Şuanda filyasyonda çalışan arkadaşlarımızda kovid pozitif vakları görmekteyiz. Sorumluluğun yalnızca vatandaşlara bindirilmemesi gerekir. Salgının böyle olması durumunda hiçbir sağlık sisteminin yeterli olmayacaktır. Veriler en fazla bulaşın ev içi, çalışma ortamı ve toplu ulaşımdan olduğunu göstermektedir. Toplu taşımalarda özellikle işe gidiş dönüş saatlerinde yoğun sıkışıklıklarla devam etmektedir. Okullar açıldı, açılmayan sınıfların da açılması düşünülmektedir.Sağlık sistemimizin yanıt verme kapasitesini çok zorlayan bir noktadayız. Salgının böyle devam etmesi, hasta sayılarının böyle artması durumunda hiçbir sağlık sisteminin yeterli olamayacağı, çökeceği göz önüne alınmalıdır" dedi.

8 MADDELİK ÖNERİ

Çamlı, salgına yönelik 8 maddelik önerilerini şu şekilde sıraladı: “ * Genelde Türkiye, özel olarak İzmir’e ait tüm veriler kamuoyu ile şeffaf ve ayrıntılı biçimde paylaşılmalıdır. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulları etkinleştirilmeli ve Tabip Odaları bu kurula dahil edilmelidirler.

* Bu verilerin ışığında olgu artışını engellemeye yönelik epidemiyolojik çalışmalarla gerekli tedbirler bir an önce alınmalı ve ilk adım olarak 'toplumsal hareketlilik' derhal en etkin biçimde kısıtlanmalıdır. Sahadan alınan verilerin ışığında yapılacak kısıtlama temel, zorunlu ve acil hizmet üreten sektörler dışında çalışma hayatının durdurulması da olmak üzere virüsün yayılmasını azaltacak gerekli bütün önlemler hızla hayata geçirilmelidir. Alınacak önlemler en fazla zarar gören ve görecek dezavantajlı kesimlerin ekonomik ve sosyal olarak olumsuz  etkilenmelerden korunmasını sağlayacak ekonomik ve sosyal destek mekanizmalarının oluşturulması ile birlikte/eş zamanlı yürürlüğe konmalı ve denetlenmelidir.

* Salgın mücadelesinde koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirilmeli, birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkinliğini artıracak şekilde organizasyonu gerçekleştirilmelidir. Filyasyon çalışmaları epidemiyoloji bilimi ışığında gerçekleştirilmelidir. Bu mücadelede kamunun diğer kaynaklarının da  etkin kullanımı sağlanmalıdır.

* Salgınla mücadele edebilmek için daha çok merkezde, daha çok sayıda test yapılmalı; pozitif vakaların erken tanınması, etkin biçimde izole edilmesi, temaslıların karantinaya alınması sağlanmalıdır.

* Hastanede tedavisi gerekmeyen kişilerin izolasyon ve takibi için kullanıma uygun kamu pansiyon, yurt vb. ortamlar ayarlanmalı, bu konuda yerel yönetimlerle işbirliğine gidilmeli, hane içi yayılımın önüne geçilmelidir.

* Salgın ile mücadelede tüm olanaklar toplum sağlığı yararına kullanılmalı, kamu sağlık kurumlarının ihtiyaca cevap veremediği her durumda özel hastaneler Sağlık Bakanlığı’nın kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır.

* Kovid-19 dışı hastaların aylardır ertelemek zorunda kaldıkları sağlık sorunları ve bu konuda yaşanan sorunlar dikkate alınarak “pandemi dışı hastaneler” belirlenmeli, pandemi dışı sağlık sorunları için başvurulabilecek güvenli alanlar yaratılmalıdır.

* Sağlık çalışanları yorgundur. Salgın ile en önde, özveri ile mücadele eden sağlık çalışanlarını korumayı öncelemeyen hiçbir ülke salgınla baş edemez.  Salgının başından beri yöneticiler tarafından yapılan eşit ve adil olmayan görev dağılımı, eşitsiz ek ödemeler, sosyal ve ekonomik kısıtlılıkların yanında bir de her gün meslektaşlarının ölümüyle moral ve motivasyonu bozulan sağlık çalışanları tükenmiştir. Nitelikli ve yeterli koruyucu ekipmana ulaşmakta zorlanan, gelecek kaygısı taşıyan sağlık çalışanları büyük sıkıntılar yaşamalarına karşın özveri ile çalışmaktadır. Sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük hakları hızla düzeltilmelidir. Pandemide en az 10 kat daha yüksek bulaş riski taşıyan, hastalanan ve şimdiye kadar 160’ a yakın kayıp veren sağlık çalışanlarının desteklenmesi ve bu olayın 'meslek hastalığı' olarak yasalarda yer alması sağlanmalıdır." 

SENDİKA VE ODALARDAN DESTEK

TMMOB İl Sekreteri Aykut Akdemir de, şu an uygulanan politikanın sürü bağışıklığı politikası olduğunu söyledi. Akdemir, "Bu süreç artık kontrol edilebilir olmaktan çıkıp artık sürü bağışıklığına gidilmiştir. Bu bir suçtur" diye konuştu.

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise, Tabip Odası'nın mücadelesinde  yanlarında olacaklarını belirtti. Sarı, "Pandemi bir işçi sınıfı hastalığına dönüştü. Bizler çağrısına uyarak, çağrılarını her yerde dillendireceğiz. İnsan hayatından önemli hiçbir şey yoktur diyoruz ve Tabip Odası'nın mücadelesini destekleyeceğimizi her yerde söylüyoruz" dedi.