Mardin Barosu Kadın Hakları Merkezi ile İnsan Hakları Komisyonu, Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinde uğradığı sistematik işkence ve tecavüz sonrası hücresinde öldürülen Garibe Gezer’in cenazesinin Mardin’e getirilmesi sonrası yaşananlara dair gözlem raporunu kamuoyu ile paylaştı. Mardin Barosu Konferans Salonunda yapılan açıklamaya, avukatlar ile birlikte Mardin Şahmaran Kadın Platformu bileşenlerinin temsilcileri katıldı. Açıklamayı avukat Ruşen Bingül Binbaş yaptı.

Gezer’in yapılan otopsi işlemlerinde aile ve avukatlarına haber verilmemesi, otopsi belgesinde herhangi bir bilginin yer almamasının olayın vahametini artırdığını belirten Binbaş, etkin soruşturulması ve aydınlatılması gereken bir olay olduğunu ifade etti. Yaşananların Gezer’in ölümüne dair şüpheleri arttırdığını kaydeden Binbaş, “Uğradığı işkencenin üstünün karartılmak istendiği şüphesini de doğurmuştur” dedi.

TAHRİK SUÇU İŞLENDİ

Cenazenin Mardin’e getirildiği 10 Aralık günü havalimanında olduklarını ve yaşananlara gözleri ile şahit olduklarını ifade eden Binbaş, “Cenazenin aileye teslimi ve memleketi olan Dargeçit’e götürülmesi sırasında hem cenazeye hem aileye hem de ailesi ile dayanışmada bulunmak üzere havaalanında bulunanlara yönelik uygulamalar başlı başına ayırımcılık ve nefret suçunu oluşturmuştur. Öncelikle havaalanına cenaze nedeniyle yoğun bir kolluk görevlendirmesi yapılmış ve görevlendirilen kolluk orada hazır bulunan aile ve vatandaşlara yönelik dışlayıcı tutum ve söylemlerde bulunmuştur. Buna dair sosyal medyaya yansıyan görüntüler kamuoyu vicdanlarını yaralamıştır. Bizzat kolluk tarafından halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu işlenmiştir” diye vurguladı.

AYRIMCILIK SUÇU

Cenazenin Dargeçit’e nakli sırasında kayyım yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesine ait cenaze nakil aracının havalimanından cenazeyi almadan geri döndüğünü hatırlatan Binbaş, “Aracın hiç gelmemesi dahi ayrımcılık suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekecek bir husus iken aracın havaalanına gelip cenazeyi almadan dönmesi hem ayrımcılık hem de halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu oluşturmuştur. Öyle ki, Mardin Büyükşehir Belediyesine ait cenaze nakil aracı cenazeyi almadığından cenaze saatlerce havaalanında bekletilmiş ve bu suretle ailesine eziyet edilmiştir. Cenaze nakil hizmeti sağlayan kamu kuruluşu ayrımcılık yaparak görevini kötüye kullanmıştır. Cenaze nakil aracının geri gitmesi hususu ile ilgili Garibe Gezer ailesinin yaptığı görüşmede aileye ‘kendi imkanlarınız ile götürün’ denildiği ve aracın geri gönderildiği ifade edilmiştir” diye aktardı.

‘ÖLÜMÜNE İŞKENCE YOL AÇTI’

Cenazenin Havaalanından alınarak Dargeçit’e götürülmesi sırasında da yolların polis tarafından tutulduğunu ve alternatif yolların kapatıldığını kaydeden Binbaş, “Bu uygulama rutin yapılan uygulamalardan farklı olup hem özel durumu olan insanlara geçiş kolaylığı sağlanmamış hem de alternatif yollar uygulama noktası öncesi kapatılmıştır. Bu nedenle cenaze nedeniyle aileye ve aile ile dayanışma gösteren vatandaşlara eziyet ettirilmek istenildiği duygusu oluşmuştur. Garibe Gezer ölümü sıradan bir ölüm olarak değerlendirilemez. Tutuklu olduğu Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde uğradığı işkence ve kötü muamele hakkında etkin bir soruşturma yapılmaması ve işkencenin önlenmesi bir yana bu işkencenin devam etmesi Garibe Gezer ölümüne yol açmıştır” ifadelerini kullandı.

  

Binbaş, işkence suçunun işlenmesinde doğrudan ve dolaylı olarak yer alan kişilerin ve işkencenin üstünün örtülmesine sebebiyet veren herkesin yargı önüne çıkarılması gerektiğini kaydetti.