Bitlis’in Yukarı Ölek (Oleka Jor) kırsalında bulunan Garzan Mezarlığı’ndan 19 Aralık 2017 tarihinde 267 cenaze çıkarılarak, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na (ATK) götürülmüştü. 267 cenazeden sadece 5 tanesi aileleri tarafından teslim alınarak istedikleri yere defin edilebilmişti. Geriye kalan 262 cenazeden 30 aile DNA eşleşmesi için başvuru yapmış ancak bunlardan 11’inin DNA’sı eşleşmişti. DNA eşleşmesi olan 11 cenazenin aileleri tarafından alınması beklenirken bu cenazeler dahil toplam 262 cenazenin Mart 2019’da Sarıyer’de bulunan Kilyos Kimsesizler Mezarlığı'na defnedildiği belirtilmişti. 

Kobanê’de yaşamını yitiren Serhat Arslanargun'un (Renas Bitlis) cenazesi de ailesi tarafından 2014 yılında Garzan Mezarlığı'na defnedilmişti. Cenazelerin Adli Tıp Kurumu'na götürülmesi ardından DNA örneği veren Arslanargun ailesi şaşırtıcı bir yanıt aldı. Arslanargun’un ablası İlknur Arslanargun, Garzan Mezarlığı'ndan çıkarılan cenazelerden hiçbirinin verdikleri DNA örneğiyle uyuşmadığının kendilerine iletildiğini söyledi.  Abla Arslanargun, "Kendi ellerimizle defnettiğimiz cenazenin DNA'sı nasıl olur da uyuşmaz?" diye sordu. 

'AMCAM TEŞHİS EDİP ALDI'

Kardeşi Serhat Arslanargun’un 18 Aralık 2014 yılında Kobane’de yaşamını yitirdiğini söyleyen İlknur Arslanargun, haberi aldıktan sonra Mürşitpınar Sınır Kapısına cenazeyi almaya gittiklerini ve sıkıntı bir süreçten sonra cenazeyi aldıklarını söyledi. Cenazeyi aldıktan sonra Urfa’ya Adli Tıp Kurumu’na gittiklerini belirten Arslanargun, “Burada kardeşimden DNA örneği alındı ama amcam cenazeyi görsel olarak teşhis ettiği için bizden DNA testine ihtiyaç duyulmadan cenazemiz bize verildi. Cenaze teslim edilirken bize defin ruhsat belgesi de verildi. Bizde buradan cenazemizi aldıktan sonra Garzan Mezarlığı’na götürdük ve cenazemizi defnettik” dedi.

‘DNA’NIN UYUŞMADIĞINI BİLDİRDİLER’ 

Garzan Mezarlığı'nda yaptıkları defin işleminden sonra bölgeye getirilen yasaklar nedeniyle bir daha mezarlığa gidemediklerini dile getiren Arslanargun, mezarlığın tahrip edilmesiyle kardeşinin cenazesinin de oradan çıkartıldığını aktardı. Cenazelerin çıkarıldığını çok sonradan öğrendiklerini belirten Arslanargun, “Bunu duyduktan sonra tekrar oraya gitmek istedik. Ancak yasak nedeniyle gidemedik. Bunun üzerine 8 ay gibi bir süre bekledik. Ardından ben ve beraberimde 11 aile ile birlikte Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulunduk. Avukatlar eşliğinde giderek DNA örneğimizi verdik. Bu DNA testine rağmen yine bize bir bilgi verilmedi.  Uzun süre bekledikten sonra bize bir haber geldi ve verdiğim DNA testinin herhangi bir cenaze ile uyuşmadığı belirtildi” dedi. 

‘CENAZEMİN PEŞİNDE OLACAĞIM’ 

Anne ve babasının hayatta olmadığı için kendisinin DNA örneği vermek zorunda kaldığını belirten Arslanargun, “Ruhsat iznimiz olduğu halde bize DNA’mın hiçbir cenazeyle uyuşmadığı söyleniyor. Ama böyle bir cenaze var. Biz kendimiz gittik, cenazeyi aldık ve defin işlemini gerçekleştirdik. Benim DNA testlerim uyuşmadığı için mecburen anne ve babamın mezarını açıp onlardan DNA örneği alacaklar. Yaşadıklarımız yetmezmiş gibi şimdide anne ve babamın mezarını açacaklar. Aslında anne ve babamın hayatta olmadığını bildikleri için bunun üzerinde bizi yıldırmaya çalışıyorlar. Ben ablası olarak elimden ne geliyorsa yapacağım. Sonuna kadar cenazemin peşinde olacağım” diye belirtti.

‘KARDEŞİM KİMSESİZ DEĞİL’

Cenazelerinin nerede olduğuna dair hala ellerinde net bir bilginin olmadığını dile getiren Arslanargun, cenazelerin en son Kilyos Kimsesizler Mezarlığına defin edildiği duyduklarını söyledi. “Benim kardeşim kimsesiz değil. Burada ailesi var” diyerek duruma tepki gösteren Arslanargun, “Bizim bir talebimiz var. Bu talep insani bir taleptir. Uzun süredir cenazemizin peşindeyiz. Bu daha uzunda sürebilir. Ama ne olursa olsun biz cenazemizin peşini bırakmayacağız. Bu cenazelere artık hem insani hem vicdani hem de dini açıdan haksızlık yapılıyor. Her şeyden öte burada vicdani bir durum var. Asıl bizi yaralayan budur. Artık vicdani olarak sesimizi duysunlar ve aileler üzerinden oynamasınlar. Çünkü aileler hiçbir zaman cenazelerini almaktan vazgeçmeyecek” şeklinde konuştu. 

Arslanargun, bir an önce kardeşinin cenazenin kendilerine verilmesini talep etti. 

MA / Naci Kaya - Ferhat Çelik