Cumartesi Anneleri’nin kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için her hafta düzenledikleri eylemin 700'üncüsünde polisin müdahale ederek gözaltına aldığı 46 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliye'si 21'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek. 

Duruşma öncesi adliye önünde yapılan basın açıklamasına Cumartesi Anneleri, Cumartesi İnsanları, avukatları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilleri katılım sağladı. Açıklamada "Bu davada yargılanan bizim hakikat ve adalet arayışımızdır" pankartı açıldı.

‘MESKEN BİLDİK’

Açıklamada ilk olarak söz alan kayıp Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, yıllardır arayışlarını sürdürdükleri Galatasaray Lisesi önünün bugün Çağlayan’a taşındığını belirterek, mekan neresi olursa olsun direnişin aynı olacağını vurguladı. Galatasaray Meydanı’nın maneviyatının çok farklı olduğunu dile getiren anne Yıldız, “Orası bizim arkadaşlarımızla ve kayıplarımızla buluşma yerimiz. Bize göstermedikleri mezar yerine biz orayı mesken bilmiştik. Bugün burada biz değil kayıplarımız yargılanıyor” dedi.

YARGILAYAN BİZİZ

Ardından konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da, 700 hafta boyunca aynı mekanda aynı kurallara tabi olan bir eylemin engellenmesinin kabul edilemeyeceğini ifade etti. Türkdoğan, “Davacı olan da, yargılayan da, adalet arayan da, faillerin hesap vermesini isteyen de, hakikatin peşinde koşan da biziz. Annelerin inancı ve direnci hepimize güç veriyor. Galatasaray Meydanı’nda süren eylemimiz failler yargılanana dek sürecek” diye belirtti. 

İNKARA KARŞI HAKİKATİN TARİHİ

Son olarak basın açıklamasını yapan kayıp yakını Fehmi Tosun'un kızı ve davada yargılanan Jiyan Tosun ise adliyelerin adalet taleplerini susturmak değil, adalet dağıtmak için var olduğunu hatırlatarak, gözaltına alındıktan sonra bir daha geri dönemeyen insanların akıbetlerini sormaya devam edeceklerini ifade etti. 699 hafta boyunca Galatasaray Meydanı’nda Türkiye’nin en uzun barışçıl buluşmalarını gerçekleştirdiklerini anımsatan Tosun, şöyle devam etti: “Galatasaray Meydanı’nı hakikatin seslendirildiği bir agoraya dönüştürdük. O meydanda, inkara karşı hakikatin tarihini yazdık. Galatasaray’ı bir hafıza mekanına çevirdik. Anayasal haklarımızı kullanmamızı engelleyenler, kulaklarını tıkayan yargı makamları, 700’üncü haftadaki gözaltıları bahane ederek, hukuka ve vicdana aykırı bir şekilde hakkımızda dava açtı.”

ÇEYREK ASIRLIK MÜCADELE

Savcılık makamının düzenlediği iddianame ile iç hukuka ve evrensel hukuk değerlerine meydan okuduğunu sözlerine ekleyen Tosun, şunları ifade etti: “Ceza yargılamasına dayanak oluşturabilecek hiçbir delil sunmayan bu iddianameyi kabul eden mahkeme, hukukun temel prensiplerini ihlal etti. Özetle hukuki dayanaktan yoksun, siyasi iklimin etkisiyle düzenlenmiş bir iddianame ve açılmış bir dava ile karşı karşıyayız. Barışçıl toplanma hakkı Anayasa’nın ve uluslararası sözleşmelerin güvencesindedir. Toplanma yerini seçmek ise bu hakkın ayrılmaz bir parçasıdır. Çeyrek asırdır süren, artık geleneksel hale gelmiş Cumartesi Anneleri’nin buluşmasını engellemek, onların buluşma mekanı olan Galatasaray Meydanı’nı yasaklamak, polis şiddeti ve yargı tacizi ile bu hakkın kullanımını engellemek, hukuka aykırıdır.”

‘MEYDAN MEZAR YERİMİZDİR’

Tosun, asıl yargılanması gereken kişilerin failleri koruyanlar olduğuna vurgu yaparak, hakikatin yargılanamayacağını söyledi. Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceklerini yineleyen Tosun, sözlerini şöyle tamamladı: “Galatasaray Meydanı çeyrek asırdır hayatımızın bir parçasıdır. Kayıplarımızı ararken o meydanda yaşlandık, çocuklarımız o meydanda büyüdü, torunlarımız o meydana doğdu. Mezarsız sevdiklerimizin mezarlarına bırakamadığımız karanfilleri götürdüğümüz yerdir o meydan, mezar yerimizdir.”