ARTI TV'de ekrana gelen "Gündem Özel" programında Derya Okatan'ın konukları Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyon üyesi Tülay Hatimoğulları, Gelecek Partisi Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Başkan Danışmanı Hasan Seymen, PİAR Araştırma Başkanı Kadir Atalay ve gazeteci İsmet Demirdöğen oldu. 

Programda, devlet-siyaset-mafya ilişkileri konuşuldu. 

'KENDİ İÇLERİNDEKİ ÇETELEŞMİŞ YAPININ DIŞA YANSIMASI'

HDP'li Hatimoğulları, "Susurluk'tan çok daha derinlere giden bir süreç yaşanacak. Kendi içindeki çeteleşmiş yapının iç hesaplaşmasını izliyoruz. İktidar bir yönetim krizi yaşıyor" diyerek şunları söyledi:

"Bütün bunları o kadar çok dile getirdik ki, SADAT-El Nusra ilişkileriyle ilgili, Suriye'yle ilgili açıklamalar yaptık, çok detaylı soru önergeleri verdik ama bunların aydınlanmasını engelleyen bir iktidar anlayışı var. Sedat Peker'in ifşalarını şöyle görmek durumundayız: Derin devletin içinde büyümüş olan çatlak, iktidarın kendi krizinin yansımaları. Fakat bizler bunun en çok yurttaşlara yansıyan kısmıyla ilgilenmek durumundayız. Türkiye'nin kaderini belirleyecek ölçekte bütün siyasal ve ekonomik yaşama, toplumun bütün yaşamına müdahale edebilir bir pozisyonda olduklarını bu ifşalarla bir kere daha gördük. 'Devletin işleyişi budur' gibi bir anlayışı kitlelere kabul ettirmek isteyen bir anlayış izlemektedirler. Şu anda iktidarın bir yönetim krizi söz konusu. Daha da ötesinde kendi içlerindeki çeteleşmiş yapının iç hesaplaşmasının dışa yansımaları olarak görmek gerekiyor."

Hatimoğulları, "Türkiye halklarını çok büyük bir karanlığa mahkum ettiler. Türkiye'de milyonlar açken ciddi hortumlamalar gerçekleştirerek neredeyse hazineyi boşalttılar" ifadelerini kullandı.

'BUGÜN MAKBUL OLAN YARIN MAKTUL OLABİLİR'

"Biz gazetecilerin bildiğini şimdi Türkiye biliyor. Halkın yüzde 75'le 80'i arasındaki bir oranda Sedat Peker'in söylediklerine inanıyor" diyen İsmet Demirdöğen ise "Makbul kişiler maktul olabiliyor. Bu Osmanlı geleneğinden devam ediyor. Şimdi bir maktul adayıyla karşı karşıyayız ve onun kendini kurtarmak adına ortaya sürdüğü iddialar var. Bu seçmeni ve seçimleri etkileyecek bir boyuta geldi. AKP içerisinden sadece İçişleri Bakanı Soylu konuşuyor. Gündem belirleyen iktidar şimdi gündemin peşinden sürüklenerek sürekli savunma halinde" diye konuştu. 

'PEKER'İN AÇIKLAMALARINI ÜÇ AŞAMADA DEĞRLENDİRMEK GEREKİYOR'

Demirdöğen, "Peker'in açıklamalarını 3 aşamada değerlendirmek gerekiyor. Birinci aşaması, Soylu üzerinden Saray'a mesajdı. Küçük bir özür dilerseniz, bu işi kapatırız, mesajı verdi. Bekledi. 25 gün sonra özür dilenmediği gibi 'pislik' denildi, 'suç örgütü lideri' denildi, 'zehirli yılan' benzetmesi yapılınca Saray'a giriş yaptı ve ikinci aşamaya geçti Sedat Peker. Saray'a giriş bölümünde de Cumhurbaşkanının en yakınındaki kadroya ateş etmeye başladı. Bundan sonuç alamayınca üçüncü aşamaya geçti. Pazar günü 'helalleşme' diyor. Bunun olup olmayacağını aradaki pazarlıklar belirleyecektir. Çünkü Peker, kendisine dönüş bileti arıyor" dedi.

'AKP MİLLETVEKİLLERİ ÖNERGELERE RET VEREREK KİMLERİ, NE PAHASINA AKLIYOR?'

"Cumhurbaşkanı, bakanını korumak için iddiaları görmezden geliyor. Demek ki gerçekten bir pislik var ki bunun araştırılması istenmiyor" diyen Gelecek Partili Seymen ise şöyle devam etti:

"Böyle bir şey olmasa, iktidar niye araştırma istemesin, niye aklanmasın insanlar? Peker'in söylediklerini elbette yüzde yüz doğru kabul etmeyeceğiz. Bir suç örgütü liderinin, geçmişi suçlarla dolu birinin söyledikleriyle devleti yöneten insanları karalamak doğru değil ama ikrarları ve itirafları var. İktidar kanadındaki milletvekilleri yastığa başlarını koyduğunda nasıl uyuyorlar, çok merak ediyorum. Bu önergelere ret vererek neleri ve kimleri aklıyorlar ve bunu ne pahasına yapıyorlar?"

'SURİYE'YE SİLAH SEVKİYATI 2011'DE BAŞLADI'

Seymen, Suriye'ye giden silahlarla ilgili de "Devleti yönetenlerden bazıları kendisini devlet zannetmeye başladılarsa bilgileri olabilir. Bu devleti yönetenlerin hepsinin haberi var anlamına gelmez. Sınır dışına çıkan bu araçlardan devletinin bir kanadının haberi vardır. Bu iddialarla ilgili kimi suçlasanız 'vatan, millet, Sakarya.' Sorduğunuz sorunun cevabını alamıyorsunuz. Size onu soran yok ki? Bu devletin arkasına saklanma." dedi.

İsmet Demirdöğen ise "Suriye'ye silah sevkiyatı 2011'de başladı. Parayı Suudların verdiği, Katar uçaklarının Ankara Esenboğa Havalimanına indiği, oradan kamyonlarla, tırlarla silahların sevk edildiği biliniyor. Bu silahların hiçbiri de Bayır Bucak Türkmenlerine gitmedi" bilgisini ekledi.

'İNSANLAR 'KAHRAMAN' DİYE SEDAT PEKER'İN PEŞİNDEN KOŞACAKLAR'

"O kadar kahraman bekliyoruz ki insanlar neredeyse kahraman diye Sedat Peker'in peşinde koşacaklar" diyen PİAR Başkanı Kadir Atalay ise "İnsanlar diyor ki 'Yok mu yürekli bir savcı, çıkıp bu iddiaları araştıracak?' Olsa bile o savcının ertesi gün başına gelecekleri herkes biliyor. Herkes bir kahraman bekliyor ama kahraman olmak zor, kahramanın peşinden koşmak kolay. Sedat Peker, bunu fark ettiği için dedi ki 'Sakın ha sakın, ben sizin kurtarıcınız değilim, benim kendi davam var. Niye bugün anlatıyorum? Düne kadar içlerindeydim, bugün dışlandım, hakkımı arıyorum.' Bu sürecin şimdi değil ama ileriki zamanlarda oy oranlarında etkili olacağını düşünüyorum" dedi ve "Sorunların düzelmesi için yüzde yüz güvenli bir seçime gidilmesi gerekiyor" diye de ekledi.