Mardin’in Derik ilçesine bağlı Qizilaşên (Boyaklı) kırsal mahallesi ile mahalleye bağlı Qizila Xerabe (Ağıl) ve Herem (Hamidiye) mezraları, bölgede tarımsal sulama amacıyla yapılacak olan gölet nedeniyle sular altında kalacak. 35 bin dönüm tarım arazisi ile birlikte sular altında kalacak olan proje kapsamında 2017 yılında Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından gerçekleştirilen “kamulaştırma” kapsamında köylülerin arazileri ve evleri proje alanına dahil edilirken, köylüler belirlenen bedelin düşük olduğu gerekçesiyle mahkemeye başvurdu. Davanın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nde devam etmesine rağmen DSİ, bölgede çalışmalarını sürdürüyor. Mardin Ovası’nda bulunan 834 bin 380 dekar tarım arazisinin sulama ihtiyacının karşılanmasının amaçlandığı belirtilen projenin, ne zaman tamamlanacağı ise belirsizliğini koruyor. Projenin uzun yıllar daha devam edeceği öngörülürken, dava süreci devam etmesine rağmen köylülerin arazileri ve evlerini terk etmeleri isteniyor. 

ELEKTRİK VE SUSUZ KALDILAR

Arazi ve evlerini terk etmeleri istenen köylüler göçe zorlanıyor. Bu kapsamda 15 Aralık 2020 tarihinde jandarma ile baskın yapılan Qizilaşên kırsal mahallesine bağlı iki mezranın elektriği kesildi. Trafoları da sökülerek götürülen mezralara elektriksiz kalırken, sondaj ile temin edilen suların da elektriğe bağlı olması nedeniyle susuz da kaldı. Tüm yaşananlara rağmen köylerinde yaşamaya devam eden köylüler, yolu ile su ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalırken, soruna bir an önce çözüm bulunmasını talep etti. 

‘NEREYE GİDECEĞİZ?’

Köylülerden İbrahim Didin, elektriklerinin kesilmesinin nedeninin köyün boşaltılacak olması olduğunu söyledi. Kendilerine haber verilmeden köye baskın yapılarak trafoların sökülüp götürüldüğünü ifade eden Didin, kış mevsiminde nereye gideceklerini bilemediklerini ifade etti. Didin, “Bize yapılan esire yapılmaz. Çocuklarımız, hayvanlarımız elektriksiz, susuz. Su yok diye kendimizi yıkayamıyoruz bile” dedi. Kendilerine yerleşmeleri için bir yer gösterilmesini istediklerini ancak onun da yapılmadığını dile getiren Didin, “Ne paramız var kendimize ev alalım. Birkaç inek ve keçi ile geçimimizi yapıyoruz. Ne yapacağız. Nereye gideceğiz?” diye sordu. 

Söz konusu göletin 10 yılda tamamlanmayacağına dikkat çeken Didin, çalışmalara engel de olmadıklarını ancak kendilerinin mağdur edildiğini ifade etti. Evleri, ağaçları ve arazileri için belirlenen bedeli az buldukları için kabul etmediklerini, bu nedenle de mahkemeye başvurduklarını söyleyen Didin, köyden çıkmaları yönünde kesin bir karar da olmadığının altını çizdi. Didin, şunları söyledi: “Ben köyümü terk etmeyeceğim. Başıma yıksalar da terk etmeyeceğim. Ya hakkımızı versin ya da bize bir yer göstersin.” 

Köylülerden Şemsa Didin de temizlik yapacak suları dahi olmadığını ifade ederek, bir aydır elektriksiz yaşamak zorunda kaldıklarını söyledi. 

‘BİR İNEK PARASI VERMEDİLER’

Köylülerden Ali Didin de kendisinin tarım arazilerinde sulamacı olarak yaşam sürdürdüğünü belirterek, DSİ yetkililerinin avukatlar ile köye ilk geldiklerinde kendilerine “Siz iki daire parası verecekler” vaadinde bulunduğunu ifade etti. “Bize gelen para bir inek parası dahi değil” diyen Didin, “Biz şu anda mağduruz. Ne yapacağımızı, nereye göç edeceğimizi biz de bilmiyoruz. Şimdi biz Kızıltepe’ye taşınacağız. Devletin bize verdiği bir yıllık kiramızı karşılamıyor. Bizim istediğimiz bize bir yer yapsınlar. Bir köy yapsınlar” ifadelerini kullandı.  

MEZARLARIN TAŞINMASI TALEBİ

Köylülerin bir diğer talebinin de yakınlarının mezarlarının taşınması. Şu ana kadar yetkililerden mezarların ne olacağı konusunda tek bir açıklama yapılmazken, Sultan Didin tüm yakınlarının mezarlarının köyde olduğunu dile getirdi. Didin, kendisinin kiraya çıkacak durumu dahi olmadığını ifade ederek, “Kal derlerse kalacağım. Yoksa ne yapacağım, nereye gideceğim” diye sordu.