Tatvan Belediyesi Eşbaşkanı Mümin Erol, devir teslim töreninde makam odasından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafını indirdiği için önce hedef haline getirildi ardından hakkında soruşturma açıldı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Cumhurbaşkanımızın resminin birtakım beyanlarda bulunarak indirilmesi birliğimize yönelik saldırıdır" dedi. 'Cumhurbaşkanına hakaret' gerekçesiyle açılan soruşturma kapsamında dün ifade veren Erol, Artı Gerçek'e konuştu.

'HAKKIMDAKİ SORUŞTURMA ÇİFTE STANDARDIN GÖSTERGESİ'

CHP'li ve MHP'li belediye başkanları Erdoğan'ın fotoğraflarını makam odalarından kaldırdıklarında haklarında soruşturma açılmadığına dikkat çeken Erol, "Seçimlerden sonra birçok CHP’li belediyede hatta MHP’li belediye de siyasi parti kimliği olan Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı indirildi. Sadece bizim aleyhimizde bir soruşturma başlatıldı. İfade verirken aynı yasanın kişiye özgü bir şekilde başka bir coğrafyada başka şekilde uyguladığını dile getirdik. Söz konusu belediye başkanlarına kanunda olmadığı için dava açılmadı. Kanunda yoksa, onlara açılmamışsa bana niye açılıyor? Bu nedenle yaşananları, kayyım siyasetiyle irtibatlandırmak mümkün. Hayatımda tek bir soruşturma açılmamışken iki aya yakın bir sürede kolektif bir şekilde çifte standart da uygulayarak hakkımda bir dava açılıyor" dedi.

'TATVAN'A NASIL KAYYIM ATARIZ AMACIYLA AÇILAN BİR SORUŞTURMA'

Soruşturmanın, DEM Parti'ye yönelik kayyım politikasıyla ilgili olduğunu vurgulayan Erol, “Partimizin belediyelerine dönük kayyım uygulamasıyla bire bir ilgisi var. Çünkü devletler her bir vatandaşın ne içtiği ne yediğini bilecek kudrete sahiptir. 43 yaşındayım ve 20 yıldır avukatlık yapıyorum. Nasıl kayyım atarız, bu şahsı nasıl yıpratırıza dönük, hasbelkader diğer başkanlar hakkında bir şey bulduk ama bu kişiyle ilgili ne bulabiliriz çabası olduğu çok açık. Çünkü hakkımda açılan soruşturma kişiyi siyasi yasaklı olmaya kadar götürebilir. Demokles’in kılıcı gibi vatandaşın üzerinde kullanılan, DEM Parti gibi muhalif bir partinin istendiği zaman zor durumda bırakıp siyasi yasaklı hale getirilebilen maddeler düzenlenmiş. Bu uygulamanın kayyım siyasetiyle ilgisinin olmadığını düşünmek imkânsız. Kolektif bir çalışma ile Tatvan Belediyesi’ne nasıl kayyım atarız amacıyla yapılan bir çalışma olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.

‘HANGİ FOTOĞRAF ÜLKENİN BİRLİK VE BERABERLİĞİNİ BALTALAR?’

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un "Cumhurbaşkanımızın resminin birtakım beyanlarda bulunarak indirilmesi birliğimize yönelik saldırıdır" sözlerine yanıt veren Erol, "Adalet Bakanının bizi hedef göstererek bir fotoğrafın indirilmesini ülkenin birlik ve beraberliğini baltalayan nitelikte bir hareket olduğunu iddia etmesi skandal gibi bir şey açıkçası. Hangi fotoğraf bir ülkenin birlik ve beraberliğini baltalar, bu ayrı bir tartışma konusu. Birçok insanın indirdiği bir fotoğrafın bizim elimizle indirilmesi ülkenin bütünlüğünü nasıl baltalamış olabilir? Seçim süreçlerinde tüm afişlerde, billboardlarda fotoğrafı olan, vatandaştan partisi için oy isteyen siyasi bir partinin genel başkanının kimliği siyasi bir kimliktir ve ülkenin birlik ve beraberliğiyle bir ilgisi yok. Fotoğraf indirilirken hakaret edilmemesi, eylemde bulunulmaması durumu nasıl hakaret olabilir" dedi.

'SORUŞTURMA HUKUKUN SİYASETİN GÜDÜMÜNDE OLDUĞUNU GÖSTERİYOR'

Hukuk kuralları ve demokrasinin hiçe sayıldığını vurgulayan Erol, "Cumhuriyet savcısının nefes almadan soruşturma açması, genel olarak ülkede hukukun siyasetin güdümünde olduğunu gösteriyor. Kayyım uygulamasının kendisinin de tam olarak bu anlama geldiği ortada. Bu yaklaşımın hukukun rafa kaldırılmasıyla son bulacağı bir yaklaşım tarzı olduğu açıktır. Hukuki kuralları ve demokrasinin hiçe sayıldığını gösteren bir şey" diye konuştu.

'SADECE SEÇİMDEN ÖNCEKİ 3 AYDA 20'YE YAKIN SUÇ TESPİT ETTİK'

'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla ifadeye gittiğinde AKP’li belediye yönetimi hakkındaki 13 ayrı yolsuzluk dosyası için de suç duyurusunda bulunduğunu belirten Erol, "Sadece seçimden önceki 3 ayda 20'ye yakın suç işlendiğini tespit ettik ve hazır olan 13 dosyayı savcılık makamına vererek suç duyurusunda bulunduk. Bizim aleyhimize göstermiş olduğunuz hızlı performansın aynısı burada da gösterin dedik. Belediyenin milyonlarca parası çalınmış. Bunlar suç değil mi? Bir kamu görevlisinin yaptığı yolsuzluk ve hırsızlıklar suç değil mi? Önemsiz mi? Neden duyarsız kalıyorsunuz?" dedi.

'OLMAYAN ŞİRKETLERDEN ALIM YAPILMIŞ GİBİ GÖSTERİLMİŞ'

Suç duyurusunda bulundukları usulsüzler hakkında konuşan Erol, “Göreve geldiğimizde kendi iç denetimlerimizle önceki dönemde yapılan suçların ne olduğunu araştırdık. Doğrudan temin yoluyla alınmış gibi gösterilen işlemler var. Alınan parke miktarıyla Tatvan’ın yollarını beş kere döşeyebilirsiniz. Bitmez o parke. Olmayan bir malzemenin alındığı aleni bir şekilde ortada. Yine aynı aracın aynı dönemde birden fazla kez kiralanarak fatura edildiğini tespit ettik. Bunun dışında mutfak malzemesi alınmış gibi gösterilmiş ama ortada malzeme yok. Alım yapıldığı gösterilen bazı şirketler de söz konusu tarihte olmayan şirketler. Fiyat araştırmaları da o tarih itibariyle olmayan firmalardan yapılmış. Bunun gibi konular. Belediyenin rutin işlerinin çoğunda sahtekarlıklar yapılmış" diye konuştu.

Ahmak Davası: İstinaf ceza verme eğiliminde, 1 üye ikna edilmeye çalışılıyor Ahmak Davası: İstinaf ceza verme eğiliminde, 1 üye ikna edilmeye çalışılıyor

'YEDİ AYRI USULSÜZLÜK DOSYASI DAHA VAR'

Sayıştay ve İçişleri Bakanlığı’na müfettiş talebinde bulunduklarını söyleyen Erol, "Tamamladığımız 13 dosya dışında şu sıralar hazırlanmakta olduğumuz 7 ayrı usulsüzlük dosyayı daha var. Böyle giderse maalesef 500'e yakın suç dosyasının Tatvan Belediyesi'nden çıkması mümkün. Seçim sürecinde Tatvan Belediyesi’nde yaşananları iddia ediyorduk maalesef yaptığımız incelemede haklı çıktık" dedi.

'BEŞ YILDA 3 MİLYAR TL'LİK KAYNAK ORTADA YOK'

Tatvan Belediyesi’nin nüfusa oranla ülkedeki en borçlu belediye olduğuna dikkat çeken Erol, şunları söyledi:

"İlçenin 87 bin nüfusu varken belediye 1 milyar 300 milyon borçlandırılmış. Dahası bu süreçte taşınmazlar satılmış ve bunun parasının nerede olduğu bilinmiyor. Son beş yılda satılan taşınmazların bugünkü değerinin 1 milyar 500 milyon TL dolaylarında olduğunu düşünüyoruz. Her yıl belediye bütçesine gelen parayı da düşündüğünüzde beş yılda belediyede 5 milyar TL paranın kullanıldığını ama buna karşılık Tatvan’a belediyecilik anlamında hizmet verilmediğini söyleyebiliriz. Zorunlu giderleri çıkardığımızda 3 milyar TL dolaylarında bir kaynağın şu an olmadığına dair bir tespitimiz var. Bunların tamamını teker teker tespit edip suç duyurusunda bulunacağız. Takip etmezsek, bizim aleyhimize bir bardak suda fırtına koparan, Adalet Bakanlığı’nın talimatını alarak soruşturma açan savcıların aynı hassasiyeti bu konuda göstermeyeceğini biliyoruz."