Yeni Yaşam Gazetesi, 3 Aralık 1994’te bombalanan Özgür Ülke gazetesinin İstanbul Kadırga’daki binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, DİSK Basın İş Temsilcisi Elif Akgül ile çok sayıda gazeteci, sivil toplum örgütü ve sendika temsilcisi katıldı. “Özgür Basın Susturulamaz” yazılı pankartın yanı sıra bombalamada yaşamını yitiren Ersin Yıldız’ın fotoğrafı ile Özgür Ülke gazetesinin bombalamadan sonraki gün çıkan “Bu ateş sizi de yakar” başlıklı nüshası taşındı.   

HEPİMİZİ ÖLDÜRMEK İSTEMİŞLERDİ

Açıklama yapan KHK ile kapatılan Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol, Özgür Ülke gazetesinin 27 yıl önce bombalandığını anımsattı. “Hâlâ bu ülkenin en ağır suçlarından biri olarak tarih sayfalarında kara bir leke olarak duruyor” diyen Aykol, “Adeta denize doğru kanat açmış bembeyaz bir martı gibiydi binamız ve o sabahki halini gördüğümüzde, içimiz acıyla ve öfkeyle dolmuştu. Gerçekten de, hepimizi öldürmek istemişlerdi o gün ve bizim beyaz martımız, adeta bir anne gibi çocuklarını koruyup kollamıştı. Bir Ersin’imiz yaktı içimizi. Çok yaktı” dedi.

‘BU ATEŞ SİZİ DE YAKAR’

Bombalamanın amacına ulaşmadığını, tam tersine bir etki yaptığını ifade eden Aykol, bombalama ile birlikte Özgür Ülke’nin gazete olmaktan çıkıp, bir geleneğe dönüştüğüne işaret etti. Bombalamanın ertesi günü matbaadan “Bu ateş sizi de yakar” manşeti ile Özgür Ülke’nin çıktığını anımsatan Aykol, “Bu, artık ne yapılırsa yapılsın, bu yolculuğun kesintisiz süreceğinin kanıtlanmasıydı. Ve öyle de oldu. Ne zaman gazetemize bir şey olsa, halkımızın içi rahattı artık. Biliyorlardı ki, dünyaya bir meteor çarpmadıkça, bu gazete ertesi gün bayilerde olur” diye konuştu.

BİR BAŞKA LİSTE DAHA VAR

Aykol, o gün “Bu ateş sizi de yakar” dediklerinde çok ciddi olduklarını kaydederek, “Gözünü kan bürümüşler, poliçe sesinden başka ses duymayanlar, anlamadılar ama şimdi, 27 yıl sonra, ülkenin nasıl bir yangın yerine döndüğünü görüyoruz. 40 yıllık savaş ve rant politikalarıyla geldikleri yer, bebek mamalarının ve sıvı yağların marketlerde zincirle bağlandığı bir Türkiye oldu. Bu koca cehennem içinde hâlâ debelenip duruyorlar. Özgür basın ise yerli yerinde. Ersin’imizi aldılar o gün elimizden. Ne ilkti ne de son oldu. Şehitler listesi Ersin’den sonra da uzadıkça uzadı. Ama bir liste daha var; o listeden çok daha uzun bir liste. Özgür basına yeni katılanların listesi” diye konuştu.  

‘ÜLKE ADI OLANA KADAR’

Özgür Ülke bombalandığında henüz doğmamış çocukların bu gün ellerinde fotoğraf makineleriyle sokaklarda koşturduklarına dikkati çeken Aykol, sözlerine şöyle devam etti: “Ve şimdi, yeniden buradayız işte. Bizi bu halk yetiştirdi, ona olan borcumuzu ödemek için buradayız ve burada olacağız. Ersin’e ant olsun ki, ‘Özgür Ülke’ adı, bir gazete olmaktan öteye, yaşadığımız toprakların adı oluncaya dek, burada olacağız.”

‘DUVARLARA YAZANA KADAR...’

Aykol, konuşmasında Nikolay Tihonov’un, 

“Çocuklara anlatamayacağız bütün bunları

Hepsini kendileri anlayacaklar büyüdüklerinde

Gösterip onlara güzelliklerle dolu dünyayı

Bizim yerimize yanıt veren biri çıkacaktır nasıl olsa

Barış çocukları, hey! Hiçbir ücret istenmiyor sizden

Ödendi çünkü bütün bu gördükleriniz, kanla” sözlerini paylaşarak, Sur’dan, Cizre’ye ve Kadırga’ya kadar bütün duvarlarına yazana kadar mücadele edeceklerini ifade etti.  

BASKILAR SÜRÜYOR

HDP Sözcüsü Ebru Günay ise, özgür basın devraldığı bayrağını bırakmadığını belirterek, “Bu ateş hala her yeri, herkesi yakmaya devam ediyor” dedi. Özgür Ülke gazetesinin 247 defa basıldığını söyleyen Günay, “Bu bile aslında başlı başına sansürün, baskının düzeyini gösteriyor. 27 yıldan bu yana büyüyen özgür basın değişmedi ama baskılar da sürdü. Her gün gazetecilerin tutuklandığı, Kürtçenin üzerindeki baskı ve sansür artarak devam ediyor” diye konuştu. Özgür basının yılmadan geleneği sürdürdüğüne değinen Günay, “Gurbetelli’den Musa Anter’e, onlardan aldıkları mirasla yılmadan devam ettiler. O günden bugüne topluma, özgür basına karşı bir savaş katliam ve yıldırma politikası sürüyor” ifadelerini kullandı.

Ülkenin yangın yerine döndüğü bu günde hakikati söylemeye devam ettiklerini kaydeden Günay, “Ersin Yıldız, Ape Musa, Gurbetelli şahsında bütün özgür basın şehitlerini saygıyla anıyorum” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

GERÇEĞİN SESİ

HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir de, özgür Kürt basınının verdiği mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini dile getirdi. “O gün eş zamanlı olarak büroları bombalanarak, büyük bir tehdit aracı olarak kullanıldı” diyen Demir, nedenini ise şu cümlelerle anlattı: “Özgür basın, 1990’lı yıllarda devletin Kürdistan’daki kirli işlerini yansıtıyordu. Dolayısıyla bu kirli deşifreysen basına karşı saldırıyla gerçekleşti. Bugün de bir şey değişmedi ama özgür basının kararlılık ve ısrarla gerçeğin sesi, aracı olmaya devam ettiğini biliyoruz.” Genç basın emekçilerinin de ısrar ve kararlılıkla bu görevi devraldıklarını ifade eden Demir, “Berrak, gerçeği yansıtan görevini büyük bedeller ödeyerek yaptığını biliyoruz. Ardılları, gerçeğin sesi olan genç basın emekçilerini de selamlıyoruz” dedi.

BORCUMUZ VAR

İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, gazetenin avukatlarından biri olduğunu ve 27 yıl boyunca devlet aklının hiç değişmediğini vurguladı. Keskin, devamında şunları kaydetti: “Bu gazete Ape Musa’nın, Ferhat Tepe’nin ve o kadar çok kişinin gazetesi ki, hiçbirinin katili yakalanmadı, cezalandırılmadı. Tansu Çiller’ler hala iktidarın yanında yer alamaya devam ediyor. İfade özgürlüğü önünde çok büyük engeller var. Hiçbir yere de gitmiyoruz çünkü ölülerimize borcumuz var, Ape Musa’ya, Gurbetelli’ye borcumuz var, bu borcumuzu gerekirse hapiste yatarak da öderiz.” Özgür basının biat etmeyeceğinin mesajını veren Keskin, “Biz biat etmiyoruz, bizim özgürlüğümüz bu. Özgür basın biat etmiyor, etmeyecek. Biat etmemek özgürlüktür” dedi. 

‘DÜN GİBİ HATIRLIYORUZ’

DİSK Basın-İş adına konuşan Elif Akgül ise, Geçmişi Kürt ve sosyalist gazetecilerin katledilmelerinden bildiklerini ifade ederek, “Bu hala sürüyor. En son Cizre’de Rohat Aktaş diri diri yakılmıştı. Devlet aklı değişmedi. Kürt basını, özgür basın susmuyor. Baskılar sürse de dayanışma devam edecek” dedi. 

DFG Eş Başkanı Serdar Altan da, konuşmasını Kürtçe yaparak, bombalanmanın üzerinden 27 geçmiş olmasına rağmen hala dün gibi hatırladıklarını ifade etti. 27 yıllın çok uzun bir süre olduğunu, ancak aynı zamanda çok kısa bir zaman dilimi olduğunu ifade eden Altan, “Özgür basın hala olduğu noktada. Her gün burada olmaya devam edeceğiz. Baskılar sürse de gerçekleri dile getirmekten, halka ulaştırmaktan tek adım geri atmayacağız, yazmaya devam edeceğiz” ifadelerinde bulundu.

KARANFİL BIRAKILDI

Açıklamanın ardından bombalanan Özgür Ülke Gazetesi binasının önüne taşınan pankart ve döviz ile karanfiller bırakıldı. 

YILDIZ MEZARI BAŞINDA ANILDI

Grup daha sonra Ersin Yıldız’ı anmak için mezarın bulunduğu Yeşilpınar Mezarlığı’na gitti. 

Mezarlıktaki anma, saygı duruşu ile başladı. Burada konuşan Gazeteci Hüseyin Aykol,  Yıldız’ı unutmadıklarını belirtti. Yıldız’ı anmanın sadece mezarı başına gelip anmak olmadığını, aynı zamanda onun verdiği mücadeleyi sürdürmenin de bir anma olduğunu ifade eden Aykol, “O’nun bıraktığı yerden devam ettik. Onun ardından onlarca ajans, gazete, TV kurduk. Bu gün 4 parçada onlarca basın-yayın kurumu var. Burada hükümet medyası, sayı olarak ilk sayıda olabilir ancak alternatif medya olarak ilk sıradayız. Ve sayı olarak ikinci sırada bulunuyoruz. Öldüren, yok eden devlet aklına karşı rövanşımızı bu şeklide veriyoruz. Halkımızın haber ihtiyacını karşılıyoruz. Bundan  sonra da devam edeceğiz” diye konuştu.

Aykol’un konuşmasının ardından Yıldız’ın mezarına karanfiller bırakıldı.