Diyarbakır’da geçtiğimiz ay sessiz sedasız şekilde görülmeye başlanan bir dava yargılamasının ikinci duruşması 7 Ocak’ta yani dün görüldü. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bu davanın sanıkları arasında kamuoyunun yakından tanıdığı isimler olmasına rağmen, ne yürütülen soruşturma sonucunda ulaşılan bilgi ve belgeler ne de dava duruşmaları haber konusu yapılmadı. 

Geçtiğimiz aylarda görevden alınan Diyarbakır eski İl Milli Eğitim Müdürü Feysel Taşçıer ve Milli Eğitim Personeli H.E.T.’nin müşteki olarak yer aldığı davanın 1 numaralı sanığı Eğitim Bir Sen ile Memur Sen Diyarbakır eski İl Başkanı ve Diyarbakır Öğretmenevi Müdürü Yunus Memiş.

Dava dosyasında Yunus Memiş ile birlikte  İl Milli Eğitim Müdürlüğü eski Yardımcısı Serkan Batur, Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu ile iş insanları Yusuf Vural, Şeyhmus Mete, Nihat Güneş’in de aralarında bulunduğu 26 sanık var.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianameyi kabul eden Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanıklara yönelik “Kamu kurum veya kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak”, “Zimmet”, “Rüşvet almak”, “Görevi kötüye kullanma”, “Kamu görevlisinin resmi ve özel belgede sahteciliği”, “Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydetmek ve yayınlanmak”,  “Malvarlığı değerlerinin gayrimeşru kaynağını gizlemek” ve “Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme” gibi suçlamalar sözkonusu.

İddianamenin bir numaralı sanığı olan Yunus Memiş, uzun yıllar Eğitim Bir Sen ile Memur Sen Diyarbakır İl Başkanlığı yapmış, Hür Dava Partisi ile yakınlığı bilinen bir isim. Memiş, 1 Kasım 2018 tarihinde yenilen genel seçimlerde AKP tarafından Diyarbakır’da 3’üncü sırada milletvekili adayı da gösterilmişti. Ancak partililer tarafından onun yerine yanlışlıkla kendisi ile aynı isim ve soyismi taşıyıp, engelli kontenjanından adaylık başvurusunda bulunan bir yakının dosyası YSK’ye gönderildi. Yanlışlık düzeltilip, evrakları YSK’ye gönderilen Memiş’in başvurusu hukuksal sorunlar nedeniyle reddedilmişti. 

7 AYRI ŞİKAYET GİTTİ

Dava konusu olan olaylar zinciri, Memiş hakkında 2016-2019 yılları arasında Diyarbakır Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ve CİMER’e  yapılan 7  ayrı şikayetle başladı. 

Bunlardan Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne 24 Haziran 2019’da gönderilen bir ihbar dilekçesinde, “Diyarbakır Öğretmen Evi ve Memur-Sen İl Başkanı Yunus Memiş’in görevini kötüye kullanarak birçok gayri resmi işlem yaptığı, özellikle ihalelere müdahale anlamına gelen eylemde bulunduğu, ihalelerin kimlere ve nasıl verileceği ile ilgili talimat verdiği, bunula birlikte ihaleyi kime verecekse karşılığında neler istediği aşikar olduğu” yönünde bilgiler yer aldı. 

Yine Diyarbakır Valiliği’ne isimsiz olarak gönderilen bir ihbar dilekçesinde ise, “Sayın devlet yetkilimiz, Diyarbakır ilimizde Yunus Memiş isimli şahıs Eğitim Bir Sen sendikasının ismini ve nüfuzunu kullanarak, hem AK partiyi hem de ilimizdeki temiz insanları istismar ederek İl Milli Eğitim Müdürlüğünde usulsüz atamalar yaptırarak ve kurucu müdürler atanmakta ve Okullardaki giyim kuşam öğrenci kıyafetleri üzerinden şahsına maddi menfaatler sağlamak amacıyla okul müdürlerine sağlıksız ve pahalı ürünler aldırılmaktadır. Okul müdürleri zorlanmakta zamanlı zamansız kıyafetler değiştirilerek okullarımız ve veliler maddi anlamda külfete girmektedirler. Maalesef İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yunus Memiş isimli şahsa karşı işlem yapamamaktadırlar” denildi.

SES KAYDI İLE HEDEF ALINDI PAYLAŞILDI

Memiş hakkında bu ihbarlarda bulunulurken Doç. Dr. Feysel Taşçıer, 6 Mart 2019 tarihinde İl Mili Eğitim Müdürü olarak kente atandı. Göreve başlamasının üzerinden çok geçmeden kendisine ait olduğu ileri sürülen bir ses kaydı bazı sosyal paylaşım siteleri üzerinden servis edilerek hedef alındı. Bu ses kaydı nedeniyle Taşçıer hakkında “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçundan soruşturma başlatıldı. 

TALÇIER BİLDİKLERİNİ SAVCIYA ANLATTI

Hedef alınan İl Milli Eğitim Müdürü Feysel Taşçıer ve S.D. isimli bir kadın öğretmen 24 Eylül 2019 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek suç duyurusunda bulundu.

İl Milli Eğitim Müdürü Feysel Taşçıer savcılığa verdiği, iddianameye yansıyan ifadesinde, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü görevine atandığı ilk günden itibaren asılsız iftira ve şantajlara maruz kaldığını anlattı. Milli eğitimde alınan kararların dışarı sızdırıldığını belirten Taşçıer, Diyarbakır Eğitim Bir-Sen Sendikası Başkanı ve Öğretmen Evi Müdürü Yunus Memiş, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Serkan Batur, Hani İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili M. Direk, Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüsamettin A. Kocaköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet B., Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Adnan H. ve FETÖ’den açığa alınan milli eğitim çalışanı Ali Konan isimli kişilerin bunu fırsat bilerek Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü üzerinde tahakküm oluşturmaya çalıştığını ifade etti.

Bu kişilerin kendisine kumpas kurup, ses kayıtları üzerinde montaj yaparak kendisini etkileri altına almaya çalıştığını da söyleyen Taşçıer,  buna rağmen bu kişilere boyun eğmediğini kaydetti. Taşçıer, ifadesinin devamında, Yunus Memiş’in Öğretmenevi’nde yapmış olduğu ihalelerde usulsüzlük yaptığı yönünde CİMER üzerinden ihbarlar geldiği,  Memiş hakkında yapılan ihbarları soruşturmak için muhakkik olanak görevlendirilen İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Adnan Hurata bunları kapattığı da belirtti. Bu kişilerin Milli Eğitim, sendika, dernek ve siyasi kanadın gücünü kullanarak Diyarbakır’da korku şantaj tehdit ve sindirme politikası izledikleri, Yunus Memiş’in Milli Eğitim çalışanları olan S.D. ve A.D’yi tehdit ettiğini belirterek,  Memiş ve ismi geçen diğer kişiler hakkında hem kendi adına hem de Milli Eğitim Müdürlüğü Kurumu ile ilgili işledikleri ve işlemeye devam ettikleri suç ve suçlar ile ilgili şikayetçi olduğunu söyledi.

EVLENME VAADİYLE YAKINLIK KURDU

Öğretmen S.D. ise alınan beyanında; İl Milli Eğitim Müdürü Feysel Taşçıer’in ifadesine aynen katıldığını belirterek, Yunus Memiş’in evlenme vadiyle kendisine yakınlık kurduğunu, çalıştığı okula defalarca geldiğini, boşanacağını söyleyerek kendisini oyaladığını dile getirdi. 

PAYLAŞIMLAR SONRASI ÖLDÜRMEKLE TEHDİT ETTİ!

Memiş’in başka bir kadın ile ilişkisini düşünerek ilişkisini bitirdiğini söyleyen S.D., fakat Memiş’in başka bir kadınla ilişkisi olduğuna dair haberler çıkınca bunu kendisinin yaptığını düşünerek arkadaşları vasıtasıyla kendisini, çocuklarını ve annesini öldürmekle tehdit etmesi üzerine son çare olarak aralarında geçen konuşmaların ses kayıtlarını almak zorunda kaldığını belirtti. S.D., ifadesinde Memiş’in bir öğretmen aracılığıyla kendisine “Emrimde en az 300-400 tane adam var, hepsi Memiş, benim bir sözüm ile yapamayacakları şey yok, arkadaşının tırnağını bulamazlar, ona göre davransın” şeklinde mesaj gönderdiğini de savcıya anlattı.

S.D. ayrıca Memiş’in bir kırtasiyenin gizli ortağı olduğunu düşündüğünü, Öğretmenevi’ne alınan malzemeler ile ilgili  olarak anlaşmış olduğu kişilerden kar aldığını duyduğunu da söyledi.

İMZASI TAKLİT EDİLEREK YOLSUZLUK YAPILDI

İl Milli Eğitim Müdürü Taşçıer ve öğretmen S.D.’nin ardından Yunus Memiş’in müdürü olduğu Öğretmenevi’nde 2016 ve 2017 yılları arasında memur olarak görev yapan H.E.T’de savcılığı giderek şikayetçi oldu. H.E.T. verdiği ifadesinde “Öğretmenevinde memur olarak görev yaptığı dönemde öğretmenevine 50-60 bin liralık perde alımı ihalesi yapıldığını, kendisine imza atması istendiği ancak o dönem raporlu olması nedeniyle imza atamadığı, kendisinin imzasını taklit etmek suretiyle başkasına imza attırdıklarını sonrasından öğrendiğini” söyledi.  

Yapılan ihbarlar ve doğrudan yapılan suç duyuruları üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yunus Memiş, İl Mili Eğitim Müdür Yardımcısı Adnan Hurata ve FETÖ’den açığa alınan Öğretmenevi eski çalışanı Ali Konan hakkında 2019/51204 numarası ile “İhaleye fesat karıştırma” suçuyla soruşturma başlattı. 4 ay boyunca yapılan teknik ve fizik takip sonucunda soruşturmaya dahil edilen şüpheli sayısı 40’a kadar yükseldi.

TEHDİTLE TEDAVÜZE UĞRADIĞINI PAYLAŞTI

Soruşturma gizli yürütülmeye devam ederken 6 Aralık 2019 tarihinde “Betül Gülçiçek” adıyla açılan bir Twitter hesabından, Yunus Memiş’le ilgili dikkat çekici paylaşımlarda bulunuldu.

Memiş’in kendisini tecavüzle tehdit ettiği iddia eden hesap kullanıcısı, Memiş ile yapıldığı ileri sürülen Whatsapp yazışmalarını da paylaştı. Gönderilen bu mesajlarda, Memiş’e ait olduğu ileri sürülen “Seni benim elimden kim alacak, eğer o yanlışı yaparsan vallahi billahi seni öldürürüm. Sesimi kaydetmişsin telefona bak buradan bir daha söylüyorum eğer o konuşmalar bir yere sızarsa savcıya giderse yaşatmam seni. Ben elimi bile sürmem ama yapacak çok adam var etrafımda. Savcılıkta çok dostlarım var sana inanacaklarını mı sanıyorsun. Her zaman ki yere gel yarın gelmezsen biliyorsun olacakları” ifadeleri yer aldı.

Kendisi gibi  tacize uğrayan, tehdit edilen başka kadınların da olduğunu dile getiren hesap kullanıcısı, kimliğini açıklaması halinde Yunus Memiş’in kendisini öldüreceğini ifade edip, maruz kaldığı tehditle ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti

GÖREVİNDEN İSTİFA ETTİ

Tehdit ve tecavüz iddiasıyla gündeme oturan Yunus Memiş, bu paylaşımla sonrası sağlık sorunlarını gerekçe göstererek görevlerinden istifa etti. 

Başsavcılıkla yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında kentte 7 Şubat 2020 günü yapılan operasyonlarda aralarında Yunus Memiş’in de bulunduğu şüpheliler gözaltına alındı. Emniyette sorgulanan şüpheliler ifadeleri alındıktan sonra adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakıldı. Milli Eğitim Bakanlığı, operasyonda gözaltına alınıp bırakılan, aralarında Öğretmenevi Müdürü Yunus Memiş ile İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Serkan Batur’un da bulunduğu 19 personeli açığa alıp, haklarında ayrıca işlem başlattı.

Şüpheliler hakkında yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede ortaya dökülen ilişkiler ağı, iktidara yakın yada sırtını iktidara dayamış çevrelerin din, vatan ve bayrak söylemleri arkasında karıştığı usulsüzlük, rüşvet ve yolsuzluğu gözler önüne serdi.