Meclis’te Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesi görüşüldü. Bakan Hakan Fidan da görüşmeye katıldı. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HADEP) Amed Milletvekili Berdan Öztürk, bütçe görüşmesinde konuştu.
‘KÜRT DÜŞMANLIĞI’
Öztürk, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yaşanan sorunların teminde Kürt sorununun olduğunu belirtti. Sorunun büyümesinde Dışişleri Bakanlığı’nın da etkisinin olduğunu dile getiren Öztürk, “Kürt sorununun barışçıl çözümüne yanaşmamak, askeri yöntemlerle inkar etme durumu bakanlığınızın asıl hedeflerinde sapmaya neden olmaktadır. Özellikle son 10 yıldır bakanlığın izlediği ve izlemeye devam ettiği dış politika, biraz önce bahsettiğim çerçevenin dışına çoktan çıkmış durumda. Bugün Dışişleri Bakanlığı, tamamıyla Kürt karşıtlığı, Kürt düşmanlığı üzerinden faaliyetlerini yürütmektedir. Bu karşıtlık istisna değil. Artık bakanlığın süreklileşen bir politikasına dönüşmüştür” dedi.
KUZEY VE DOĞU SURİYE’YE DÖNÜK SALDIRILAR
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara değinen Öztürk, yapılan saldırıların nedeninin de Kürtler olduğunu söyledi. Öztürk, “Elbette Kürtlere karşı yürütülen bu savaşta askeri yöntemler kullanılmıyor; uluslararası hukukta veya savaş hukukunda yasaklanan yöntemler de devreye konulmuş durumdadır. İnsansız hava araçlarıyla sivilleri ve siyasetçileri hedef alma, Kürtlerin suya erişimini bilinçli ve sistematik olarak engelleme, zorla yerinden etme, Kürtlerin coğrafyasında ekolojik tahribata sebebiyet verme, alenen ve açık bir şekilde sivil altyapı ve üst yapıları vurma gibi çok sayıda örnek verilebilir” diye konuştu.
‘İŞGAL EDİYORSUNUZ’
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef alan sözlerini hatırlatan Öztürk, “Filistin’de veya dünyanın başka bir yerinde ‘kabul edilemez’ gördüğünüz uygulamalar, Irak Kürdistanı’nda veya Kuzey ve Doğu Suriye’de ‘meşru’ olarak görülüyorsa bunun tek bir açıklaması vardır. O da bu hükümetin ve bakanlığın Irak ve Suriye politikalarınin Kürt düşmanlığı üzerine kurulu olduğudur. Kürt düşmanlığı tanımımız nedir diye sorarsanız ona da açıklık getireyim; birisinin toprağını işgal ediyorsunuz, işgal etmekle kalmayıp evine el koyuyorsunuz, yıkıyorsunuz, dışarı atıyorsunuz sonra başkasını getirip oraya koyuyorsunuz. Buna da bir terim buluyorsunuz, yerleşimci diyorsunuz. Bunun adı hırsızlıktır” ifadelerini kullandı.