Van'ın Erciş ilçesinde 9 Ekim 2011 tarihinde görücü usulü ile Alim Yıldız (27) ile evlenen Sevda Kaya, 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen depremden iki hafta sonra bilinmeyen bir nedenden dolayı oturduğu evde başından silahla vurulmuş bir halde ölü bulundu. Henüz 28 günlük gelin olan ve yaşanan depremden sağ olarak kurtulan Kaya'nın "neden ve kim?" tarafından öldürüldüğüne ilişkin 2 yıldır bir sonuca ulaşılmadı. Cinayetin işlendiği sırada Kaya'nın eşi Alim Yıldız ve aile bireylerinin avuç içlerinde ve ellerinde barut izine rastlanmasına rağmen halen failin ortaya çıkmaması Kaya ailesinin tepkisine neden oluyor. Kaya'nın ailesi, "Mahkeme salonlarında yaşanan her olumsuz sonuç, yaramızı tekrar kanatıyor ve acımızı yeniliyor. Ortada o kadar delil olmasına rağmen katillerin her gün ortalıkta dolaşmasına anlam veremiyoruz" diyor.
'Kızım için adalet işlemiyor'
Ortada şahitlerin ve ciddi delillerin olmasına rağmen halen katilin bulunmamasına anlam veremediğini söyleyen Sevda Kaya'nın babası Abdülkerim Kaya, "Ortada ne adalet var ne de yasa. Kim ne derse desin. Kızımın katili kayın babası Abdulcabbar Yıldız'dır. Bunu savcı da biliyor polis de biliyor. Kızımın vurulduğu esnada aile bireylerin tümü oradaydı. Hiç biri bilmiyor mu kimin kızımı vurduğunu? Devlet isterse kızımın katilini bir gün içinde bulur. Bizim sahibimiz ve gücümüz olmadığı için kızımın katili ortaya çıkarılmıyor. Amerika'dan gelen turist Sarai Sierra'nın katilini ortada hiçbir delil yokken kısa sürede bulan devlet, onca delile rağmen kızımın katilini neden bulamıyor. Bizim de arkamızda Amerika ya da bürokrasi olsaydı ilk günde kızımın katili ortaya çıkardı. Kızım, Siera gibi turistliğe çıkarken öldürülseydi, diyecektim dağın başında ya da ormanda öldürülmüş devlet nasıl bulsun? Kızım aile içinde öldürülmüş ve herkesin elinde barut izi var. Bir cinayetin aydınlanması için daha ne olması gerek? Katilin gelip 'Ben yaptım' demelerini bekliyorlarsa bu da mümkün değil" şeklinde konuştu.
'Her duruşma acımı yeniliyor'
Kızının suçsuz ve günahsız yere öldürüldüğünü dile getiren Kaya'nın annesi Şahide Kaya ise, mahkemeye her gittiğinde kızının "katillerini" karşısında gördüğünü belirterek, girdikleri her duruşmada katilin kendileriymiş gibi yalan beyanlarda bulunulduğunu ve bu şekilde acılarının daha da derinleştiğini dile getirdi. "Kim evladına kıyabilir, kim evladını öldürebilir?" diye soran anne Kaya, "Duruşmalarda hakimin mahkemeyi ileri ki tarihlere ertelemesi kızımın kanlı bedenini gözlerimin önüne getiriyor. Yeter artık bize işkence etmesinler, ortada deliller var, şahitler var. Neden kızımın katili halen gözlerimizin önünde dolaşıyor? Yargı ve adalete güveni katillerin cezalarını çekmelerini için bize daha fazla işkence etmesin" diye konuştu.
Yaşanan cinayetler toplumsal sorunlardır
Van'ın Erciş, Muradiye ve Çaldıranda son zamanlarda kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin arttığına dikkat çeken Kadınları Yaşama Katma Derneği Başkanı Meftun Altun, yargının bu tür davalarda geç karar vermesi nedeniyle şiddet zihniyetine sahip erkeklere cesaret verdiğini dile getirdi. Kaya ve Kaya gibi katledilen kadınların faillerinin ya da katil eşlerin geç cezalandırılması ve uzun yıllar sonra verilen cezaların katil adayları üzerinde caydırıcıcı olmadığı vurgusunu yapan Altun, "Kaya'nın katil ya da katilleri devletçe bulunamayacak bir gizemde değil. Yetkililer gayret sarf ederlerse inanıyorum kolaylıkla bulunacaklardır. Ama ne hikmetse iki yıldır Sevda Kaya'yı öldüren ya da öldürenler ortalıkta dolaşıyor. Bu tür cinayetlerin olmaması konusunda toplum olarak da üzerimize ciddi görevler düşüyor. Örneğin öldürülen bir kadının eşi zan altındaysa, henüz mahkemece aklanmamış ise, evlenmesine asla müsaade etmememiz gerekir. Ancak bu şekilde kadına yönelik cinayetlerin önüne geçebiliriz" dedi.
'Devlet kadın durumunun iyileştirilmesi açısında hiçbir adım atmamıştır'
Toplumdaki kadın cinayetlerinin yargı boyutu konusunda konuşan Sosyolog Eyyüp Altun ise, "Başlık parasının devam ettiği, kadınların kan karşılığında bedel olarak karşı tarafa sunulduğu, mirastan men edildiği, erkekliğin kışkırtılıp kadınlığının bastırıldığı ve feodal değer yargıları üzerinden muameleye maruz kaldığı bir toplumda kadın cinayetleri maalesef devam edecektir. Devlet, Cumhuriyetin ilk yıllarında çıkardığı yasalar dışında kadının durumunu iyileştirme adına hiçbir adım atmamıştır. Feodal yapı özellikle bölgemizde bütün kurumlarıyla varlığını sürdürmektedir. Sorun çok daha kapsamlı bir şekilde ele alınmalı ve topyekun bir mücadele ruhuyla soruna çare aranmalıdır. Aksi takdirde Sevda Kaya cinayeti ne ilk ne de son olacaktır" diye konuştu.
'Delileri zorla yargı makamına veriyoruz'
Sevda Kaya'nın Avukatı Müjde Tozbey Erdem de, Kaya cinayetinin aydınlanması ve katilin açığa çıkarak yargılanması konusunda elde ettikleri delilleri yargı makamına sunduklarını ve bu delillerin dosyaya alınması konusunda ciddi bir mücadele sarf ettiklerini aktardı. 2 yıldır Kaya'nın katilinin ortalıkta gezdiğine ve halen tutuklanmadığına dikkat çeken Erdem "Dava dosyasında Sevda Kaya'yı öldürdüklerine dair, Sevda'nın eşinin, kayın pederinin el içinde barut artıkları olmasına rağmen, Yıldız ailesi hayatın olağan akışına aykırı, yargı makamına karşı açık bir şekilde yalan beyanda bulunmaktadır. Sevdanın yatak odasında, ev içinden biri tarafından öldürüldüğüne dair deliller de var. Bahçe dışında, silah sesini duyan tanıklar açık bir şekilde beyanda bulunuyor. Cinayetin işlendiğine yönelik elde edilen onlarca delile rağmen tutuklama gerçekleşmemiştir" dedi.
Kaya'nın katil zanlılarının eşi ve kayınpederi olduğu yönünde güçlü delillerin olduğunu dile getiren Erdem, "Sevda'nın eşi ve kayın babası halen dışarıda hiç bir şey olmamış gibi dolaşmaktadır. Tarafımızca dava aşamasında gerçekleştirilen mücadele ile tanıklarımız dinlenmiş, talep ettiğimiz raporlar alınmıştır. Ancak her hangi bir cinayet davasında mahkeme tarafından mutlaka toplanması gereken deliller tarafımızca kavga edilerek, mücadele edilerek toplatılabilmiştir. Sevda'nın öldürülmesini kovuşturan mahkeme dahi, Sevda'nın öldürülmesini ciddiye almamakta, sanki bizler öldürmüşüz gibi bizden savunma istemekte, bizden mücadele etmemizi beklemektedir. Oysaki tersi olmalıydı. Yani mahkeme tarafından, Sevda'nın öldürülmesi araştırılırken, bizim işimizin kolaylaştırılması, bizlerin yapması gereken araştırmanın mahkeme tarafından araştırılması, tutuklamanın tedbir olarak yapılması gerekmekteydi" diye konuştu.