Türkiye'nin Federe Kürdistan Bölgesi'ne yönelik 23 Nisan'da başlattığı operasyona paralel olarak Şengal ve Mahmur Mülteci Kampı'na yönelik saldırıları da devam ediyor. 

Türkiye'ye savaş uçaklarıyla 16 Ağustos'ta Şengal'de eski çarşıya yönelik saldırısında Şengal Savunma Birlikleri (Yekîneyên Berxwedana Şengalê-YBŞ) komutanlarından Seit Hesen ve yeğeni İsa Xwedêda yaşamını yitirdi. 17 Ağustos 2021'de Şengal Sikêniye Sağlıkevi bombaladı. Bu saldırıda da 4 sağlık çalışanı ve 4 YBŞ üyesi hayatını kaybetti. 7 Aralık'ta Şengal’in Xanesor ilçesine yapılan saldırıda ise Şengal Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Merwan Bedel yaşamını yitirdi araçta bulunan 2 çocuğu da yaralandı. 11 Aralık'ta savaş uçaklarıyla yapılan son saldırıda Xanesor Halk Meclisi bombalandı. Şans eseri binada kimse bulunmadığı için can kaybı yaşanmadı.

Şengal’de ki gelişmeleri takip eden gazeteci İbrahim Êzidî, yaşanan saldırıları Mezopotamya Ajansı'na değerlendirdi. 

HALK ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE SALDIRI

Saldırılarda Êzidî örgütlülüğün hedef alındığını belirten gazeteci Êzidî, "Şengal Özerk Meclisi'nin 4'üncü Kongresini gerçekleştirmesinden sonra Şengal üzerindeki saldırılar arttı ve saldırı yöntemleri de değişti. Türk devletinin Êzidî düşmanlığı bu atılan son adımlarla daha da arttı. Fermanın yıl dönümünde Şengal’e yönelik saldırıda Seît Hesen yaşamını yitirdi. Son olarak Êzidîlerin örgütlenmesini engellemek ve bunun önüne geçmek için Merwan Bedel’e dönük bir saldırı oldu. Hemen sonrasında Xanesor’da Halk Meclisi bombalandı. Bu saldırılarla süreç bir kez daha değiştirildi. Bu saldırılarla şu çok net anlaşıldı ki; halk nerede örgütlüyse Türkiye oraya saldıracak. Türk devleti ayrım yapmaksızın Êzidî iradesini hedef alıyor. Halk Meclisi binasında kimsenin olmadığı bir zamanda saldırı yapıldı. Buradan da anlaşıldı ki hedef kişi değil, Êzidîler'di” dedi. 

NATO DESTEĞİ

KDP tarafından tespit edilen kişilerin Türkiye’ye aktarılarak hedef gösterildiğine dikkati çeken Êzidî, "Merwan Bedel, Êzidî orucunun ilk gününde şehit edildi. Türk devleti bununla 'Ben sizin din düşmanınızım' demek istiyor. Bu yüzden en mübarek günde saldırı yaptı. Herkesten daha fazla biz Êzidîler Türk devletini tanıyoruz. Türk devletinin gerçeğini herkesten çok biz biliyoruz. Gerçekleştirdikleri her saldırıda  bir mesaj veriyorlar. Merwan Bedel'e yapılan saldırıyla Êzidîlere düşmanlığı bir kez daha anlaşıldı. IŞİD tarafından bitirilmediğimiz için şuanda savaş uçaklarıyla saldırıyorlar. Türkiye'nin bu saldırıları tek başına gerçekleştirmediğini biliyoruz. NATO silah desteği sağlamasaydı bugün bizler bunu yaşıyor olmazdık" diye konuştu.

MİT'İN ULAŞAMADIĞI YERLERE KDP GİRİYOR

Koalisyonun Şengal’de ki hava sahasını Türkiye’ye açtığını ve saldırıların da bu nedenle yaşandığını söyleyen Êzidî, "Bunun uluslararası bir plan olarak üzerimizde yürütüldüğünü biliyoruz. Bu planla Êzidîleri yok etmek isteyen ve buna karşı çıkmayan taraflardan biri de KDP'dir. Şengal’de Türkiye'ye ajanlık yapmak için birkaç kuruşla satın aldıkları insanlar var. Bu kişiler Şengal’de ajan olarak hareket ediyorlar. KDP’nin bu planı, yeni değil. Bu plan halkın Şengal’e dönüşünün başladığı andan itibaren başladı. Buraya bazı aileler özel olarak seçilerek ajanlık yapmaları için Şengal’e gönderildi. Şengal’de MİT'in görevini KDP yürütüyor. MİT’in ulaşamadığı yerlere KDP giriyor" diye belirtti. 

AJANLIK DAYATMASI

Gazeteci Êzidî, KDP’nin baskı ve tehditleri nedeniyle birçok  ailenin ülkeyi terk ederek kaçtığını kaydederek, şu bilgileri verdi:“KDP güçleri Êzidîleri gözaltına aldığında onları ajanlık yapmakla tehdit ediyor. KDP güçleri, bu kişilerin Êzidîlerin öncüleri ve Özerk yönetimde yer alan kişilerden haberdar olmak için yurttaşları ajan olması için tehdit ediyor. Bu kişiler kabul ettiğinde ise KDP’ye bilgi veriyor ve bu bilgi KDP’ye ulaştığı gibi MİT’e gidiyor. Bu bilgiler öylesine verdiğimiz bilgiler değil. KDP’nin yayın kuruluşları ve organlarında geçimlerini sağlamak için yer alan Êzidî gazeteciler, KDP tarafından ajanlık dayatmasından bulunulduğu için birçok gazeteci istifa etti. Ancak bir çok kişi de  bu tehditlerden dolayı mesleğini bırakıp ülkeyi terk etti. DAİŞ'in Şengal’e saldırdığı dönemde bir çok ailenin telefon numaraları MİT ve KDP’nin eline geçti. Ama ne yazık ki Irak ve Birleşmiş Milletler (BM) buna karşı sessiz. Şuana kadar bu uygulamalar ve saldırılara ilişkin herhangi bir soruşturma başlatılmadı. Şengal’e saldırı olduğunda ise Irak güçleri, Şengal’de gerginlik yaratarak YBŞ’nin kontrolündeki bölgelere girmek istiyor.” 

‘KİMSE KOLAY KOLAY SALDIRAMAZ’

Êzidîlerin her saldırıya karşı hazırlıklı olduğunu söyleyen Êzidî devamla şunları aktardı: "Bu saldırılar Şengal’e  zarar veremez. Yine son günlerde DAİŞ'in Maxmur ve Kerkük'te ki hareketliliği arttı. Ama maalesef görüldüğü gibi peşmerge DAİŞ'e karşı direnemiyor. DAİŞ'in, Şengal planı başarısız oldu. YBŞ, YJŞ ve Asayiş Güçleri sayesinde Şengal’e kimse kolay kolay ne girebilir ne de saldırabilir. Türkiye de bu sebeple IŞİD yerine Êzidîlere saldırıyor. İrade sahibi olan Êzidîlerin ise her türlü saldırıya karşı hazırlığı var. Bu hazırlık Êzidîlerin örgütlü bir ideolojiye sahip olduğunun kanıtıdır. Bir toplum güçlü bir ideolojiye sahip olduğunda ve bu ideolojiye göre kendini eğittiğinde, 'Hazır değiliz' sözü artık o kişiye ve topluma ait değildir. Artık tüm Êzidî kurumlarında ideolojinin örgütlendiğini görüyoruz.” 

MA / Zeynep Durgut