Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Meclis Genel Kurulu’nda 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmelerinde konuştu.
Baş, bütçeden razı olmadıklarını belirterek, “Çünkü önerdiğiniz şey; Sarayın bir dakikada harcadığı parayla işçiler bir ay yaşasın diyorsunuz. İşte bunu reddediyoruz İnsanların sizin yüzünüzden mesleklerini yapamayıp sokakta simit satmaya çalıştığı, açlıktan sokakta bayıldığı, her gün yeni bir geçim sıkıntısı intiharıyla karşı karşıya kalmaya ‘fıtrat’ demeyi reddediyoruz. 84 bin çocuğun anne olduğu, kadına şiddetin her gün arttığı kadın cinayetlerinin önlenemediği bir dönemde sırf Cumhurbaşkanının eşi, çocukları katılacak diye bir toplantıya bakanlık bütçesinden 1 milyon 163 bin harcanmasını reddediyoruz. Bu savaşa, yıkıma, ranta ayrılmış, Cumhurbaşkanlığından gelen bütçenin tek bir kaleminin bile sorgulanmadığı bütçeden razı değiliz” dedi.
‘HALKIN İSYANINDAN HİÇ Mİ KORKMUYORSUNUZ?’
Baş konuşmasının devamında şu soruları yöneltti: “Biz burada bütçe tartışırken memleketin haline bakınca vicdanınız rahat mı? Her 5 çocuktan birinin çalışmak zorunda olduğu bir ülkede, yandaşlara kepçeyle verirken halkınızdan bir yudumu esirgemekten korkmuyor musunuz? Siz halkın isyanından hiç mi korkmuyorsunuz? Bakın açık söyleyelim; Bu bütçe vicdanınız sızlamıyorsa bile bilin ki başınız çok ağrıyacak. Efendiler, Halkın damarına çok bastınız, bu iş sizi rahat uyutmayacak.”
‘KAÇAK SARAYI UTANÇ MÜZESİ YAPACAĞIZ’
Bütçeyi yapanların ve onaylayanların gözlerinin paradan başkasını görmediğini belirten Baş, “İtibar düşkünü, mal mülk düşkünü, para pul düşkünü olmuşsunuz. Bu sizin için bir saplantı olmuş. Sizin saplantınız varsa bizim de sevdamız var: memlekete, insana, doğaya, adalete, özgürlüğe sevdalıyız. Kuracağımız düzende, tek bir kadın sokakta endişeyle dolaşmayacak. Gazeteci, aydın, sanatçı, akademisyen özgürce üretmekten korkmayacak. Hiç merak etmeyin kaynağı da bulacağız. ‘Babalar gibi satarız’ diye peşkeş çektiğiniz halkın değerlerini, kamu varlıklarımızı, işletmelerimizi tek tek geri alacağız. Bir yanda Saray, bir yanda gecekondu düzeni son bulacak. Parası olan Bilal bedelli askerlik yaparken, parasız Mehmet can vermeyecek. Ankara Garı'na Veysel Atılgan, Sivas vilayet binasına Metin Altıok adını vereceğiz .Sağlık Bakanlığı binasının adını Türkan Saylan. Diyarbakır Jandarma Karakolu'nun yerine Ape Musa Kültür Merkezi kuracağız. Şişli Meydanı'nın adını Hrant Dink, Milli Kütüphane'nin adı Uğur Mumcu olacak. Taksim Meydanı'nın adını Özgürlük Meydanı yapacağız Kaçak Saray’ı merak etmeyin yıkmayacağız. Halkın parasıyla yaptığınız Kaçak Saray, halk sizi unutmasın diye utanç müzesi olacak. Bin odanın her birinde işlediğiniz suçları hatırlatacağız” şeklinde konuştu.
‘YA SÖMÜRÜ SÜRECEK, YA SALTANAT SONA ERECEK’
Baş son olarak, “Son olarak bu bütçeye emeği geçen tüm Saray eşrafına ve AKP’li vekillere teşekkür ediyorum. Kapitalizm denilen insanın insanı sömürmesi üzerine kurulu düzeninin ne olduğunu güzelce gösterdiniz. Bu bütçe ile halkın önünde sadece ve sadece iki seçenek olduğunu gösterdiniz. Ya AKP yönetecek Saray, savaş, sömürü sürecek ya da halk örgütlenecek ve bu saltanat düzeni sona erecek” dedi.