Van kent merkezinde yer alan ve “Köylü Pazarı” olarak da bilinen Küçük Cami Sokağı’na yıllardır adım atıldığında sokağı dolduran kalabalığın gürültüsü arasında kulakları iki ses çalınır. Köylü pazarındaki tezgahtar çocukların sesi ve Ahmet Kaya'nın tınıları...
"O mahur beste", "Gururla bakıyorum dünyaya", "Bahtiyar", "Kadınlar dağlara" ve diğerleri. Yıllardır o sokaktan Ahmet Kaya'nın sesi hiç susmadı. Sabah açılan dükkan kepenklerinin kapanmasına kadar sokağın sesine Kaya’nın şarkıları eşlik ediyor. Öyle ki yılın 365 günü sadece Ahmet Kaya şarkıları duyulur o sokaktan. Öyle ki esnaflar çalınan şarkıların sırasını bile ezberlemiş. İlk başlarda kimi zaman esnaflar, ‘arada başka bir şey de çal’ dese de ne şarkı listesini değiştirmiş Ramazan Kurt ne de Ahmet Kaya'nın sesini sokaktan.
'SABAH İLK İŞİM AHMET KAYA'NIN SESİNİ SOKAĞA DİNLETMEK'
Ramazan Kurt ve sokakta tezgah açan kardeşleri tam bir Ahmet Kaya hayranı. Bu hayranlık sıradan bir hayranlık değil. Tezgahının başında günün 12 saati dinlediği Ahmet Kaya şarkılarını eve giderken arabasında, evinde de dinlemeyi sürdürüyor.
“Ahmet Kaya yaşarken anlaşılmadı ben de belki böyle anlaşılır diye düşünüyorum" diyen Kurt, ona duyduğu hayranlığı şu sözlerle dile getiriyor: "Bizim dükkanda yıllardır dinlenen tek sanatçı Ahmet Kaya'dır. Sabah dükkanı ilk açtığımda ilk işim Ahmet Kaya'nın sesini sokağa dinletmek oluyor. Zaten bu liste akşam dükkanı kapatana kadar devam ediyor. Ben kendimi bildim bileli zaten Ahmet Kaya dinliyorum. Ahmet Kaya'yı herkes çok sever. Kürt, Türk kim olursa olsun herkes onu seviyor. Hatta her kesim tarafından dinlenen neredeyse tek sanatçı. Ahmet Kaya'nın şarkılarının tümü hatta konserlerde, evde, yada özel olarak söylediği tüm şarkıları var bende. Yılın 365 günü bu liste dönüyor."
'ESNAFLAR DA ARTIK ALIŞTI'
O hayranlığını bu sözlerle dile getirirken, sokaktaki esnafların sürekli aynı şarkıları dinlemeyi nasıl karşıladığını merak ediyoruz. Yönelttiğimiz bu soruya yanıtı; "İlk zamanlarda çevrem hep aynı şarkıları açtığım için kızıyorlardı ama şimdi hepsi alıştı. Ahmet Kaya’nın bir farkı var. Çünkü insan onu dinledikçe dinleyesi geliyor. Sokaktaki esnaflara o kadar Ahmet Kaya'yı dinlettim ki bazen sabah geldiklerinde 'Ben gece rüyamda Ahmet Kaya’yı gördüm' diyor. Yani biz de insanlar rahatsız olmasın diye sesi çok fazla açmıyoruz. Çevrem de bu durumu artık alıştı diyebilirim. Ahmet Kaya evrensenl bir insan. Benim Ahmet Kaya’yı tanıma süreci kardeşim sayesinde oldu. Kardeşim çok severdi Ahmet Kaya'yı. Sonra ağabeyimi kaybettik. Ben ondan sonra Ahmet Kaya'yı hiç ara vermeden dinlemeye devam ettim. Bu muazzam adam dinlenmez mi? Ülkesini bu kadar seven ve barış isteyen bir insan sevilmez mi? Ahmet Kaya ölene kadar da halkların kardeşliğini savundu ve onun için mücadele etti. Bunu yapan bir insan elbette çok sevilir" oluyor.
'ONUN SESİNDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'
"Bu ülke Ahmet Kaya'ya çok büyük bir haksızlık etti" diyen Kurt, ekliyor: "Ahmet Kaya’ya ödül gecesinde çatal fırlatıldı. Ama iş işten geçtikten sonra herkes hatasını öğrendi. Ahmet Kaya o gece asla yanlış bir şey demedi. 'Ben Kürdüm' demek nasıl hata yada yanlış olabilir ki? O gece salonda bulunan Kürt sanatçıların çoğu da bu haksızlığa karşı çıkmadılar. Ben şimdi onları mı Ahmet Kaya'yı mı dinleyeyim? Ahmet Kaya bu ülkeyi terk edip gitmesine rağmen asla unutulmadı. Ahmet Kaya hep 'ben vatanımdan uzakta bir zindandayım. Ülkemi, insanımı çok seviyorum' diyordu. Onun sesinden asla vazgeçmeyeceğiz ve unutmayacağız."
Ahmet Kaya’ya olan hayranlığının haksızlıklara karşı çıkışından geldiğini dile getiren Kurt, yine bu yüzdendir ki “Ahmet Kaya'yı sevmeyen var mı ki?” diye soruyor.
Kurt, “Haksızlık kimden gelirse gelsin ne şekilde olursa olsun asla kabul etmedi ve bu durumlara müziğiyle de isyan etti. Ahmet Kaya hayatını kaybettikten sonra tüm ülke çok üzüldü. Ama o yaşarken kıymetini bilemedik. Değerini bilmedikten sonra elimizden gittikten sonra bir anlam ifade etmiyor. Ahmet Kaya gitti ama bu kadar zor zamanlarda onun gibi yaşadıklarımızı dile getirebilecek sanatçı yok" diyor.
MA / Adnan Bilen
