Wan’da 2011 yılında yaşanan depremde ağır hasar gören eski İl Emniyet Müdürlüğü binası, yıkılmasının ardından 2016 yılında belediye meclisi kararıyla park alanına çevrildi. 5 bin 818 metrekarelik alan, 2019 yılında onaylanan İmar Planı ile yeniden resmi kurum alanı ilan edildi. 2021 yılında onaylanan Wan Büyükşehir Belediyesi İmar Planı’nda, camii olarak işlendi. Van Emniyet Müdürlüğü karar itiraz etse de, söz konusu alanla ilgili karar onaylandı. Kayyım yönetimindeki Wan Büyükşehir Belediyesi ise, 2021 yılında alanı Diyanet Vakfı’na devretti. 

Diyanet Vakfı, 2 kilometre karelik çevrede 4 cami bulunmasına rağmen alanda cami yapılmasına karar verdi. Alanda cami yapımı için temel kazı işlemlerinin başlamasına tepki gösteren kentteki sivil toplum örgütleri, söz konusu alanın park yapılması gerektiğine işaret etti. 

İMO: KENTİN İHTİYACI YEŞİL ALAN 

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Wan Şubesi Başkanı Mihail Atik, kentin en önemli arterlerinden biri olan İpekyolu Caddesi üzerinde bulunan parselde ‘Dini Tesis Projesi’nin uygun olmadığını belirterek, kentin yeşil alana ihtiyacı olduğunu söyledi. 

KAYYIM PARK ALANINI DEVRETTİ

2011 depreminin ardından kentte rantın başladığını ifade eden Atik, “O dönem zarar gören, yıkılan binalarda imar uygulama düzenine gidildi. Alan, daha önce resmi kurum yeriydi. Depremde zarar gördü ve yıkıldı. 2013 yılında uygulama imar planında resmi kurum olarak duruyordu. 2016 yılında onaylı imar uygulama planında büyükşehir belediyesi orayı park olarak onayladı. O şekilde kaldı ve olması gerekende buydu. Ama parka dair hiçbir planlama yapılmadı. Enkaz kaldırıldı ve boş bir arazi olarak kaldı. Çünkü o arazi üzerinde tartışmalar devam ediyor ve birileri orası için taleplerde bulunuyordu. Rantçıların gözlerini en çok kamaştıran bir lokasyondaydı. Orası park olarak geçiyordu ve bizlerin de beklentisi o yöndeydi. Belediye imkânları el verince peyzaj düzenlemeleri yapılacaktı. Ama 2019 yılında büyükşehir onaylı imar planı orayı yeniden resmi kurum olarak tescilledi. O dönem kayyım vardı ve bu yönteme başvurdu” dedi. 

KENTTE YEŞİL VE AÇIK ALAN YOK 

Söz konusu alana dair kamuoyuna farklı açıklamaların yapıldığını ancak gelinen aşamada cami temeli atıldığını dile getiren Atik, şunları söyledi: “Deprem kentlerinde yeşil alan ve açık alanların çok olması gerekiyor ki olası bir depremde insanların rahatça ulaşabileceği yerler olsun. Ancak bu tür mekânlara ulaşıp, krizi ve kaosu atlatabilirler. Fakat bunlara dair bir çalışma yapılmadı. Nihayetinde 2021 yılında tekrardan onaylı imar planında arsanın vasfı değiştirilerek, cami olarak tescillendi ve Diyanet’e devredildi” diyerek tepki gösterdi.

AYNI KONUMDA CAMİLER MEVCUT 

Alana müdahale edildiğini kaydeden Atik, “Yapılmak istenen cami, çevrenin ihtiyacı olan bir şey değil. Aynı konumda hali hazırda camiler mevcut. Bu camiler böyle doldurulmazken, boş kalırken, yeni bir cami yapılmasının hiçbir akılı ve mantıklı yanı yoktu” şeklinde konuştu.

‘RANT VE PROPAGANDA PROJESİ’ 

Arsanın karayolu güzergâhında olduğunu, ulaşım problemini hat safhaya çıkartacak bir yerde cami yapılmasının uygun olmayacağının altını çizen Atik, “Orası şehir girişidir. Aynı zamanda Tuşba Belediyesi’nin yaptığı AVM projesi de o bölgededir. Bu iki şey aynı yere yapılınca, ulaşım problemi ve krizi de iyice ağırlaştıracaktır. Altyapı problemi bu kadar acil iken, oraya bir öyle bir yapı yapılması kabul edilemez. Buraya cami yapılmasının bir diğer nedeni ise, yerel seçimlerin yaklaşmasıdır. Halkın dini duygularını istismar etmeye yönelik bir çalışmanın ürünüdür. Yapacakları bu cami, şehir trafiğini kilitleyecek ve büyük bir sorun oluşturacaktır. Zaten bölgede birçok cami bulunuyor, o camilerin yarısı dolmuyor, boş kalıyor. Bunların yaptıkları tamamen bir propagandadır, ranttır, başka tanımlaması yoktur” diye konuştu. 

‘BÖLGEDEN FAY HATTI GEÇİYOR’

Aynı bölgede fay hattının geçtiğine dikkat çeken Atik, “Bu fay hatları günü geldiğinde kırılacak ve bir deprem yaşanacaktır. Deprem olduğu zaman insanlar, güvenli bir yer bulamayacaktır. Bütün bunları göz ardı edip, seçimi, rantı göz önüne alıp, böyle bir çalışma yapılması, en iyi tabirle halktan ve kentten ne kadar kopuk olduklarını gösteriyor” dedi.