Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Wan Gençlik Meclisi İstanbul’da dün Gençlik Meclisi Sözcüsü Edanur İbrahimoğlu’na yönelik gerçekleşen polis işkencesini protesto etti. HDP İl binası önünde düzenlenen açıklamada Edanur’un polislerce işkenceye maruz kaldığı fotoğrafları ile “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” yazılı pankartı taşındı. Açıklamaya Tevgera Jinên Azad (TJA), kentte bulunan sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra birçok genç katıldı. Açıklamayı HEDEP Wan Gençlik Meclisi üyesi Harun Cavğun okudu.

‘İşkence, gözaltı yöntemi korkularındandır’

Van Gölü’nde boğulma ihbarına giden ekipler 2 cansız beden buldu Van Gölü’nde boğulma ihbarına giden ekipler 2 cansız beden buldu

AKP-MHP iktiranın baskı politikalarına karşı Kürt halkının tarihsel olarak direndiğini vurgulayan Harun, “Kürt çizgisine karşı Şêx Saidlerden, Agit İpeklere uygulaya geldiği cenaze kaçırma, yas hakkını engelleme ve direniş hafızasına saldırı politikalarını devam ettirmektedir. Dün, bu saldırı politikalarını protesto etmek için ANYAKAYDER önünde barış annelerimiz ile birlikte gerçekleştireceğimiz basın açıklamasına polisler işkence yöntemleri ile saldırı gerçekleştirdi. Eşsözcümüz Edanur İbrahimoğlu gözaltı öncesi ve sonrasında işkenceye maruz kaldı. Gençlik Meclisi Eşsözcüsü hem genç, hem kadın kimliği nedeniyle hedef gözetilerek işkence ile gözaltına alındı. Yine birçok arkadaşımız, barış annemiz ve cenazesi kutu içerisinde teslim edilen Yılmaz Uzun’un babası İbrahim Uzun da işkence ve kötü muamele ile gözaltına alındı. Demokratik siyasetimiz karşısında işkence yöntemleriyle karşılık verilmesi korkaklığın göstergesidir” dedi.

‘İşkenceye boyun eğmeyeceğiz’

Harun, “Faşist zihniyetin demokratik protesto hakkımızı engelleme ve sokakları işkence alanlarına çevirme çabası beyhude bir çabadır. Dün mücadelemizden vazgeçmediğimiz gibi bundan sonra da vazgeçmeyeceğiz. Bizler çok iyi biliyoruz ki; bu saldırı, gözaltı ve işkenceler iktidarın savaş-tecrit politikalarının bir parçasıdır. Bizlerin çembere alınması, demokratik hakkımızın gasp edilmesi tecrit politikasından bağımsız değildir. Bir bütünen Kürt halkını çökertme ve hafızasına yönelik yapılan bu saldırılar karşısında durmaya devam edeceğiz. Türkiye ve Kurdistan'da bütün toplumsal özneler üzerinde uygulanan tecrit-işkence sistemine karşı gerek zindanlarda gerekse sokaklarda bedenini siper edenler yalnız değildir. Özgürlükte kararlı, mücadelede ısrarlıyız. Toplumun mücadele eden tüm kesimleriyle birlikte başaracağız. Bir adım dahi geri gitmeyeceğiz, işkencelere boyun eğmeyeceğiz” diyerek mücadelelerini büyüteceklerini belirtti.

Açıklama, “Bijî berxwedana ciwanan” , “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları, alkış ve zılgıtlarla son buldu.