MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçen hafta makamında ‘Karagümrük çetesi’ olarak bilinen Ergin kardeşlerin en küçüğü Soner Ergin’i ağırladı.

Soner Ergin’in ziyareti sonrasında, “cezaevindeki ağabeylerinin serbest bırakılacağı”, “af çıkacağı” gibi iddialar dillendirildi.

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Bahçeli’yi ziyaret eden Soner Ergin’le yaptığı görüşmeyi aktardı.

10 gündür kayıp olan gencin cansız bedenine ulaşıldı 10 gündür kayıp olan gencin cansız bedenine ulaşıldı

“30 YILDIR HAPİSHANELERDEYİZ”

Ergin, “Benim ağzımdan, kalemimden “müjdeli haber” kelimeleri çıktığı yalandır” derken, “Neden görüştünüz MHP lideriyle?” sorusuna da şu yanıtı verdi:

Türkiye’de daha darbe girişimi olmadan bizim Fethullahçı Terör Örgütü’ne yaptığımız tehditler arşivdedir. Bunun gururunu yaşadık. Yargılandığımız mahkeme başkanlarının hepsi Fethullah Gülen’in terör örgütünün üyesiydi ve ağabeylerimize cezalar verdiler. Evet, benim abim Nuri ve Vedat ağabeylerimin işlediği cinayet suçlarını biz yapmışızdır. Teşekkür edip, cezaları alıp, sırtımıza yükleyip cezaevimize geri döndük. Bu şekilde Ergin Ailesi olarak 30 yıldır hapishanelerdeyiz.

NE İSTEDİ?

“Kıymetli genel başkanıma gittiğimde, afla ilgili bir ricam asla olmadı” diyen Soner Ergin, Bahçeli’den ‘ricasını’ şöyle anlattı:

“Benim ricam; ‘Genel başkanım, FETÖ’nün savcılarının hazırlamış olduğu, ‘müddetname’ dediğimiz çıkış yılında yanlış hesaplamalar var. Bize hâlâ 36 yıla hükmediyorlar. Halbuki 24-25 yıl olması gerekiyor. Bunlar göz ardı ediliyor. Hâlâ uğraşıyorlar, sorun var’ şeklindeydi.”

“TERÖRE KARŞI VERDİĞİ MÜCADELEYE DESTEK AMAÇLI GİDİYORUM”

Soner Ergin, 10 dakika süren görüşmede Bahçeli’nin yanıtını da şöyle anlattı:

Genel başkanım ‘Ben inceletirim, yaparım’ diyecek bir kültüre sahip insan değil. Ben derdimi bir ülkücü olarak anlatmak zorundaydım. Kendisi de ‘Allah kurtarsın, geçmiş olsun’ dileklerinde bulundu tabii ki. Genel başkanımın kapısı herkese açık. Barış Bey, şurayı kaçırdınız: 30 yıldır cezaevinde olan, 2-3 yıl cezası kalmış bir insandan bahsediyoruz. Biz neden bununla ilgili bir ricaya gidelim? Kendisi benim genel başkanım olduğu için teröre karşı vermiş olduğu mücadeleye destek amaçlı da gidiyorum ben. Benim desteğime mi ihtiyaçları var? Hayır ama benim de bir çevrem ve kitlem var.

“AŞIĞIYIM”

Anne ve baba seviliyorsa, ben de genel başkanımın âşığıyım. Şu yazılmış mesela; ‘Esas duruşta durdu.’ Aile terbiyem budur; o benim genel başkanım, gururunu da yaşıyorum ve eğiliyorum da önünde şu an.”

“BU DEVLET BANA MUSTAFA DUYAR’I ÖLDÜRTTÜ”

Karagümrük Çetesi, 1990’lı yılların başında İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Karagümrük semtinde faaliyet göstermeye başlayan ve kamuoyunda “Nurişler” veya “Ergin Kardeşler” olarak da bilinen organize bir suç örgütü. Örgütün liderliğini Nuri Ergin ve kardeşi Vedat Ergin üstlendi.

Çete, semt esnafını haraca bağlama, haraç vermeyi reddeden iş yerlerini kurşunlama, çek-senet tahsilatı, kumar oynatma ve uyuşturucu ticareti gibi çeşitli suç faaliyetlerinde bulundu. 1990’lı yılların sonunda, Nuri ve Vedat Ergin kardeşler, adliyeye duruşmaya getirildikleri sırada firar etmeleriyle gündeme geldi.

1998 yılında tutuklanan Nuri ve Vedat Ergin kardeşler, cezaevine girdikten sonra da faaliyetlerine devam ettiler. Özellikle 2000 yılında Uşak Cezaevi’nde çıkan isyan sırasında, Nuri Ergin’in, Sabancı suikastı sanığı Mustafa Duyar’ın öldürülmesiyle ilgili yaptığı itiraf, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Nuri Ergin “Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü..” diyerek cinayeti itiraf etmişti.

Cezaevinde bulundukları süre boyunca, Ergin kardeşler ile diğer suç örgütü liderleri arasında husumetler yaşanmış, bu durum cezaevi içinde ve dışında çeşitli çatışmalara yol açmıştır. Örneğin, Alaattin Çakıcı ile aralarında yaşanan gerginlikler, karşılıklı saldırılarla sonuçlanmıştır.

Son yıllarda, Karagümrük Çetesi’ne yönelik operasyonlar devam etmiş, 2021 yılında Nuri Ergin’in oğlu Anıl Ergin ve diğer örgüt üyeleri gözaltına alınmıştır. 2023 yılında görülen davada, bazı sanıklar tahliye edilmiştir.

Nuri ve Vedat Ergin kardeşler, işledikleri çeşitli suçlar nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırılmış olup, halen cezaevinde bulunmaktadırlar.