İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” adıyla düzenlediği eylemin 510’uncusu dernek binasında gerçekleştirildi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Selçuk Mızraklı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, KESK Diyarbakır Şubeler Platformu bileşenleri de kayıp yakınlarına destek vermek amacıyla eyleme katıldı.

CEZASIZLIK POLİTİKASI

Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, yaptıkları eylemin amacının toplumsal barışın gerçekleşmesi, hakikat ve gerçeklerle yüzleşme olduğunu vurgulayarak, “Bu anlamıyla birlikte yaşamın örülmesi anlamını taşıyor. Ancak bugün, 90’lı yıllarda sistematik olarak işlenen bu faili meçhuller, ağır insan hakları ihlaline karşı devletin cezasızlık politikası her anlamıyla devam etmektedir” dedi. 

‘SOMUT BİR BEKLENTİMİZ YOK’

Zeytun, Türkiye’de uzun süredir, demokratik ve toplumsal haklarının kullanılmasında anti demokratik ve hukukla bağdaşmayacak engellemelerle karşılaşıldığını kaydetti. Güven'in başlattığı açlık grevine dikkat çeken Zeytun, “Leyla Güven’in tecrit ve çatışma ortamını protesto etmek ve tepki koymak amacıyla başlatmış olduğu açlık grevine ilişkin dün HDP il binası önünde yapılmak istenen açıklama valiliğin keyfi kararıyla yasaklandı. Tüm bunlar bize, demokratik ve legal alanda çalışma yürütenlere karşı, sivil topluma karşı, akademisyenlere karşı siyasal iradenin hangi bakış açısıyla, hangi anti demokratik yaklaşımla tepki koyduğunu göstermektedir. Bu bakış açısıyla hareket eden siyasi iradeyle, bizim geçmişle yüzleşme, hakikat, adalet mücadelesi anlamında somut bir beklentimiz bulunmamaktadır” ifadesinde bulundu.  

KÖYLÜLERİN ÖNÜNDE ALINDI

Zeytun’un konuşmasının ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, Bitlis’in Tatvan ilçesi Ulusoy köyünde 1993 yılında gözaltında kaybedilen Ramazan ve Hamide Şarlı kardeşlerin hikayesini anlattı. Yalçın, 23 Aralık 1993’te Yelkenli Karakol Komutanı Durdun Ertuğrul’un talimatıyla köylülerin silahla köyde nöbet tutuklarını, gece saatlerinde bir araçta bulunan sayıları 4-5 silahlı kişinin okula geldiğini gördüklerini, köylülerin önce seslendiği sonra uyarı ateşi açtığını, silahlı kişilerin de karşılık verdiğini, 15 dakikalık çatışmanın ardından aracın geri çekildiğini anlattı. Yalçın, olayın ertesi günü askerler ve yüzü kapalı özel harekât timlerinin köye gittiğini, köyde yaşayan Hamide Şarlı’yı gözaltına almak istediklerini, Şarlı’nın kardeşi Ramazan Şarlı’nın kız kardeşiyle gitmek istediğini belirtmesi üzerine ikisinin tüm köylülerin gözleri önünde alınıp götürüldüğünü aktardı.

AİHM TÜRKİYE’Yİ MAHKUM ETTİ

O günden sonra Şarlı ailesinin yaptığı başvurular ve suç duyuruların “şahit” yok denilerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini söyleyen Yalçın, iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine anne Cemile Şarlı’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvuru sonucunda Türkiye’yi tazminata mahkûm edildiğini söyledi. 

Açıklama, yapılan oturma eyleminin ardından sona erdi.

ASLAN 23 YILDIR KAYIP

Batman'daki kayıp yakınları, 416'ıncı hafta eylemi için İHD Batman Şubesi'nde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartının yere serildiği eylemde, kayıpların yanı sıra Sur'da öldürülen kayıpların avukatı Tahir Elçi'nin fotoğrafı taşındı. Kayıp yakınları bu hafta 1995 yılından bu yana kayıp olan Mehmet Emin Aslan'ın akıbetini sordu. 

YENİ VALİDEN BEKLENTİ

Eylemde konuşan İHD Batman Şubesi Eş Başkanı Devran Yıldız, eski Vali Ahmet Deniz’in kayıp yakınlarının eylemini yasakladığını hatırlatarak, “Umarız yeni atanan Vali Hulusi Şahin, eski valiyi aratacak uygulamalar yapmaz ve kayıp yakınlarının eylemine artık izin verir" diye konuştu. 

'SİVİL YÖNETİCİLER SORUMLUDUR'

Yıldız'ın ardından İHD yöneticilerinden Zeki Tangüner, kayıp Mehmet Emin Aslan’ın hikayesini anne Makbule Aslan’ın anlatımlarıyla dile getirdi. Mardin'in Dargeçit ilçesinde askerlerce 7 Ekim 1995 tarihinde Mehmet Emin Aslan'ın gözaltına alındığını belirten Tangüner, ailenin bir hafta sonra Dargeçit Kaymakamlığı’na, Cumhuriyet Savcılığı’na ve Tabur Komutanlığı’na dilekçe ile başvuruda bulunduğunu söyledi. Başvurular sonucu aileye, “Oğlunuzun nerede olduğunu bizde arayacağız. Siz de aramaya devam edin” diye yanıt verildiğini ifade eden Tangüner, anne Aslan’ın şu anlatımlarını hatırlattı: “O günden beri aramadığımız sormadığımız yer kalmadı. 23 yıldır oğlumdan haber alamadım. Bir annenin acılarını, duygularını ancak böylesi bir olayı yaşayan anneler bilir, başkası bilemez. Tüm bu acılara rağmen diyorum ki eğer oğlum yaşıyorsa neredir? Ölüyse kemikleri nerededir? Bana göstersinler. O dönemde bölgede görev yapan askeri ve sivil yöneticiler oğlumun kaybolmasından sorumludurlar."  

Açıklamanın ardından grup, beş dakikalık oturma eylemi düzenledi.