Türk Mimar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Batman’ın Kozluk İlçesine bağlı köy ve mezralarında yaşanan elektrik ve su sıkıntısına ilişkin hazırladığı raporu Diyarbakır Elektrik Mühendisleri Odası’nda düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Açıklamayı, TMMOB bileşenleri adına Elektrik Mühendisleri Odası Eşbaşkanı Alican Çetin okudu.

Oluşturdukları komisyonun Yeniçağlar (Zîlan), Karpuzlu (Selîvê), Samanyolu (Kanîkê) ve Dövecik (Malê Gir) köylerinde muhtar ve köy sakinleri ile görüşmeler gerçekleştirip incelemelerde bulunduklarını söyleyen Çetin, elektrik ve su kesintisinin 19 köy ve mezrada yaşandığına dikkat çekti.

Raporda yer alan tespitler ise şöyle sıralandı: 

TESPİTLER

“Zîlan (Yeniçağlar) Köyü,

*Hane sayısı: 250, Nüfusu: 2000-2500

*Köyde sulama kanalına girmesinden kaynaklı hayatını kaybeden genç için kurulan taziye ziyaret edildi. 16 yaşındaki İsa Şerif Üke’nin, arpa öğüttükten sonra banyo ihtiyacı doğmuş fakat yapılan elektrik kesintisi sonucu suyun olmamasından kaynaklı, yıkanmak için köyün yakınlarından geçen DSİ kanalına girmiş. Su kanalının akıntısının fazla olmasından ve kanalda tutunarak çıkacak bir yerin olmamasından dolayı, kanal suyunda boğularak can verdiği belirtilmiştir. Söz konusu DSİ kanalında yapılan incelemede; su kanalının her iki tarafının korkuluksuz olduğu, isteyen herkesin kanala kolaylıkla girebildiğini, hiçbir denetleme ve korumanın olmadığı, kanalın yapısından kaynaklı tutunarak çıkabilecek bir şeyin olmadığı, ayrıca yine korumasız olan kanal kapılarından sonraki alanın en iyi yüzme bilenlerin bile kolay kolay kurtulamayacağı bir yer olduğu, kazaya davetiye çıkardığı, çok sağlıksız ve denetimsiz bırakıldığı gözlemlenmiştir.

*Yine aynı kanalda; daha önce 7 kişinin daha hayatını kaybetmesine rağmen gerekli önlemlerin alınmadığı, gittiğimiz günde köylüye ait 3 ineğinde kanala düştüğü, 2 tanesinin büyük çabalar sonucu kurtarıldığı, 1 tanesinin ise öldüğü belirtilmiştir.

*Selîvê (Karpuzlu)

*Hane sayısı: 150, Nüfusu:1000-1250

*Kanîkê (Samanyolu)

*Hane sayısı: 125, Nüfusu: 800-1000

*Malê Gir ( Dövecik) Köyü,

*Hane sayısı: 25,  Nüfusu: 150          

Ayrıca yöre halkıyla yapılan görüşmelerde;  

*10 bine yakın insanın susuz bırakılarak mağdur edildiği,

*Faturaların aylık olarak düzenli gelmediği, toplu halde 3 ay, 6 ay veya yıllık olarak geldiği,

*Endeks tüketimini gösteren fatura yerine, borcu gösteren yazıların gönderildiği,

*Ödenmeyen / ödenemeyen borçlardan dolayı elektriklerin kesilmesi veya kesik gibi gösterilmesi ve köylünün içme suyu ihtiyacını karşılamak için trafolardan elektrik kullanmaya devam etmeleri nedeniyle, Dağıtım Firması tarafından, (Y) faturası adı altında  harcanan tutarın 2 katı tutarında faturaların gönderildiği

*Borçların yarısından fazlasının; gecikme faizi, geriye kalan kısmın da (Y) faturası adı altında 2 kat gelen faturalar nedeniyle yükseldiği

*Sayaçların direklerde olmasından kaynaklı köylüler tarafından endeks tüketimlerinin görülemediği –komisyonumuzca da bu nedenle sayaç incelemesi yapılamamıştır- aylık olarak gönderilmesi gereken borç mesajlarının gelmediği

*Özelleşmeden önce, kamunun elinde iken yani 2013 yılı öncesi İl Özel İdaresi tarafından, bazı köylerin borçlarının tamamı, bazıların bir kısmı bazıların ise hiç ödenmediği, dolayısıyla borçların yıllara göre dağılımının, köy köy değiştiği

*Gelen tutarlarda; su pompalarının 24 saat çalışma esasına göre hesap yapılıp borç gönderildiği izleniminin oluştuğu

*Köylünün bunu ödeyecek durumlarının olmadığı, bazı köylerdeki borcun köyün tamamının satılması halinde bile ödenemeyeceği,

*Köylerin çoğunun geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğu, bu yıl yaşanan kuraklıktan dolayı ürün rekoltesinde düşüş olduğu, bölgenin afet alanı olarak ilan edilerek yardım edilmesi beklenirken aksine cezalandırıldığı,

*Pandemi de suyun ve hijyenin önemi ortadayken ve aşırı sıcaklar ile mücadele edilirken bu şekilde cezalandırılmalarının hem vicdansızlık hem de insanlık dışı olduğu,

*Bu uygulamanın “susuzlukla terbiye” anlayışı olduğunun düşünüldüğü,

*Bir köyde, bazı kişilerde salgın hastalığının ortaya çıktığı ve bayrama susuz girmek istemedikleri,

*Bazı köylerde, şirket personellerinin kaçak elektrik adı altında gezip, Şirketin göz dağı vermek istediği,

*Elektriğin haber verilmeden gece geç saatlerde kesildiği,

*Bir köyde cenazeyi yıkayacak su olmamasından kaynaklı, Batman’da cenazeyi yıkayıp ondan sonra köye getirdikleri,

*Toplam 19 Köy ve mezranın susuz kaldığı,

*Taleplerinin; bu borçların silinmesi ve bundan sonra düzenli olarak fatura gönderilmesi halinde fatuların ödeneceği.”

Raporun son bölümünde ise şu önerilere yer verildi: 

ÖNERİLER

“*İvedi olarak ve zaman kaybetmeden, başka ölümlerin ve salgın hastalıkların baş göstermesine mahal vermemek için enerjileri kesilmiş olan köy ve mezraların içme suları için kullanılan elektriğinin bırakılması,

*Çoğu faiz olan, düzensiz gönderildiği anlaşılan ve köylülerin ödeyebileceklerinin çok üzerinde olan bu borçların vatandaşları mağdur ettiği, vatandaşına su hizmeti götürmekle yükümlü devlet kurumlarınca gerekli kolaylıkların sağlanması, sorunun geçici çözümlerle değil kesin bir şekilde çözülmesi için dağıtım şirketi DEDAŞ ile iletişime geçilmesi,

*Su insanlar ve tüm canlılar için temel ihtiyaçtır. Susuzluğu, vatandaşları terbiye etme aracı olarak kullanılması insanlık suçudur, insan hakları ihlalidir. Enerjiyi keserek, susuzluğu dayatarak, bunun bir tehdit aracı olarak kullanılması kabul edilemez.

*Tüm demokratik kurum kuruluşların, insanım diyen her kesimin sebep ne olursa olsun yapılan bu insanlık dışı uygulamaya karşı köylülere destek vermesi,

*Bundan sonra faturaların, düzenli olarak, tüketilen endeksleri gösterir bir şekilde gönderilmesi ve ayrıca bu bilgilerin mesaj ile bildirilmesi,

*Bu durumların tekrarlamaması için sosyal devlet anlayışı çerçevesinde gerekli girişimlerin yapılması,

*Y fatura adı altında katlı borç çıkartma yönteminin terk edilmesi,

*Zilan Köyünde İsa Şerif ÜKE’nin boğularak hayatını kaybetmesine, elektriği keserek köylüyü susuz bırakan DEDAŞ’ın da ve kanalda gerekli güvenlik önlemi almayan DSİ’nin de sorumlu olduğu,

*Özelleştirmenin yarattığı sorunlar bu durumla bir kez daha ortaya çıktığından, özelleştirme anlayışı yerine kamulaştırma hamlesinin başlatılması,

*Dünya ve Ülke olarak Covid-19 pandemisini yaşarken, suya en fazla ihtiyaç duyulan bu zamanda, böyle bir uygulamanın yapılması, kabul edilemez… DEDAŞ Dağıtım firmasını bu uygulamadan derhal vazgeçmeye çağırıyoruz.

*Köylünün içme suyu ihtiyacını karşılayan kuyular için hibe destekli fotovoltaik güneş panellerinin kurulması, güneş enerjisi ile enerjinin sağlama çalışmasının ivedi olarak başlatılması için ilgili kurumların sorumluluk almasını,  

*Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi olarak GES projeleri ve uygulamaları konusunda her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”