Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Adana Şubesi ve Adana Dersimliler Kültür, Dayanışma, Yardımlaşma Derneği, 15 Kasım 1937'de idam edilen Seyit Rıza ve yol arkadaşlarını andı. HDP ve  HDK temsilcilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi ve kurumun katıldığı anma Adana Dersimliler Kültür, Dayanışma, Yardımlaşma Derneği binasında düzenlendi.

Etkinliğin yapıldığı salona Seyit Rıza'nın posterlerinin yanı sıra "Dersim kimliğimizdir, inancımızdır, dokunma", "Munzura dokunma" ve "Hakikat yol sürer; zaman ve mekan şahittir. Anılara niyazımız yolumuza ikrarımızdır" yazılı pankartlar asıldı.

Saygı duruşuyla başlayan anmada Seyit Rıza ve yol arkadaşları çerağlar yakıldı. 

'OSMANLI'NIN KALINTILARINDAN KURTULAMIYORLAR'

Yaptığı konuşmada Dersim Katliamı'nda yaşamını yitirenleri anan DAD Adana Şubesi Başkanı Zeynel Kete, katliamdan kurtulan bir annenin 'Taş olsam çatlardım, toprak oldum dayandım' sözlerini hatırlayarak,  girişilen katliamla taşın, toprağın, suyun ruhunu anlamış doğal kurumsal bir direncin yenilgiye uğratılmak istendiğini ifade etti.

Bugünkü iktidarın da Osmanlı’nın kalıntılarından kurtulamadığını söyleyen Kete, "Farklı inanç  ve etnik yapılar 'Türklük Sözleşmesi' içerisinde eritilmeliydi. Bu topraklarda yaşayan, farklı inanç, itikat, mezhep ve süreklerin 'Türk İslam anlayışı' içerisinde hizaya getirilmesi amaçlanıyordu. Yeni devlet yapılanması teklik üzerine inşa ediliyordu. Yeni cumhuriyet modernitesi için Dersim sadece etnik yapı olarak değil, inanç olarak da farklıydı. Aryenik Rêya Hakk damarı bu coğrafyada direniyordu. 1924 Anayasası’nda yasalaşan teklik anlayışı muteber vatandaşı tanımlamıştı. 'Türktür, Türkçe konuşur, mezhebul Hanifidir.' Bu sözleşmenin dışında tüm topluluklar 'öteki' sıfatını taşıyordu"  dedi.

'PLANLI, PROGRAMLI BİR KATLİAMDI'

4 Mayıs 1937'de Atatürk ve Fevzi Çakmak'ın da katıldığı Bakanlar Kurulu’nda "Tedip ve Tenkil Kararı”nın alındığını hatırlatan Kete, şöyle devam etti: "Dersimliler bir isyanda bulunmamış, tamamen plânlı, programlı bir katliamla karşı karşıya kalmışlardır. Cumhuriyet modernitesi üniterlik adına bütün farklılıkları maddi manevî değerleri ile beraber çarmıha vermiştir. 15 Kasım 1937 yılında Elazığ'da idam edildiler. Son isteği olan evladından önce idam edilmesi isteği kabul edilmedi.  Reya Heq Aleviler olarak 83'üncü yılında Dersim Katliamı bizler için yeniden anlaşılarak, yüzleşilerek, onurlu ve dik bir duruşun üzerinde yükseltmelidir." 

‘KATLİAMDAN ÇIKARILACAK DERS…’

Bireysel iktidarlaşmaların karşısında örgütlenmek gerektiğini vurgulayan Kete, "Bugün savaş politikalarına destek verenler, payanda olanlar, tarihsel katliam zihninin devamıdır. Mahkum edilmesi ve yenilmesi gereken bu devşirme katliamcı zihindir. Dersim Katliamı’ndan çıkarılacak en büyük dersin toplumsal, kurumsal örgütlülük ile zulme karşı direnilebileceği gerçeğidir" ifadelerini kullandı.

Yapılan konuşmalar sonrası anma, lokma dağıtımı ve seslendirilen Alevi deyişlerle son buldu.