Hakların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilli Musa Piroğlu, gündem olan devlet destekli çete yöneticisi Sedat Peker’in itiraflarını değerlendirdi. Devlet-mafya ilişkilerinin ayyuka çıktığı Susurluk’u hatırlatan Piroğlu, “Susurluk, kirli savaşın uyuşturucu ile finanse edildiğinin kanıtıydı. Ağar Susurluk’un baş aktörüdür. Susurluk’ta ortaya çıkan narko-ekonomi denen ekonomik döngünün deşifre olduğu bir sürecin içinde geçiyoruz. Milyarlarca dolardan söz ediliyor. Peker’in açıklamaları yürütülen kirli savaşın finansı açısından çok önemli. AKP bir mafya devleti gibi çalışıyor. Baştan sona bu böyleydi. Belediyeler üzerinden insan kaçakçılığı yaptılar, uyuşturucu kaçakçılığı yapılıyor, kokain çekenleri var, tecavüzcüler katiller ortalıkta geziyor, baştan sona bir suç örgütü haline gelmiş durumda. Peker, bu suçların görünür olmasını sağlayan figüranlardan yalnızca birisi” dedi.

FRAKSİYONLARIN ÇATIŞMASI  

Mafya-devlet ilişkilerinde çarkın yıllardır döndüğünü ve Peker’in şimdi konuşmasının iktidar fraksiyonları arasındaki çatışmalara bağlayan Piroğlu, “Bu fraksiyonlar artık bütünlüklü değil. Biz bu çarkı kırma imkanına sahibiz. Biz kıramazsak bu çarkı fraksiyonlar arasında yalnızca yerler değiştirecektir. Nasıl Susurluk’ta bir iktidar bloğu tasfiye edilip başka bir güç getirildiyse, şimdide egemenler arasında bu çatışmada fraksiyonlardan birinin yeri değişebilir. Biz bu çarkı kıracak koşulları değerlendiremezsek, çarkın biri kırılır, öbürü devreye girer.  Ama çarkın değirmeninde öğütülen yine yoksul halkın bedeni, emeği olur” diye konuştu. 

NETANYAHU İLE AYNI YÖNTEM 

Filistin halkına yönelik saldırının milliyetçiliği iç siyasetinin bir aracı olarak kullanan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sıkışmışlığı olarak tarif eden Piroğlu, benzer durumun AKP yönetiminin Kürtlere yönelik yürütülen savaş için de geçerli olduğunu söyledi. Piroğlu, her iki halka saldırının iktidarların karakterstik özelliklerinden çıktığını söyledi.  

DEVLETLERARASI ÇIKAR İLİŞKİLERİ

Uluslararası kurumların tutumlarını da eleştiren Piroğlu, “Bu kurumlar emperyalistler arasında ilişkileri düzenlemekten başka bir şey yapmıyor. Devletlerin demokrasi, adalet ve hak söylemleri egemenlerini korumak için basit araçlardan başka bir şey değil. İsrail devleti bu kadar katliamı dünya devletleri onay vermeden yapamaz. Dünya hükümetleri silahlarıyla İsrail’e destek verdiği sürece katliamların birinci dereceden sorumlusudur. Bunun benzerini çok yakın bir zamanda kendi coğrafyamızda gördük. Türkiye öz yönetim direnişleri sırasında Sur, Cizre, Nusaybin, Yüksekova’da benzer katliamlar yapıldı. Kentler yıkıldı, cenazeler sokakta bekletildi. Ve tüm bunlar dünya devletlerinin gözü önünde oldu. Devletlerarası ilişki devlet çıkarları üzerinden hesaplanır. Bu noktada hassas olması gereken harekete geçmesi gereken halk kitleleridir” diye belirtti.  

'AKP KATLİAMLARDA SORUMLUDUR'

AKP’nin İsrail politikasında da ikiyüzlü olduğunu vurgulayan Piroğlu, şöyle devam etti: “İsrail limanlarına Türkiye gemileri mal bırakırken, İsrail askerlerinin mataralarındaki su Türkiye’den gittikçe, İsrail ile askeri ve ticari işbirliği devam ettiği sürece İsrail’e yönelik kınama ikiyüzlülük ve yalandan ibarettir. AKP görüntüde kahramanlık edebiyatının arkasından korkunç bir askeri ve ticari işbirliğini gizliyor. Bunun nedenle yaşanan katliamlarının birinci dereceden sorumlusudur.” 

BENZER POLİTİKALAR YÜRÜTÜLÜYOR 

Türkiye ile İsrail’in siyasi ve askeri benzerliklerine dikkati çeken Piroğlu, şunları ifade etti: “İsrail’in Filistin’e yönelik politikası ne ise Türkiye’nin Kürdistan’daki politikası da aynıdır. Cenazeler sokaklarda bekletiliyorsa, kentler yıkıyorsa, mezarları yıkılıyorsa ve bir bütün olarak siyasi iradesini yok sayıyorsa İsrail ile ilgili söyleri yalandan ibarettir. Filistin’deki çocukların katliamına hayıflananlar Uğur Kaymazları, Ceylan Önkolları yok sayıyorlar. Mescid-i Aksa saldırılarını kınayanlar, kaldırım altında beklettikleri cenazeleri görmezden geliyorlar. Kendi düşmanlığını gizleyip başkasının düşmanlığını görmekte ikiyüzlülüktür.” 

'ENTERNASYONAL HAREKET ŞART'

Ortadoğu’nun iki kadim halkı olan Kürt ve Filistin halkının özgür olmadan Ortadoğu’ya barışın gelmeyeceğini sözlerine ekleyen Piroğlu, şunları söyledi: “Kaderimizi emperyalist ve egemenlerin ikiyüzlülüğüne teslim edecek kadar rahat bir dönemin içinden geçmiyoruz. Kendi kaderimizi kendi ellerimizin arasına almak zorundayız. Ancak o zaman katliamları durdurabiliriz.”