Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan AKP’li kayyım rektör Melih Bulu’ya karşı protestolar Türkiye’nin birçok iline yayıldı. İktidar öğrencileri hedef alarak direnişi bastırmaya çalışırken, öğrenciler, seçilmiş rektör gelene kadar mücadele edeceklerini ifade ediyor. Kayyım karşıtı protestolarda gözaltına alınanlar arasında bulunan öğrenciler, bir adım dahi geri atmayacaklarını belirterek, herkesi dayanışmaya çağırdı. 

KADIKÖY EYLEM ALANINA DÖNDÜ

Marmara Üniversitesi Öğrencisi Yunus Emre Karaca, protestolar esnasında işkence ile gözaltına alındıklarını ifade ederken, hiçbir uyarı yapılmadan polislerin açıklamaya müdahale ettiklerini dile getirdi. Tüm engellemelere rağmen yurttaşların dahi öğrencilere destek verdiğini aktaran Karaca, “Kadıköy’ün her bir alanı fiili olarak eylem alanına dönüştü. Bekledikleri bu değildi. Alandan dağılmamızı bekliyorlardı fakat öyle olmadı. Sert bir müdahale ile karşılaştık. İşkenceye ve hakaretlere maruz kaldık. Polisler tarafından tekmelenerek gözaltına alındık ama her şeye rağmen hesap sorduk” diye vurguladı.

 DİN DÜŞMANLIĞI GÖMLEĞİ

Siyasi rejimin, iktidarını sürdüremediği ve bu nedenle direnenleri daha da baskılamaya çalıştığına da değinen Karaca, öğrencilerin “terörist” ilan edilmesindeki sebep olarak da buraya işaret etti. Karaca, hükümetin “din düşmanlığı gömleği” ile her durumda kendini aklamaya çalıştığına dikkati çekerek şöyle konuştu: “Kendi medyasında bir din düşmanlığına dönüştürerek din savunuculuğu gömleğini giyiyor, öte yandan polisin saldırılarına karşı kendini savunanlara karşı ‘Vatanını milletini savunanlar bizleriz bunlar vatan haini’ diyerek başka bir yere çekmeye çalışıyor. Bu konuda bizim savunmaya veya derdimizi anlatmaya alanımız yok onun için bir araya gelmeliyiz. Daha kalabalık bir şekilde sokaklarda sesimizi çıkarmalıyız. O zaman durumun yandaş medya da anlatıldığı gibi olmadığını açık bir şekilde anlatabiliriz.”

'DİRENECEĞİZ'

İstanbul Üniversitesi öğrencisi Mert Batur, gözaltına alınan arkadaşlarının kötü muameleye maruz kaldığını ifade ederek, "Bir arkadaşımız gözaltında herkesten ayrı bir yerde tutularak kaçırılmaya çalışıldı. İfade harici sorgulandık. Kaçırılan arkadaşımıza, saatler sonra kamuoyunun yoğun desteği ile ulaşabildik” dedi.

Batur, direnişlerinin her geçen gün kitleselleştiğine dikkati çekerek, bu direnişin sonuç alması için mücadeleyi sürdürecekleri mesajını verdi. Üniversitelerine atanan kayyıma karşı süren eylemlerin tüm ülkeyi ilgilendirdiğini söyleyen Batur, tüm adaletsizliklere karşı direnecekleri mesajını verdi.

HER AN HER YERDE MÜCADELE

Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Ece Köroğlu ise, direnişlerinin haklı olduğunu ifade ederek, gözaltılara tepki gösterdi. Söz, yetki ve kararın üniversitelerin öznelerinde olması gerektiğini dile getiren Köroğlu, “Basılan bir yer varsa o da üniversitelerin iradesidir. Dayatılan bir şey varsa kayyımlıktır. Biz şunu söylüyoruz, sürekli üniversitelere kayyım rektörler atanıyor. Çünkü öğrencilerin özgür olmasını, öğrencilerin kendini ifade etmesini istemiyorlar. Kendi istedikleri üniversiteleri var etmek istiyorlar. Fakat biz üniversitelerin bilim yuvası olduğu, özgür olduğu ve eşitlikçi olduğu bir üniversite istiyoruz. Bu yüzden her an her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz” diye belirtti. 

Köroğlu, gençliği ilgilendirecek her kararın ancak gençlik tarafından alınabileceğini söyleyerek, tüm öğrencilere direnişe destek olma çağrısında bulundu.